Ülkemizdeki Amatör Balıkçılığın Durumuna Bir Bakış - Makale / M.Zengin (Bölüm 1)

Yakup Hoca.

Yazık olmuş sana.
Samimiyim.
Yazık olmuş.

Geçmişe bir baktım da, bir zamanlar bana;

"Merhaba değerli abim.
Tarık abi, her ne olursa olsun, senin bendeki önemin değerin, benim sana saygım hiç bir zaman benim öz abimden daha aşağı olmayacaktır. Öncelikle bunu bilmenizi isterim.
..........
..........
Neyse uzatmayayım. Savaşta geri durduğum için sizde çok özür diler ve affetmenizi rica ederim.
Hürmetlerimle

Yakup"

Demişsin.

Ben de sana,

" .....
...........
Son sozune katilmiyorum. Savasta geri durmaktan bahsetmiyorsun sen. Belkide beni kirmamak adina. Savasta yer gelince geri durmaya evette, savastan vaz gecmek yok degil mi Hocam?

Ama dersen ki bu is buraya kadar. Inanki sadece uzulurum senide kaybettikleri, yildirmaya muaffak olduklari icin. Sana kirilmam soz konusu bile olamaz.
RASTGELSIN

Tarik ERSAL"

demişim 2005 Mayısında.

Daha diyeceğim bir laf yok Yakup.
Yazık olmuştan başka.

 

Yakup hoca,

Ben sana saygı ile davrandıkça sen kantarın topuzunu iyice kaçırdın.

Sen ne diyorsun hoca?
Amatör Balık Avcılığı alanında hiç bir zaman satışa çıkmadım ki satalacak malım olsun.

Bir akademisyen olarak karşı fikir beyanını anlayabilirim.
Ama lafının nereye gittiğini de bilmek zorundasın.

Yani haddini bileceksin hoca.

Kendi kendine ve içerisinde bulunduğunu yeni anladığım paranoya ile " Neden samimiyetle;
Biz fikirlerimizi bilimsel sempozyumlarda da duyurmak, daha fazla kitleye ulaşmak istiyorduk. Adı geçen şahsa ulaştık, o da adının makalenin başına yazılmasını kabul etti, içerisine konuyla alakası olamsa da bir kaç kaynak adı yerleştirdi... Ve biz yargılarımızı böylece sempozyumda sunabildik.
demiyorsunuz." diyebilmen bile haddini aşmanın dikala bir göstergesi.

Sen bunu ispat et, ben tüm amatör balık avcılığı camiasından elimi eteğimi çekeceğim ve tüm amatör balık avcılığı malzemelerimi de ihtiyacı olan genç arkadaşlarıma hediye edeceğim gibi, hayatımın sonuna kadar bırak balık tutmayı, yemiyeceğim.

Amaaaa, iddianı ispat edemezsen (ki böyle bir şey olmadığı için edemezsin) iddia edip, ispat etmeyen veya edemeyen için halk arasında ne deniyorsa, ben de onu diyeceğim sana.

Yeter. Evet yeter.
Akademisyen olmak sana bu lafları yazma hakkını vermez.

En başta ayıptır hoca. Ayıp.

Amatör Balıkçı Belgesi için ne düşündüğümü bildiğin gibi, her fırsatta amatörce görüşlerimi de yazdım. Eğer bu makalenin yazarı benim bu görüşüme ters fikirlere sahip ise ben naapayım?
O belgenin alınması ve dolayısı ile bulundurulmasının zorunlu olmadığını sirkülere yazdırmak için neler yaptığımızı gayet iyi bilen bir kişisin. Ancak uygulama için gerekli olan alt yapısı hazırlanınca verilecek bir eğitim karşılığı en azından belli sular ve türler için zorunlu olması gerektiğini de savunurum.

Bir zamanlar Amatör Balık Avcılığı kuralları içinde değişmesi gerektiğine inandığın maddeler için bizlerle beraber çalışmalar yaptın. Elimde bir çok örnekleri mevcut. Hatta sana inancımızla, senin gösterdiğin yönde hareket ederek bir çok olumlu değişime neden olduk.

O günden bu yana bir an olsun bizlere karşı olan, hatta saldıran bu yöndeki fikirlerini yazmadın, söylemedin.
Meğer neler düşünür de fırsat kollarmışsın???
Gerçekten hayretler içindeyim.
Şimdi çıkıp bu vesile ile canının istediği yere omuz atamazsın hoca.

Mustafa ZENGİN Hocam ile henüz tanışamadım. Ancak en kısa zamanda tanışmak isterim.

Eğer akademik düstur sana gerçek muhatabının olmadığı ortamda bu denli saldırgan olup, eleştirinin de çoook ötesinde yazmana engel olamıyorsa, fazlaca diyeceğim bir şey yoktur.

Ancaaaak, gel benim ve Amatör Balık Avcılığı adına birlikte hareket ettiğim kişilere, binbir emek ile elde ettiklerimize dayanaksız, ispatsız laflar etme.

Tabii ki eleştirmek her amatör balıkçı gibi senin de en doğal hakkındır.
Tartışmak, yanlışları işaret etmek başka.

Ama haddini aşmamak kaydıyla hoca.

Ayrıca unutma ki burası akademik bir arena değil.
Amatör Balık Avcılarının arasındasın. Akademisyen unvanına gösterilen saygıyı hak etmek, başka akademisyenlere saygılı davranmak, hatta bu konuda hepimizden daha titiz davranıp, örnek olmak zorundasın.

Sana bunları yazmam gerekeceğine hiç inanmazdım.
Yazık olmuş hoca. Yazık.

 

Hoca, ne sorduysan açıkca, madde madde yaz.
Sor, adabına uygun suçla, olması gerekipte yapmadıklarımı yaz.

Verilecek cevabım varsa vereyim.

Benim sana bir şey öğretmek gibi çabam olmadığı gibi, saldıran, muhatabının olmadığı yerde ardından yazıp, kara çalan, konuyu alabildiğine kişiselleştirip, bu güne kadar ne yazkı ki farkedemediğim kinini kusan da sensin.

Yazmadan geçemeyeceğim.

Yazıklar olsun.

Kimseye de öğretmek vasfına, yetkinliğine sahip değilim.

Ancak, bildiğim, inandığım ne varsa yazarım, savunurum.
Buna çamur atarak engel olmak isteyene örnekte olduğu gibi, gereken cevabı veririm.

Yapmaya çalıştıklarımız ve yapabildiklerimiz adına her ne sorarsan cevap vereceğim.

Ama daha da çirkinleşmeye hiç gerek yok bilesin.

O verdiğin örneğin geçmişini ve sonrasını da yaz.
Biliyorsan tabii ki.

Dezenformasyon ile kimse bir yere varamadı, sen de bir yere varamazsın.

 

Sanıyorum Akgöl ve Çizgili Sazan ile ilgili yazıyı Tatlısudaki Balıklar bölümünden herkes hatırlıyordur.

http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=26537


Sorun çözüldü... Dahası da yapıldı ve yapılacak...

Akgöl Orman İşletme Şefliği, Milli Parklar Sinop İlmüdürlüğü, Ayancık Belediyesi, DSİ, Valilik, Kaymakamlık, Ayancık Avcılar kulübü ve başkanı sn. Mustafa bey... Akgöl için bir şeyler yapılmasına inandı ve bunun için çalıştı...



Biz sadece sorunu tespit ettik ve ilgililere bildirdik... Gerisi ve tüm başarı yukarıda sayılan kurum ve kişilere aittir.

http://www.ayancuk.com/Haber-718-Akgol-Temizleniyor.html

Akgöl Temizleniyor
İlçemizin en önemli turizm değerlerinden biri olan doğa harikası Akgöl kurtarılıyor.

Gölün tabanında biriken çamur, mil ve oluşan sazlıklar nedeniyle sürekli daralan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Akgöl'ün temizliği için belediyemiz düğmeye bastı.Belediyemizin yoğun talepleri neticesinde Gölde DSİ Bölge ve İl Müdürlüğünce temizlik çalışması başlatıldı.

Belediye Başkanımızın Ayhan Ergün'ün DSİ Bölge Müdürü'nü ziyareti sırasında konuyu kendisine iletmesi ardından başlatılan çalışma kapsamında, göl tabanının çamur ve millerden kurtarılması için sallama diye tabir edilen iş makineleri temizliği son sürat devam ediyor.

Çalışmalar kapsamında belediyemizin araç ve gereçlerininde Akgöle kanalize edilerek çalışmanın bir an önce bitmesi planlanıyor. Akgöl, önümüzdeki yaz sezonunda yemyeşil, çamurdan uzak, uzun yıllar il ve ilçe turizmimize hizmet verecek seviyeye getirilecek. Temizlik çalışmalarının yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Kaynak: Ayancık Belediyesi


http://www.haber57.com/haber_detayi.asp?id=2640


Akgöl Bahara Hazır
22.12.2009 / 16:1:57


Ayancık Kaymakamı Gülihsan Yiğit´ten edinilen bilgiye göre Ayancık´ın tanıtımında önemli bir yeri olan doğa harikası Akgöl´ün son zamanlarda zemininin dolması ve kirli bir görüntü vermesi dolayısı ile iyileştirme çalışmalarının hızla devam ettiği belirtildi.
Yiğit, 2009 yılı 3. koordinasyon toplantısında alınan karar gereği Sinop Valisi M.Hakan Güvençer´in talimatı üzerine DSİ, Orman ve İl Özel İdaresinin katkıları ile temizleme işlemine başladıklarını ve çalışmaların hızlı bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Akgöl´ün zemininde biriken çamur ve otsu kalıntıların temizlenip daha güzel bir görünüme kavuşturularak, çevresindeki düzenlemelerle turizme hizmet eder hale getirilmesi için gerekli çalışmaların başladığını ifade eden Yiğit, bu amaçla 3000 m´2 lik alanın taramasının bitirildiğini kaydederek kamelyalar, oturma grupları, gezi yolları ile Akgöl´ün yeni yüzünün baharla beraber ziyaretçilere açılacağını belirtti.
Bu kapsamda Kaymakam Gülihsan Yiğit ile Vali Mustafa Hakan Güvençer, Akgölde yerinde incelemelerde bulundu.
İnceleme sırasında Güvençer´e çalışmalarla ilgili bilgi veren Yiğit temizleme çalışmalarının bir an önce bitirilip, yaz turizmi başlamadan güzel bir görünüme kavuşacağını belirterek böyle doğa harikası güzelliklere her yerde rastlanmadığını, bunun değerini bilerek doğaya sahip çıkmak gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

Ve bölgede bilinçsizlerin yıkımlarını ortadan kaldırma mücadelesinin diğer bir parçası...

Bu afiş tarafımdan hazırlandı, Milli Parklar İl Müdürü Sn. M. Sungur'a verildi, bastırılıp...

Tüm ilgili köy muhtarlık ve kahvelerine ve ilçedeki avcı klüp ve dernekleri ile gerekli yerlere asıldı...

 

Yani konuşmayacaksın, insanlara ve kurumlara çamur atmayacaksın...

Çalışacaksın...

 

Hoca, yeter ki çalış. Çalışalım.
Bizim yaptıklarımız ve yapmaya çalıştıklarımız da herkesin gözü önünde www.rastgele.org da.

"Yani konuşmayacaksın, insanlara ve kurumlara çamur atmayacaksın..."


Çamuru atan sen iken bunu nasıl yazdın anlamadım.

Hatırlar mısın o Akgöl ve İnaltı Çayına senin davetin ile birlikte gitmiştik.
Almış olduğun resmi izin ile araştırma yapmıştık.

O araştırmanın sonucunda o canım göl ve derede doğal alabalığın yok olduğunu KKGM'ye anlatmış, o güne kadar ki 5 sene yasakladıkları bölgede alabalık nasıl tükendi diye de sormuştuk.

Daha sonra da aynen şimdi senin yaptığın gibi o gün yanımızda olan bir başkası tarafından çamur atımına maruz kalmıştık.

Geçmiş geçmişte kalsın. Anınca içim acıdı.


Cevapsız kalmasın soruların hoca.

SORDUN:
Sizce dünyanın hangi ülkesinde alabalık avcılığında; toprak solucanı, derenin kenarından yakalanmış çekirge veya derenin içinden toplanmış mayıs sineği ve yusufçuk larvalarının kullanımı yasaktır?

Bu yasak tebliğe nasıl girdi?

CEVABIM:
Birçok ülkede doğal yem kullanarak doğal alabalık avcılığı yasaktır.

Farklı olanlardan örnek istersen bilgisayarımda olanlardan birkaç tanesini hemen aktarayım.

AVUSTRALYA:
Balığın avlanılacağı doğal çevre dışından canlı yem getirilmesi yasak.
FİNLANDİYA:
Alabalık cenneti olan bu ülkede derelerde somon üremesine zarar vermemek için canlı yem kullanılması yasaklanmış. Ancak göllerde serbest. Bazı yörelerde sadece fly avına izin veriliyor. Sebep yine somonları korumak.
İSPANYA:
Eyaletlerinin büyük bir çoğunluğunda sadece yapay yemle alabalık avcılığı serbest. Doğal yem kullanımı yasak.
Aragon Eyaletinde ise durum farklı. Bu eyalette alabalık için sadece yapay yemle avlanır diye bir yasak var, ancak 15 nisan 15 mayıs arası şamandralı takımla av serbest ve burada avlanılan çevreden olmak kaydıyla solucan böcek kelebek gibi canlı yem serbest. Yani av mahalline dışarıdan canlı yem getirmek yasak.
Astorya eyaletinde; Bu eyalette alabalık için sadece yapay yemle avlanır diye bir yasak var. Somon da olan yerlerde alabalık için sadece fly serbest. Canlı yem alabalık için yasak.

Bu yasağın tebliğe nasıl girdiğine gelince.
Sen bilim adamı olarak davet edildiğin halde Tebliğ Danışma Kurulu Toplantılarına gelmedin. Hatta bulabilirsem bu konuda ki yazışmalarımız da var. Sana katılman için yalvardımdı.

Bizler Amatör Balık Avcılığı Dernekleri olarak o toplantılara gittik. Talep ettik. Değerlendirildi. Uygun görülüp uygulandı.

Dersen ki; Akarsularda her türlü doğal yem kullanılarak alabalık avcılığı yapılması neden yasaktır?
Cevap aşağıda. İster katıl, ister katılma.

Doğal alabalıklarımızın çoğunluğu bilindiği gibi oldukça dar akarsularımızda bulunmaktadır. Tüm dünya ülkelerinde de olduğu gibi bu türün sadece yapay yem ile avlanılması suları azalmış kaynaklardan alabalıkların kolayca avlanmasının önüne geçecek bir uygulamadır. Ayrıca, doğal yem ile avlanan alabalıkların boy limitlerinin altında olması durumunda geri salınması halinde, çoğu kez yemi ve yemin içindeki olta iğnesini yutmuş olduklarından hayati yaralar almakta ve tekrar yaşama dönme şansları olmamaktadır. Bu nedenlerle akarsularımızdaki alabalık avcılığında sadece yapay yeme izin verilmiş olup, doğal yem ile avlanmak yasaklanmıştır.

SORDUN:
Sizce dünyanın hangi ülkesinde, un, kemik, et kurdu ve sinek larvalarının sazan balığı ve türevlerinin avcılığında kullanımı yasaktır?

Bu sadece alabalıkla başlayıp tüm sahalarda ve tüm türlerin avcılığında nasıl yasaklandı, kimler bunu önerdi?

CEVABIM:
Doğal alabalık konusunda olanları yukarıya yazdım.
Tüm türlerin avcılığında bu kural nasıl yer buldu bilmiyorum.
Öneren ben ve biz değiliz.
Yaz bir dilekçe sor KKGM’ye. Cevap alacağına eminim.

SORDUN:
Müdahil olduğunuz platformlarda, hakkında en ufak bilgi sahibi olmadığınız türlerin boy, zaman ve çanta limitleri konuşulurken, neden "bir bilen konuşsun" demek yerine, kulaktan dolma bilgilerle ortaya çıkıyor öneri getiriyorsunuz?

Bak burada yalan söylüyorsun.

Bilmediğim, tanımadığım türler için aşağıya aktardığım istisna hariç, hiçbir zaman bir görüş beyan etmedim.
Bu konuda iki beyanım vardır. O da senin verdiğin görüşe inancımla Eşkina - Mavruşgil ve ekolojik açıdan zararlı balık türleri için olmuş, onlar da KKGM’ye iletilmiştir.

Hoca, oku da utan.

Form: Tarýk ERSAL
To: Yakup ERDEM
Sent: Wednesday, December 13, 2006 10:06 AM
Subject: Re: Yapamadim

Hocam gunaydin,

Bu haliyle eklersen yazının yazarına da saygisizlik etmemis olurum, okuyanlara da görsel bir kaynak olusur.

Ayrıca asil ben senden bu konularda yorum bekliyorum. Gordugun gibi ancak ogrendiklerimi aktarabiliyorum. Yorum ve devami senden. Benim resim istedigim arkadas bir tilapya resmi yollayınca dayanamadim. Bence agin icinde yatanin bir esinin resmiydi.

Bir onceki mailimde de yazdigim gibi pek te ilgilenen yok gibi. Sadece sikayet var. Oda oturdugu yerden. Biz adam olmayiz ya hayirlisi.
Anlatmaya calistigim bu canlinin zararli oldugu sirkulerde bile var. Ama onu bile adam gibi okuyan yok. Yardim edersen sevinirim. Ayrica aktardiklarimda yanlis varsa duzeltmeni ozellikle rica ederim. Yanlis bilgi edinmek kadar kotu oldugunu dusundugum bir sey yok.
RASTGELSIN

NOT:
Mesela bildigim kadar ekteki balik ile senin yolladigin ayni ve butun batı anadoluyu kapladi. Lanet olasica.

Tarik ERSAL

Daha örnek istersen çok be hoca.

Ama yazık ki yazık.

 

Sevgili arkadaşlar,

Bu güne kadar aramızda tek olumsuz kelimenin geçmediği, yaptıklarım ya da yapmaya çabaladıklarım için en ufak bir eleştirisini duyup, okumadığım Yakup bey ile huzurlarınızda bu şekilde yazışmaktan kendi payıma ben utanıyorum.

Ama olacağı varmış.
Akacak kan damarda durmuyor.

Her ortamda saygı ve sevgi ile andığım, örnekte de olduğu gibi, eleştirilen kendisiyken onun olmadığı ortamlarda peşinden söylenen ya da yazılanlara karşı durduğum, savunduğum bir insandı kendileri.

Ama ben bildiğimden de şaşmadım, şaşmayacağım.

Tabii ki olası hatamı tespit edip, uygun bir lisan ile anlatan olursa o hatayı düzeltmek için faal olmak ve gerekiyorsa özür de dilemek te boynumun borcudur.

Adamlıksa, benim bildiğim adamlık bu hoca.

Kalın sağlıcakla.

 

Ellerinize sağlık.
İnsanlarımızı bilgilendirmek adına yapılmış güzel bir çalışma.
Sade vatandaşın anlayacağı, uyum sağlayacağı tarzda bir afiş olmuş.

Yaptığınız iş ile gurur duymakta haklısınız.

Bu gibi faaliyetlerin insana neler hissettirdiğini biliyorum.
Bunu yaşayarak öğrendim.
Allah hepimize bu gibi duygular yaşamayı nasip etsin ki bu alandaki örnekler olabildiğince çoğalsın.

Ancak afiş üzerinde gördüğüm hataların altını (eleştirinin nasıl olması gerektiğini örneklemek adına) çizmekte isterim.

1. Husus;
AĞ VE EL İLE ALABALIK AVCILIĞI YASAKTIR.

Evet Yakup hoca.
Ağ ile avcılık yasaktır.

Yasaklanması gerektiğine inandığım halde EL İLE ne alabalık, ne de diğer türlerin avcılığı yasaklanmamıştır.
İlk bulduğumuz fırsatta Amatör Tebliğde yer almasını sağlamak için faal olacağımız bir husus EL İLE BALIK TUTMAK.

Bu konuda faal olmamı isteyen ya da istemiyenlere bu aşamada bir lafım da yoktur.

Ancak, ne yazık ki hali hazırdaki kurallar içinde balık yuvalarını, gizlenip, dinlendikleri alanları tarumar eden bu yöntem yasaklanmış değildir.

2. Husus:
BİR KİŞİNİN GÜNDE 3 ADETTEN FAZLA ALABALIK AVLAMASI YASAKTIR.

Kim demiş?
Hangi kural bunu veriyor?

Doğrusu;

Bir kişinin günde 3 adetten fazla DOĞAL ALABALIK ALIKOYMASI YASAKTIR.

Avlaması ve (kurallarda net olarak verilmemiş olsa da) uygun bir şekilde suyuna iade etmesinin önünde bir engel yoktur.
Avlanmak yani yakala bırak yapılabilir.

Bence bu konuda da balığın suya iadesi net, anlaşılır kurallarla tebliğde yerini almalıdır.

Kimseye bir şeyi dayatmak, zorla öğretmeye kalkışmak haddime değil.
Eğer bu yönde algıya neden olduysam kusuruma bakmayın.

Ama benim bildiğim eleştiri ancak bu kadar olur.

Gerisi örnekte de olduğu gibi kişisel husumete girer.
Hele bir de muhatabının olmadığı yerde bu iş yapılırsa, en başta ayıptır.

Saygılarımla.

 

Siz konuşmaya ... Çamur atmaya devam edin...
Mustafa Zengin aradı, bana hesap soruyor... Çalıştığı kurumu suçlayan onun yazısı, hesap verecek olan da o'dur.
============
"Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından; amatör su ürünleri avcılığını düzenleyen “Tebliğ”e göre (Anonim, 2009) “Amatör Balıkçı Belgesi”ne sahip avcıların oranı son derece düşüktür. Anılan her iki ziyarette de ruhsatlı amatör olta avcılarının sayısının %15-20’leri geçmediği gözlenmiştir. Sayısal olarak bu oranın bu denli düşük olması; amatör balıkçılık yönetim kalitesini göstermesi açısından çarpıcı bir sonuçtur. Hatta görüşme yapılan birçok oltacı; bu güne gelinceye kadar sayısız defa burada balık avladıklarını ve yıllarca hiçbir resmi ya da sivil bir kurumdan, herhangi bir yasal sorgulama ve neticesinde bir yaptırım ile karşılaşmadıklarını, bu anlamda herhangi bir sorumlu ile muhatap olamadıklarını dile getirmişlerdir. Buradaki gözlem ve saptamalar aslında ülkemizdeki en popüler avcılık alanında bile amatör balıkçılık uygulamamalarını sergilemesi bakımdan son derece ilginçtir."
============- Sorun varsa düzelt, senin işin ne?

Bizans oyunlarında çok ustasınız. Devam edin.

 

Sevgili hocam, Tarık ağabey, lütfen. İkinizle de ayrı ayrı bir samimiyetim ve ikinize de ayrı ayrı sevgim ve saygım var. Size ne bir şey diyebilirim ne de saygısızlık edebilirim. Gerçek anlamda arada kaldığımı ve gerçek anlamda üzüldüğümü bilmenizi istiyorum. Çok rica ediyorum, lütfen bu şekilde birbirinizi kırarak devam etmeyin, biz pek çok şeyi sizlerden öğrendik ve önümüzdeki bir çok yolu sizler gösterdiniz bize. Eminim yalnız ben değil, tüm arkadaşlarımız bu durumda üzüntü duyuyordur. Tartışmalara bir şey diyemem ama birbirinizi kırmaya başladığınızda, inanın sizlerden çok bizler kırılıyoruz. Lütfen hocam, lütfen Tarık ağabey, bu şekilde devam etmeyin, gerçekten üzülüyoruz. Birbirinizi kırmaya devam ederseniz, konuyu kilitlemek durumunda kalacağım, lütfen saygısızlık olarak algılanmasın. Sadece konunun bu şekilde uzamaması ve hiçbirimizin üzülmemesi içindir.

 

Bir yazıyı eleştirmek, çok iyi tanıdığım bir kişinin yazıya yazar olarak eklenmiş olmasını doğru bulmamak suç ise suçluyum.

Balıkçılık yönetiminde, ya da bizim onu bildiğimiz yönüyle tebliğde sürekli karşımıza çıkan bazı hataların kaynağının bilinçsiz müdahaleler olduğunu söylemek suç ise suçluyum.

Ben diş hekimi, havaalanı memuru değilim. Balıkçılık Yönetimi uzmanıyım.

Ben işimi yapıyorum, herkesin de işini yapmasını istemek suç ise, suçluyum.

Bunun yazık denecek, yoldan sapmış olarak gösterilecek yeri neresi anlamadım.

Mesleğe ve bilgiye saygısızlık ediliyor diyoruz, feryat figan ediyor...

Af da dilemiyorum. Ben bu suçları her zaman işlerim.

 

Yapılan çalışma her ne kadar iyi niyetli olsada eksik , ... yalan ... yanlış... bilgiler içermekte , hangi konuda derseniz onada ben açıklık getireyim . Köprülerde avlanan şahıslarla ilgili verilen istatistikler , bu raporu hazırlayanlar ya İstanbulda hiç yaşamamışlar yada ısmarlama bilgilerle rapor tutmuşlar . Köprü üzerinde kaç kişi ile sohbet edilmiş , bu sohbetler yada araştırma hangi sıfat ile yapılmış ben merak ettim. Köprü üzerinde 10 kişiyi geçmeyecek kadar bu işi ticarete dökmüş olta avcısı vardır , nerede ise 200 kişiden 10 u , üstelik bu işi ticari yapanlar sabitken , sadece amatörce avlanan insanlar gün içerisinde sürekli değişmekte , bu sayı gün içerisinde 1000 kişiyi bulabiliyor , yani 100 de 1 , şimdi bu raporu hazırlayanların sağlıklı bilgi aktarımına evet de. Ayrıca Çanakkale bölgesinin insanları sakın yanlış anlamasınlar fakat İstanbul iş sahası ve imkanlarıyla hiç bir şehirimizin yarışamıyacağı imkanlara sahipken durum öyle anlatılmışki duyan zannedecek İstanbullu ekmeğini olta avcılığı yaparak çıkarıyor.Tarık abi bunların elbette bir açıklaması vardır . saygılarımla.

 

Bak hoca,
Baktığın gibi, görmeni de dilerim.

Burası bir AMATÖR BALIK AVCILARI FORUMU.

Ülkemizde sayısı 51 i bulan forumlardan biri. Ama öncelikle AMATÖR BALIK AVCILARI FORUMU.

Senin akademisyen olman amatör balık avcılarına üstünlük taslama, ne dersem doğrudur diyecek insanlar yaratıp, hükmetme, hatta olmadı aşağı görme hakkını vermez. Böyle bir hakkın yok senin.

Bu makale hakkındaki görüşlerini yazdın.
Tamam. Saygı duyarım.

Sence yanlış olanların hesabını benden sormaya kalkışmak neyin nesidir hoca?

Yazmıştım.
Bir daha yazayım.

"Unutma ki burası akademik bir arena değil Yakup.
Amatör Balık Avcılarının arasındasın. Amatörler arasındaki akademisyen unvanına gösterilen saygıyı hak etmek, başka akademisyenlere saygılı davranmak, hatta bu konuda hepimizden daha titiz davranıp, örnek olmak zorundasın."

Biz ise sadece birer amatör olarak, el birliği ile var ettiğimiz STK gücü aracılığıyla sorunlarımızı, aşılması gereken engelleri, yanlışları her fırsatta yetkililer nezdinde dile getirdik ve devam buna edeceğiz.

“Her ne kadar iyi niyetle yaptığınızı söyleseniz, düşünseniz de…
Uzmanı olmadığınız,
detaylarını bilmediğiniz,
çok yönlü bakamadığınız,
ülke koşullarını doğru analiz edemediğiniz
dünyadaki emsallerini iyi takip edemediğiniz
nereye varacağını kestiremediğiniz …

konularda çok fazla fikir beyan ediyor ve kendi çapınızda yaptığınız sorun tespiti ve çözüm önerilerini mutlak doğru kabul ederek yaymak ve başkalarına kabul ettirmek için her aracı kullanıyorsunuz.
Daha sonra da bunları kullanarak ilgili kurumlar üzerinde baskı kurmaya çalışıyorsunuz.”

Diyerek bir yere varamaz, bir zamanlar fikrini KKGM'ye iletmek için görüş verdiğin bizleri engelleyemezsin.

Evet, elimizden geldiğince el birliği ile olgunlaştırdığımız görüşlerimizi yaymak, yetkili kurumlara kabul ettirmek ve hatta olabildiğince birlik beraberlik oluşturmak için uğraş veriyoruz.

Dönüp şimdi sana "ya sen" demiyeceğim.
Haddimi bilirim.

Unutma hoca, bizler o görüşlerimizi STK'lar olarak davet edildiğimiz ve katılım sağladığımız AMATÖR BALIK AVCILIĞI TEBLİĞİ DANIŞMA KURULU TOPLANTILARINDA dile getiriyor, talep ediyoruz.
Kimisine hak verilip, uyum sağlanıyor, kimisi görmezden geliniyor.
Sadece Amatörü muhatap alıp, bu toplantılarda bilim adamlarının yer almasını sağlamadıkları için bile o kurumu acımasızca eleştiriyoruz.

Bu hakkı sen vermediğin gibi, almaya da kalkışma.

Gülünç oluyorsun.

Tekrar ediyorum.

Burası bir AMATÖR BALIK AVCILARI FORUMU.


.

 

İsmail kardeşim,

Okudunuz ama anladığım kadar görmediniz ki, bir diğeri gibi, makale içinde geçen, ancak bana ait olmayan görüşü, araştırma sonucunu, saptamayı bana soruyor, açıklama yapmamı bekliyorsunuz.

Ben bu makale içeriğinde soyadımın geçtiği yerlerde (Ersal) nacizane bir katkıda bulunma imkanını kullandım.
Bu imkanı bana veren Mustafa Hocama da tekrar teşekkür ediyorum.

Ama o kadar arkadaşım. O kadar.

Makalenin hemen başında yazarlarının aşağıya da aktardığım iletişim imkanları mevcut.

İster yaz, ister telefon aç ve sor o istediğin açıklamayı kardeşim.

1:Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü, mzengin@hotmail.com, Tel: 03413224665
2:Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği, Ankara (www.rastgele.org), burak.kalac@nsn.com
3:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Yalova Tarım İl Müdürlüğü, gorkemdalkiran@yalovatarim.gov.tr

Saygı ve sevgilerimle.

 

Bu neyse buraya getiren sizsiniz değil mi? Ben getirmedim.

Bu ne?
Burası akademik arena değilse bunun burada işi ne?

Senin her ortaya koyduğunu alkışlamak zorunda mıyız?

Neden eleştiri gelince saldırıya geçiyor, işi kişiselleştiriyor, arkadan dolanıp duygu sömürüsü ve ajitasyon yapmaya, hatta tehdit etmeye kalkıyorsun?

Nedir bu hırs, bu kin? Niye bu saldırgan tavır?

Sadece bana değil, bakın hemen eksik bulan diğer arkadaşlara da aynı saldırgan tavrı sergiliyorsunuz.

Savunamıyacağınız şeyi eklemeyin kardeşim.

Ya ardında durun, ya da ardında duramıyacağınız şeyleri ortaya koymayın.

Burası amatör balıkçılık forumu, sizin hükmünüz burada sökmez.

Eksik kardeşim, yanlış kardeşim, yanıltıcı kardeşim o yazı... O KADAR ...

Bu size son cevabım, daha cevap ta vermiyeceğim.

 

Hoca, bak yine kantarın topuzu ile oynuyorsun.
Dikkat et daha önce başka platformlarda da olduğu gibi, topuzu ayağına düşürme.

Yeter yahu.
Sen diyeceğini dedin. Ben de dedim.

Bak sana sıkça kullandığım son bir örnek vereyim.

Diyelim ki sen bir profesyonel TIR Şöförüsün. Ama bisiklet sporuna da gönül vermiş bir kişisin.
Geldin bisiklet kulübüne üye oldun.
Sonra da faaliyetlerine katıldın.
Ama altında bisiklet yerine ekmeğini kazandığın araç olan TIR var.

Olacak iş mi?
Komik değil mi?

Benim alkış ile işim yok. Trübünlere oynayan sensin.
Ben bu makaleyi STK larının önemine vurgu yapması, ülkemizin amatör balık avcılığı alanındaki boşlukları irdelemesi nedeniyle üyesi olduğum tüm forumlara yolladım.

Bir sen eleştirinin ötesinde karalama gayretine giriştin.

Kusuruma bakma ama hırs, saldırı, sömürü, ajitasyon, tehdit, kin dediğin zaman bunların tamamı bir paranoya ürünüdür demek zorundayım.

Ayrıca, bakıyorum ki "Savunamıyacağınız şeyi eklemeyin kardeşim.
Ya ardında durun, ya da ardında duramıyacağınız şeyleri ortaya koymayın.
Burası amatör balıkçılık forumu, sizin hükmünüz burada sökmez" diyerek yönetim ağzı ile de konuşmaya başladın.

Aman topuza dikkat.
Düştü düşecek.

Burada senin ne hakkın varsa, benim ve diğer forum üyesi arkadaşların da aynı hakkı var.

Forum kuralları Yrd.Doc. lara bir ayrıcalık tanımıyor Yakup.

Daha da yazıp, ne kendimin, ne de okuyanların vaktini almak, yönetimin ricasını kırmak istemiyorum.
Benden bu kadar. Hatta çok bile.

Sonuçta tek kelime ile "benim için artık yoksun Yakup."

Uğurlar olsun.

 

Tarık abi , elbette okudum ve biliyorum , fakat sizin isminiz altında yayınlandığı için size sormak zorunda kaldım.Mustafa hocayı tanımam etmem , burada yanlış anlaşılma olmasın akademik ünvanından değil kişisel olarak tanımamaktan bahsediyorum ki , insanların akademik ünvanlarını eleştirmek benim haddime değil. Bu yazdıklarımın iyice anlaşılabilmesi için ancak şöyle diyebilirim , Mustafa hoca Ankarada oturduğu yerdenmemleketi idare etmeye çalışan siyasetcilerimize benzemiş , sorunları birebir sorunun olduğu ortamda belli bir süre yaşamadan görmeden teşhis etmek olmaz olamaz olmamalı, biraz ağır kaçabilir fakat sanki hariçten gazel okunmuş gibi. Bu yazdıklarımın hepsi yazılan ve hakikatmiş gibi bizlere sunan şahıs olan Mustafa hocayadır kesinlikle kişisel algılamamanız benim için önemlidir. saygılarımla.

 

ben hemenhergün köprüdeyim.bu yazılanlar tamamen doğrudur.balığı tutup satanların sayısı 20 yi gecmez.yeri geldiğinde ise 10kişi bile bulamazsın

 

Arkadaşlar,

Ben sizlere bir başka ve bence ilginç yazıyı daha okumanızı önereyim.

Bu konuda ben sizler kadar bilgi sahibi değilim.

http://www.denizhaber.com/index.php?sayfa=yazar&id=15&yazi_id=100285&links=22

Bakalım ne düşüneceksiniz?

Sizlerden ricam, lütfen varsa aktarmak isteyeceğiniz her türlü düşüncelerinizi verdiğim linkle göreceğiniz sayfanın altında yer alan yorumlar bölümüne yapın.

Ben vaktiyle yorum da yaptım, merak ettiklerimi de sordumdu.

Belki bir faydası olur.