mehmet abi bende yok emblem pro da vertigo kamısı verdım bır tanıdıgımda var akıntı burnuna gıdınce kullanma sansım oldu. beni baya bır tatmin etti bılhassada kasıkta guzel avlar yaptık
Düşük saran derken mesela bir turda kaç santim??? Ben benim makinada kaşık veya maket sahte aksiyonunun hiç bozulduğunu görmedim; kasıt spin kamış ve makina ise olabilir bilemiyorum; ancak makina ister bendeki gibi 89 sarsın; ister 80 ya da 120 sizin sarımınıza bağlı olarak aksiyon alır yüzdürdüğünüz yapay yem... Bazı yemler aksiyon alabilmek için bir parça hızlı çekmek ister; bazıları ise o hızda çektiğinizde sapıtırlar...
Çapari için ise yüksek devirli makina tercih edilmez pek; detaylara girmeyeceğim; ancak çoğunlukla böyledir bu durum... Kullanabilen yüksek devir makina da kullanır ... Bazılarının iddia ettiği gücü ister çapari oltası; takımı doldurup akıntıya karşı getirirken kolaylık oluyor epey... İster kabul edilsin ister edilmesin polemik çıkmasın diye aynı çap ve model isimli makinanın düşük devirli olanının her zaman daha güçlü kuvvetli; yani torkunun yüksek olduğunu iddia ediyorum; olay sapmalara gitmesin bu fizik kanunudur; bilmeyen gitsin palangalar, kaldıraçlar v.s. konulara google'den aratıp biraz bilgi edinsin... Makina yük bindikçe rahatlıyor olayı da safsata tamamen... Yüksek turlu bir makinada devinim yaptırmak için ilk kol çevirişiniz veya siz normal kol çevirirken binen bir yükü o devinime dahil etmeniz için ilk etapta fazla güç harcarsınız; eğer makinanız kaliteli birşeyse çabanızın karşılığını size verir ve hareketlenir; işte o hareketi aldığı an daha az güçle çevirebilirsiniz makinayı; yani o devri tutturana kadar fazlaca çaba harcanır; devir tutunca öyle devam eder gider...
Haluk abi, sen bu lafı bin keredir ediyorsun, bizde bin keredir, git, Tarabya'da gör, balık binince makine inadına hafifliyor diyoruz. Ama hala aynı iddialara devam ediyorsun. Yahu çok mu zor, biz taaaaa Gebze'den gidiyoruz, bir atla bir şeye, git gör kendin, nasıl oluyormuşta oluyormuş. Burda, o makineleri kullanan bir sürü adam da varken, sana yalan mı söyleyeceğiz ki, hala inat ediyorsun bu lafta? Biz burada, fizik dersi işlemiyoruz. Bizim için önemli olan, sararken kolumuzun, belimizin başımızın ne hissettiği. Biz, balık binince makinenin daha kolay sarıldığını hissediyorsak, fizik vs. kendi bildiğini yapmaya devam etsin, bizim işimiz değil.
Beni fizik kanunları ilgilendiriyor açık ve net olarak; denemeye gerek var mı??? Olmadı yarıyıl tatilinde müsait oluyorum; eğer karşılıklı pozisyon ayarlayabilirsek gelir denerim...
Fizik bir bilimdir. bilim ise, şu prensibe dayanır: Dene ve gör. Git, dene, kendin gör. Bu bir fenomen olarak kullanıcıların gayet iyi bildiği bir durum. Sen gelmiş, ama ben teorimi bilirim diyorsun. hiç bir teori, deneylerin sonuçlarına karşı gelemez, aslolan budur.
Şemsipaşa neyse; Kandilli aktığı zaman felaket oluyor; yılda belki bir kez giderim ama giderim; zorluk derecesi yüksek ve seviyorum o avlağı; esas orası aktığı zaman deneyeceksin makinayı; ak-kara belli olur o zaman... Eğer makina iyi birşey değilse bir ay her gün git at-çek yap; dağılır o makina Kandili'de...
Bunlar zaten onlarca yıl evvel denenmiş ve görülmüş; kesin netice alınmış bilgiler; teori falan değil; düpediz hesabı; formülü var bu işin... Bilime karşı gelinmez...
akıntı burnunda 2-3 kere deneme sansım oldu kasık ve rapalada sahıbı de 7-8 senedır kulalndıgını soyledı bakım falanda yapmamıs haluk abi bızım bu taraf daha durgun sızın oralara gore kandıllıde ne olur bılemem o nu bılemem serdar abı belkı kullanmıstır o taraflarda
Oralarda da çok kullandık. Bir ara mekan etmiştik Kandilli'yi. Oradaki akıntı da aslen o kadar abartılacak bir şey değil. En ciddi akıntı, Haydarpaşa önlerinde mevcut ki, orada da denedik, kullandık. Sonuç, bildiğin gibi, canavar gibi alet, işini yapıyor.
benim biomaster ıle avlanma sansım oldu kandıllıde cok fazla akıntıyı sevmıyorum bırde yabancı bır avlak ıse sıkıntı cok oluyor
Aktığı zamanı görmemişsin sen; sair zaman zaten sakin; aktığında kıyıya yapıştırıyor 200-225 gramları...
Haydarpaşa'da şiddetli akıntı nerde var Serdar; 15 dakikadır düşünüyorum hatırlayamadım... Yıllarca kürekle dolaştık durduk oralarda ve yenemeyeceğimizi bir akıntı olmadı; Kandilli aktığı zaman motoru bir parça zayıf olan tekneler bile zorlanıyor bırak kürek olayını... Çocukken hiç unutmam burada yani Kandilli Akıntı Burnu'nun olduğu noktada elinde flama olan bir görevli olurdu; biz de sanıyorum Boğaz Vapurları ile (Halas, Kalender ya da benzerleri) geçerken flama ile işaret verirdi; orada; o bölgede çok zorlanırda vapurlar; bazen kıyıya baktığınızda nerede ise yerinde saydığını zannederdiniz tamyolda iken bile... Çocukluğumu hatırladım şimdi...
Kürekle yenebilirsin belki. Ama takıma en basan akıntı oralarda oluyor. Kabaca Arnavutköy akıntı burnunu düşün. En akıntı yok gününde bile malum coşar. Orada tipik akıntıda 150gr kurşun dibe iniyor. Ama bahsettiğim yerde aynı takımı 400gr kurşunla dibe indiremiyoruz. Dalgakıranın açık tarafı bahsettiğim yer. Benzer bir yerde hayırsız adanın yanında var. Yüzey akıntısı buralarda belki daha az ama bir şekilde su çok fazla basıyor oralarda.
Boğazda akıntının en çok olduğu yerler ile ilgili olarak tekne merakımdan ve tekne gezilerden tecrübe sahibiyim. Avrupa yakasında aşiyan mezarlığının önündeki akıntı burnu ve ikinci boğaz köprüsünün ayaklarının altında bulunan akıntı burnu ve dediğiniz gibi Anadolu yakasında kandilli akıntı burnu karadenizden marmaraya akan yüzey akıntısının daralma nedeni ile en şiddetli olduğu noktalardır. Kandilliden daha deli olan yer aslında eski boğaz köprüsü altına denk gelen sahildeki çok eski büyük ve haşmetli yalının ve oradaki 3-4 yalı apartmanın önüne rastgelen burundur. (Borusan holding'in merkezi perili köşkün sahilinin biraz kuzeye doğru olan kısmı diyebiliriz) Burada nice güçlü motorlar çok çetin bir sınav verirler, ayrıca bu kısımda rumelihisarı iskelesi önündeki koya geçiş nedeni ile çok yaman girdaplar olur, burada yüzme merakı olan çok genç boğulmuştur. Ve bu burunda kıyıdan veya denizden balık avı diye birşey söz konusu bile olamaz, çünkü bu kadar deli akan bir su da avcılık mümkün değil, zaten buradan olta atana da hiç rast gelmemişimdir.
Doğru, ama buralardaki akıntı 4-5 m derinliğe kadar etkili. Sarayburnunda akıntı diptende basmaya başlıyor.
Valla ben 3.4 devirli makinemden yıllardır çok memnunum. 4.2 devirli Daiwa Emblem Z makinemle çok balık tuttum ve rafa kaldırdım. Ama seneye palamut zamanında zevk için kullanmayı düşünüyorum, 100 cm saran bu ilk göz ağrımı Zira 3.4 devir ile balığın o zorlamasını yeterince hissedemiyorum. Bazen yandaki balıkçılar bugün sular çok basıyor derler. Ben o hissi unutalı uzun zaman oluyor. Bu devir olayıda zamanında bayağı tartışıldı. 5 in üzerinde devirli Shimanoları (ultegra,sustain,stradic) alanlar hemen elden çıkardılar, çıkarmayanlarında 1-2 sene içinde arıza yaptı makineleri. Bu sebeple yıllardır derim, surf makinede 4.3 ü (mümkünse 3.9), spinde 4.8 i geçmeyin. Şuan belki nispeten hala kıyıda olan balıkta zorlanmazsınız ama 200 gr kurşun ile açıkta dipte yatan gerçek kış sarıkanatlarının-lüferlerinin olduğu sezonda başınız ağrır.
Kürekle spor olsun diye dolaşmadık oralarda... Ya denize girerdik; ya izmarit peşinde; ya da kofana peşinde koşardık o zamanlar kürekli tekne ile; 4-4,5 metre birşeydi; yapan ustaya rahmet olsun çok denizci tekne idi; ne günlerdi... Teknen motorlu ise inmez tabii 400 gram; kilo ve üzeri bağlarlar oralarda; biz gariban kürekçi olduğumuz için 150 gr.yeterdi çok zaman...
