Lahoz Avı @ Saroz Korfezi

Selam Arkadaşlar,

Bu balığın nasıl yakalandığının macerasınıda size anlatayım.

Ben Ankara'da çalışıyorum aslen Gelibolu'luyum ve hasta ötesi bir balıkçıyım. Yıllık izin için 3 Ağustos 2006 tarihinde Gelibolu'ya geldim. Gece seyahat ettiğimden dolayı o gün balığa çıkamadık. Ertesi sabah (4/8/2006) saat 10:00 gibi babam, dedem ve ben, teknemizin bulunduğu Gelibolu'ya bağlı Güneyli köyünün limanına gitmek üzere yola çıktık. Tabi babamda her zaman yem mevcut, ancak akşamdan benim ısrarımla, sabah erkenden taze sardalya ve karides almış, güzelce tuzlamış ve yemleri lokum kıvamına getirmiş. Saat 10:30 gibi limandan tekne ile hareket ettik. Yolumuz yaklaşık 1,5 saat sürdü. O aralar sarozda çok güzel çapari ile lipari (uskumrunun büyüğü) çıkıyor. Biraz çapari yaptik, bir kaç yere çapa atmadan yemliye baktik. Tık yok. En sonunda babamın yine kerterizlerinden birisine ulaştık, Saroz Fatihi "bu mevsim bu sularla burda balık çıkabilir" dedi. Önce akıntıyı ve teknenin akışını kontrol ettikten, GPS ile kerterizi teyit ettikten ve sonar ile merayı inceledikten sonra çapamızı saat 13:00 gibi attık ve kerterize oturduk. Avlandığımız yer 100-104 metre arası conk (uçurum) kenarı traganalık bir yer. Ben teknenin kıç kısmında, babam ortasında ve dedemde baş kısmında avlanıyoruz. Babam çapariye bakıyor. Ben dedemle yemliye bakıyoruz. Çaparide tık yok. Yemlide bir iki patlak göz mercan ve eşek istavriti aldık. Tam o sırada bana bişey yüklendi ve kestrip çekmeye başladım, gelen fangri kafa atmasından belli aldım sandala daha sonra tarttığımızda 550gr geldi. Hava sabah hafif gündoğusu esiyordu, sularda bu yöndeydi. Öğleden sonra hava iyice kaldı, deniz oldu çarşaf gibi. Havada inanılmaz sıcaktı ben dayanamadım. Denize atladım, biraz yüzdükten ve serinledikten sonra tekrar tekneye bindim. Bu arada babam çapariyi toplamış benim yemli ile avlanıyordu. Ben kurulandıktan sonra baktım, Saroz Fatihi bişeyler çekiyor, benim takım ince, hemen kepçe dedi. Ben kepçeyi hazırladım ama o balığı nasıl yormuşsa balık yan yatmış şekilde suyun üstüne çıktı ve sandala aldık 1,650 kg'lık bir fangri daha. Ben tekrar yerime geçtim. Bu arada babamda ortadan yemliye baktı. Buna paralel olarak da onun özel bir dip oltası var onuda bütün sardalya ile yemledikten sonra benim solumdan denize attı ve benim yanımda duran çantasına iliştirdi banada "aman ha dikkat et geçen gün neredeyse çantayı alıyordu" şeklinde uyarıda bulundu. Bu arada benim oltaya çok sert bir fangri daha asıldı onuda yavaş yavaş çekerek sandala aldım, 950 gr geldi.
Ben oltamı tekrar yemleyip denize atarken baktım diğer olta gerildi. Hemen yakaladım ama aşağıda o kadar güçlü bir şey varki bırakın çevirmek, çekmek misinayı tutmak bile mümkün değil. Hemen babama seslendim ve o oltayı aldı. Ama ilk anda balığı çeviremediğimden dolayı bayağıca bir yol vermek zorunda kaldı. Tabi oltaya neyin asıldığını bilemiyoruz. Lahoz, Trança, Buzkıran, Köpek, Vatoz, çok iri Fangri olabilir. Lahoz olduğunu bilsem çok farklı davranırdım. Bide insan oltanın öyle güçlü çekildiğini görünce ne yapacağını şaşırıyor. Aslında Lahoz avında aslolan özellikle bu boyutlardaki balıklarda balık oltaya yakalanır yakalanmaz 5-10 kulaç hızlı bir şekilde çekilerek suyunun değiştirilmesi bu sırada hayvan vurgun yiyor ve daha sonra çimento çuvalı çeker gibi yukarı çekiliyor.
Neyse babam balık ile biraz uğraştı ama bir türlü balığı çekemiyor. Babam bu kesin bir yerlere girdi herhalde Lahoz bu diye bir yorum yaptı. Babam o sırada rahmetli efsane balıkçılardan Adnan Reis'in "Lahoz kovuğuna girerse oltayı serbest bırakıp kovuktan çıkmasını bekleyeceksin, biraz ortalık durulunca hayvan meraktan dışarı çıkar" lafını hatırlattı. Oltayı serbest bi şekilde bırkatı. Bu arada sandalın balığın çekmesi sonucu kerterizden 20-25 m kaydığını farkettik. Biz dedemle avlanmaya devam ediyoruz. Babam pür dikkat misinadaki hareketi bekliyor. 15dk.lık bir beklemeden sonra babam oltayı kapar kapmaz çok hızlı bir şekilde yukarı çekmeye başladı. Bu tür derin sularda genelde parmaklık kullandıkları için misinanın ele geçmesi gibi bir durum sözkonusu değil. Balık çok siddetli tepki verdi. Çektiği kadarını tekrar alıp gitti. Ama babam vazgeçmedi. Tekrar çekti tekrar geri gitti bu defalarca tekrarlandı. Daha sonra bi şekilde yukarı gelmeye başladı. Dinlene dinlene yol vere vere sandala yaklaştırdı. Bende bu arada olayı kameraya çekiyorum ama hala balığın ne olduğunu bilmiyoruz. Balık sandala yaklaşınca ben dibe bakmaya başladım, ve bir anada balık beyazladı biraz daha yaklaşında devasa loahozu gördüm. Balık vurgun yemiş şekilde suyun üstüne çıktı o anda hemen sandala yaklaştırdık babam ağzından ve solungaç kapağından yakaladı dedem kepçe ile destek oldu bende kuyruk kısmından yakaladım ve sandala aldık. Daha sonra hemen balığı kafasından ve kuyruğundan bağladık. Hayatımda unutamayacağım zamanları yaşadım. Allah tüm balıkçılara böyle bir şey kısmet etsin. Balığı tarttığımızda 46,5 Kg geldi....

Rastgele, şansınız bol olsun...