Her avımda 10 kg ve üstü av garantisi veriyorum.

Evet, önce "Ballı"n yazacaktı: "10 kg. balık, 2 kişilik günlük av limitidir demek istemiştir babamız" diye yazacaktı. "İyi de, O'nun dili yok mu? sorusunu ne benim yüreğim kaldırırdı ne de bu ithamın seni yaralamasını isterdim. Neylersin ki şimşekler yine bana...

Şayet söz, açık/fasih söylenirse ne zıt fikir kalır ne de kimseyle savaşmak. İki kelimeye yüksünülmese de daha baştan ifade edilse idi ne zararı olurdu Üstadım?

 

taktik agirlikli bir video paylassan allah uzun ömür versin namin kalir enazindan

 

Denemeyle sabittir.Bizim millet video seyretmiyor Zira çoığu dizüstü PC kullanmayıp telefonla nete giiriyor,oda çok kontür yiyor şarjı bitiriyor.

 

Ben bu forum üyelerinin beni iyi tanıdıklarını varsaymaktayım.

Parftnerim olmadan balığa çıkmadığımda bilinir.E o halde neden ilave izxahata gerek duygulsunki.Haniş desemki 20 kg garanti edişyorum o zaman haklı olurdun Ballım.

 

Reklam mı bu?

Evet hırslı olmalıyız ama daha büyüğünü tutmak için hırslı olmalıyız, daha çok tutmak için değil. Sonuçta israil sazanı avlamıyoruz. Amatör ruh bunu gerektirir. Ha ben amatör değilim bunu iş edindim diyorsanız orasına bir şey diyemem. Limitler dahilinde av yaparsınız bu sizin hakkınız zaten ancak vicdani limitler belki sorgulanabilir. Her avda 10 kg garanti etmek bence amatörlükten çıkar, vicdani limitlerden de çıkar.

Ayrıca balık biter. Soyu kurur değil, merayı terk eder. Aynı denizi paylaştığımız ülkeler kıyıdan kocaman balıkları tutarken biz ancak seyrederiz. Yani ''benim tutmam ile soyu kurumaz'' anlayışı doğru değil. Başka bir konuda yazdığınız gibi ''Sivrice'de balık biter'' ve yeni meralar ararsınız.

Sonuçta aç değiliz, et ihtiyacı sebebiyle avlanmıyoruz ya da gelir kaynağı olarak görmüyoruz bu hobiyi. Genelde yakaladığımızı geri salarız ya da bir kaç tane limitler dahilinde alıkoyarız. Ben 22 yaşındayım ve belki 22 kere balığa ancak gitmişimdir. Ayda yılda bir defa giderim. Buna rağmen çoğunlukla yakaladığım balıkları salarım. Ancak siz partneriniz olsa her gün balığa gidip 10 kg balık tutacağınızı vaat ediyorsunuz. Eminim bunda bir çok insanın hakkı vardır! En büyük günahlardan biridir kul hakkı. Yasal haklarım diyerek de aslında kendinizi avutursunuz. Yasal adı altında yapılan haksızlıkların haddi hesabı yok. Sizinki biraz yasal hak açığından faydalanmak gibi olmuş. Yılda 1 kere balığa gidip 10 kg balık tutan ile yılda 100 defa balığa gidip her seferinde 10 kg balık tutan aynı mıdır? Ha buna da sen de git kardeşim diyebilirsiniz. Bu da bana, balığa gidip ne yakalarsa sepete atan insanların tavrını anımsatıyor.

Karnı tokken yemek yiyen tek canlı insandır diye boşa denmemiş.

 

Şimdi kendi fikrimi sorarsanız, eminim sormazsınız ama ben genede söyleyeyim. Gidip bir yerlerde böyle çuval doldurur gibi, beşer onar kilo balık doldurmak bohçacılığın dik alasıdır.

Peki o halde? Şimdi şu karıştırılıyor: Bohçacılık bir hayat tarzıdır. Adam bunu bir huy gibi yaşar, boyuna gider, bohçalar gelir.

Ama burada biraz bir şeyleri karıştırıyoruz. Vedat abi, Sivrice'de oturanları çağırıp, ne bileyim, mercan kenan'ı, muammer abiyi vs. çağırıp "Ahanda gidelim 10 kg balıkla gelelim" demiyor.

Vedat abinin çağrısı, uzaklarda olanlara. Sivrice. Allahın dağının başı. Gitmesi daha zor hiç bir yer tanımıyorum dünyada. Kendi aracınla gitsen bile gene zor, masraflı.

Yani, Vedat abinin çağırdığı kişiler öyle her hafta sonu atlayıp gelemeyecek zaten. Senede bir, iki kere gelecekler en fazla. O da kendince garanti veriyor, zahmet edip buyrun gelin, onca yolu tepin, sizi boş geri çevirmem, yeter ki gelin.

Şunu bir anlamak gerekiyor. Vedat abinin derdi balık tutmak değil. Derdi, arkadaş bulmak, birlikte olta sallamak. Bu noktada maalesef gene huysuz damarı tutuyor, gelin güzel güzel balık tutalım demektense, balığı kıralım beraber noktasına geliyor. Tabi huysuz damarının kabarması için, bir şekilde damarına basılmış olması lazım, bu ayrı. Ama bu bahane olmamalı.

Vedat abi bu forumda değil sadece. Her gün Face'de vs. vs. tonla resim paylaşılıyor. Balıkçılık adına hiç bir anlamı olmayan kovayla istavritler, kasayla mercanlar, diziyle çinekoplar filan. Ve hepsi acayip alkış alıyor, tebrikler, bizde tutsak demeler gırla gidiyor. Bu forumda bile aynı durum. 3 gün sonra istavrit başlar, bir kova istavridi "aman ne bereketli av", "bugünkü bereketli avımız" vs. diyerek paylaşırlar, bir sürü de "tebrikler, afiyet olsun" lar gırla gider.

Hal böyleyken, büyük çoğunluğun gözünde balıkçılık dolu kova demek iken, Vedat abiyi nasıl suçlayabiliriz? O yanına arkadaş arıyor, birlikte olta sallayacak. Peki kim gelir? Potansiyel kitlenin balıkçılık anlayışı, dolu kova ise, onun da onları cezbetmek için dolu kova vaat etmesinden doğal bir şey olabilir mi?

Ha, bu "reklam" beni cezbetmiyor. Bana dese ki, "3 gün adam boyu balık peşinden koşacağız, ama tutarız, ama tutamayız, nasip kısmet.." ben sazan gibi vede balıklama atlarım. Ama acaba kaç kişi ben gibi düşünür, boş gelmek daha garantiyken, böyle bir macera için binlerce lirayı gözden çıkarabilir?

Evet, benim gözümde 5 kg mercanı kasalamaya gitmek bohçacılıktır.

Velakin, benim gözüm bu olayı yanlış görmektedir. Malum kıtlıktan vs. doğru dürüst, gözü doyasıya balık tutamayan insanların, bir kaçamak yapıp, gönlünce avcılık zevkini tatmin etmesi, kasalar dolusu balık tutması bence en masum, en haklı istektir. Vedat abide bu talebe göre bir arz yaratmaktadır. Ne deseydi, bir gün yol çekin, tatilinizi harcayın, bir ton masraf edip gelin, üç beş bir şey tutarız mı deseydi?

Olaya bu açıdan bakmak doğru olan sanıyorum. O 10 kg balık tutulacaktır, ama her tutulduğunda başka birileri tarafından tutulacaktır. Gönlüm ister ki, böyle ufak tefek balıkçılığa doyar insanlar, daha kaliteli avlar aramaya başlarlar hatta.

 

Sakın yanlış anlama Vedat Abi ama sana bir sorum olacak..
Bir çok balığı tutmuş ender abilerimizden birisin,defalarca bilmem kaç kilo balık tutmuşluğun vardır,sorum şu ki;hiç bu işin estetiğine gitme gibi bir düşüncen oldumu,hani diyorumki şu ilk resimde Görülen o bilmem kaç kilo balığın tek bir tanesini daha güzel bir şekilde resimleyip bizlere sunma şansın yokmu..O sepetmidir nedir onun içinde bir sürü balığı resimlemek benim balıkavı anlayışıma uymuyor şahsen,hoş durmuyor,estetiği hiç yok resimin.

Halbuki sen istesen çok çok güzel resimlere imza atabilirsin,senin gibi bu hobiye yıllarını veren bir Üstadımızın arşifi daha estetik daha güzel olmalı diye düşünüyorum,bu benim düşüncem ve balıkavına bakış açım...

 

Ben eskiden örnek alırdım, tutuğu trofelere imrenerek bakardım. Yalnız son paylaşımları bana hoş gelmiyor. Belki iyi niyetli olabilir ama kasalarca balık tutacağım, 10 kg balık garanti gibi paylaşımlar bana hoş gelmiyor. Amatör bir insan 10 kg balık tutma veya kasa kasa balık yakalama hedefi ile gider mi? Sanmıyorum. Peki amatör ruhu olmayan bir insanlar ile yapılan avdan zevk alınır mı? Onu da sanmıyorum... Sonra da 10 kg yasal hakkım denmesi de bana çelişkili geliyor. Yani yasal hakkı doldurma hedefi ile amatör ruhlu kimse balığa gitmez. Ben böyle düşünüyorum. Yasal hak sadece vicdanı susturmak için bir bahane gibi geliyor.

Benim tutmam ile balık bitmez anlayışı da beni rahatsız ediyor. Oscar Wilde'nin bir sözü aklıma geldi; ''Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.''. Bu söz durumu özetliyor sanırım.

Gözlerim kocaman sinaritleri arıyor. Yeni yöntemler ile karşımıza çıktığı o raporları arıyor. Kasa kasa balıkla Vedat Abayoğlu'nu düşünemiyorum demek ki. Tutamadığından değil amatör olduğundan kasa kasa balık tutmadığını biliyordum ve takdir ediyordum, örnek alıyordum. Şuan ise balığa gidip kasa kasa balık tutup kıyıda satan adamlar aklıma geliyor.

Bu şekilde dost aradığını sanmıyorum. Bence dost kaybediyor. Eskiden samimi söylüyorum Vedat amca ile balığa gitmeyi hayal ederdim. Tecrübelerinden faydalanmak isterdim. Son zamanlarda o isteklerim köreldi. Ben de sizle aynı şeyi düşünüyorum, keşke trofe peşinde koşmayı vaat etse. Daha samimi olurdu. Şuan tv programlarında teknesinde para karşılığı balık tutturan kişilere benziyor. Ha onları yadırgamıyorum kesinlikle ama amatörlükten uzak geliyor.

Benim görüşüm bu yönde. Bir kardeşinden ufak bir eleştiri olarak kabul edebilir. Eski Vedat Abayoğlu'nu özlediğimizi bilmesini isterim.

Saygılar.

 

Vedat abim tekrar tebrikler ahlaki vicdani kanuni hic bir sıkintı yok degerli arkadaslarim da kendileri avlasinlar biz onlarida alkislayalim benim vicdanimda lufer avlanmasin kofana olsun diyor ayrica birakalim palamutlari torik olsunlar iskorpitler nefessiz kalmasın korkak eller onlari igneden kurtarana kadar.sadecw ve sadece bu balik yiyilir mi diye saklanmasin gelincikler kiklalar benim vicdanimi nasil rahatlatabilir avcilar? YAPMAYIN arkadaslarbiraz vicdan ama baliklar icin degil vedat abim icin.

 

Yazdıklarınıza katılıyorum. Benim içinde trofe bir balık tutmak, bir kova dolusu balık tutmakdan daha cazip gelir. Ama birde şu varki bunun için iyi bir çıkrık makine, güzel bir çıkrık kamışı lazım ve benim böyle bir olta takımım yok henüz. Vedat amcanın yanına gidenlerin de yanlarında böyle bir takım olduğunu zannetmiyorum..
Kaçırdığımız bir nokta var ki zaten Vedat amca ilk sayfada belirtmiş, kimi zaman içinin sızladığını, gelenleri kıramadığı.... 4 saat tekne yolculuğu süren meraya gidildiğinde belkide 30 dakikada tutulan 1 kilo mercandan sonra, yanındaki arkadaşlarının hevesinin alamamış olması nedeniyle hadi yeter demesi belkide zor geliyordur. Kendimi Vedat amcanın yerine koyuyorumda, her halde mahçup olurdum öyle bir durumda....
Rüyalarımda genelde levrek yada turna tutarken görürüm kendimi Fakat Vedat amcanın raporlarından sonra mercanda tutar oldum raporlarının bilinç altındaki etkisi reeling

 

Trofe (!?) tutmak için öyle bir takım taklavat gerekmez aslında. Öyle bir takım ile kolaylaşır elbette işler, ama şart değil bunlar.

Elbette, eline döküntü bir şey, mesela biomaster filan alıp gidersen, yolda kalman an meselesi olur o işte. Ama bu o kadar kritik değil. Önemli olan o tür avcılığın peşinde koşmak. Yoksa, 350 TL'lik bir GS9 mesela, 100 TL civarı bir Banax mesela, bu işte gerçekten harikalar yaratabilir.

Asıl söylemek istediğim, takım vs. hususunun bir sorun olmadığı. Sorun, bununla uğraşacak birini bulmak. Trofeci olarak tanıdıklarınız elbette vardır. Gidin sorun, bilmem kaç kere gidersiniz, bir kere denk gelirsiniz o işte. İlk yapılacak şey, boş dönmeyi göze almaktır. Bunu göze almadan işiniz tesadüfe kalır, pek olası olmaz.

 

Vicdani mesele farklılık gösterir tabi ki. Balık tutma garantili dense tamam anlarım ama bir konuda ''kasa kasa'', bu konuda ''10 kg''. İnsan ister istemez rahatsız oluyor, damarına basılır gibi. Niye bu yönden düşünmüyorsunuz? Yoksa yasal hakkı dahilinde avlanabilir tabi. Ayrıca bu paylaşımlar reklam mı değil mi onu da bilmek lazım...

İmkanım olursa bu balık avı limitlerine filan düzenleme getirteceğim, bunun için uğraşacağım. 1 kişi 5 kg balık yakalıyor böyle şey mi olur?!! Gerçi Vedat Amca'nın sözü bu konuda daha çok geçer, sözü dinlenir, tanıyanı çok. Keşke tebliğlerdeki saçmalıkları düzeltme yönünde çalışmalar da yapsa...

Saygılar...

 

Benim söylemek istediğim, tekneden yapılan avlarda kullanılan makine ve kamışın benim gibi kıyıdan avlanan, tekneden avcılık fırsatı olmayan amatör balıkçıların sahip olmadığı olta takımları Her ne kadar 30-40 kiloluk bir akya balığı hayallerimi süslesede, hedeflerimin sonunda yer alıyor...

 

Vedat amcayı sadece bu forumdan tanıdım, saygı duydum... Vedat amcanın mesajlarından anladığım balık tutmayı öğretmek, bu konuda yeni nesile bir şeyler göstermek ve yanına giden arkadaşlarıyla balık tutmaktan zevk alması . Bunun reklam olduğunu düşünmüyorum....

Tebliğler kimler tarafından yazılmıştır? balıkçılık konusunun gerçek uzmanları tarafından mı acaba, öyle yada böyle bir kaç insan evladı tarafından yazılmış... Benim de imkanım olsa balık çiftliklerinin sayısını çoğaltır, 2 sene boyunca balıkçılığı yasaklardım... Senin, benim ve binlerce amatör balıkçının düşündüğü farklı şeyler olabilir..

 

Yasak avcilikla mucadele ciddi derecede sart arkadaslar hepiniz cok degerlisiniz konusarak cogu seyi çözebilirsiniz

 

Vedat Amca'yı ben de forumdan tanıdım, kendisine karşı herhangi bir önyargım yok. Sadece son zamanlardaki konuları beni rahatsız etti. Tabi herkesi rahatsız etmemiş olabilir o ayrı konu. Eski konularını, mesajlarını bilir misiniz bilmem ancak eskiden gerçekten raporlarını merakla beklerdim. Farklı teknikler öğretirdi, trofe peşinde koşardı. Fakat son zamanların modası tekne ile balık turu gibi etkinliklere yöneldi gibi geliyor. Hiç değilse ben böyle algılıyorum. Bunda da bir sakınca yok ama kasa kasa balıklar vaat etmek bence amatör ruha yakışmıyor. Ben av arkadaşı arıyorum, güzel balıklar tutacağız dese daha hoş olmaz mı? Çevremizde duyarız bohçacı dediğimiz insanları, yok çuvalla balık tutmuş falan filan diye. Yani bunların bu konudan farkı var mı? Bence yok. Yasal sınırlar vicdani sınırların tavan değeridir.

Yasak konusunda ben de sizle aynı fikirdeyim. Gerçi denetim olmadıktan sonra yasak olsa ne olur olmasa ne olur. Adamlar gece tekne ile ağ atıyor, şikayet ediyoruz ne gelen var ne giden... Denetim olsa keşke...

 

Serdar abi, önceki mesajında Sivrice'ye ulaşımın zor olduğu, oraya gitmek için ne kadar vakit harcadığını belirtmiş. Vedat amcada diyo ki burada balık yok ama gelirseniz sizi balık tutmadan yollamam diyor, 10 kilo diyor bu onun mizacı ...

 

İnşallah ben yanlış anlıyorumdur. Hiç değilse yanlış anlaşılabilir olduğu görülmüş olur.

Saygılar, hayırlı geceler...

 

Maalesef böyle giderse o gönlünün istediği hiçbir zaman olamayacak gubani.

2 nedenle bu olamayacak veya olmayacak. Birinci neden; hedef kitlenin böyle bir amacı/arzusu olmadığı için olamayacak, ikinci neden ise, sevgili Üstadımız hedef kitlesini değiştirmediği için ya da değiştirmeyi düşünmediği için olamayacak. Dediğin gibi, türlü zorlukları aşarak, hayata bir parantez açıp bir dolu masrafı da göze alarak giden adam, sırf Üstat ile sırt sırta olta sallamakla tatmin olmayacaktır. Oraya giden insanlar Üstadı “balık tutturma makinesi” olarak gördükçe ve de karşılığını da buldukça bu devran böyle devam edecek.

Oraya birkaç kez giden ve Senin de yakından tanıdığın TFT’yi hariç tutarsak -ki kendi yağında kavrulmuş, belli bir bilgi ve beceri birikimini layıkıyla ifa eden anlayıştaki arkadaşlarımız- Sivrice’ye giden adı sanı belli ve ya değil, hangi “amatör”den sadra şifa bir bilgi veya davranış gördük? Bu soruyu Üstadın da kendisine sorması gerektiğini düşünüyorum. Onlar yüzünden çoğu kere burada kaç kişi ile mücadele ettiğini forumu takip edenler bilir. Limiti doldurma gayesiyle Üstada gidenlerden hiç birinden ne hikmetse şimdiye kadar kendi pozisyonunu ortaya koyan, Üstadın buradaki sıkıntılarına arka çıkan ve destek olan bir beyanlarına ya da duruşlarına rastlamadık. Gitmiştir, limitini doldurmuştur ve de kendi dünyasına kaldığı yerden devam etmiştir hemen hepsi. Diğer bir değişle hevesliler heveslerini almıştır. Kendilerinden sonra tufan olsun, ne gam?

Yıllardan beri yapılan çağrı sonunda hiç olmazsa 3-5 kişi bir üst anlayış elde etmiş olaydı diye düşünüyor insan. Ama yıllardır olan şey maalesef git-gel Konya 6 saat misali kısır bir döngüye hapsolunmaktan başka bir sonucu doğurmadı. Bir Allah’ın kulu var mı O‘nun emanetini hakkıyla devralmış ve de aynı misyonu hem kendinde izhar etmiş hem sonrakilere aktaracak geniş bir perspektife yaymış?

‘Partnerim, partnerlerim’ deyip durur bunca yıldır. Ne hazindir ki en çokta onlardan darbe yediği de yanına kâr kalır.

Sırf yalnızlığını telafi için “heveslileri özendirici” çağrılardan feragat edip daha başka yollar bulmalıdır. O, kendisine gelenlere yol-yöntem, taktik öğretse de onların balık ve balıkavı konusunda bilinçli birer insan olmaları için çabalasa da onlara asıl cazip gelen etken; ta oralara gitmelerine değecek miktarda balığı derdest etmeleri oluyor. Öncelik bu olmamalı ama insanlar bunu önceliyorlarsa ve usta da bunu öne çıkarıyorsa iş olduğu yerde tıkanıp kalıyor haliyle.

Bunları söylemekle, Vedat Üstadın çağrısını art niyetli ve yıkıcı bulmuyorum ancak özellikle bizlere karşı ileri sürdüğü “hevesliler” lafının neye tekabül ettiğini de artık görmesi lazım.

 

Bu forumun bana kattıkları kıyı balıkçılığın istavrit ile lüferden ibaret olmadığı, avcılığın 2 ayla sınırlı olmadığını anlamak, ufkumum genişletmesi.. Bunun yanında raporları, bilgileri okuyunca sizin gibi ustalara karşı sevgim ve saygım oluştu. Vedat amcanın yanında olta sallamak, Sizin ve Muharrem abinin yanında buz kaplı gölde alabalık yakalamak ne zevkli olur diye düşünmekteyim. Belki bir gün gelirim oralara inşallah, tanışmak isterim sizlerle, yada belki sizi Sakarya'da misafir ederim, birlikte benim de tutmak istediğim yayın balığı yakalarız Bir tek Serdar Köylü abinin yanında balık tutmaktan çekinirim, "o lüfer takımı işe yaramaz, mantarı şu şekilde yapmalısın" diye izahat verebilir ve anlayamayacağım teknik terimler söyleyebilir, kafam karışır, balık malık tutamam banghead

Şunu söylemek isterim ki, belirttiğiniz "hedef kitle", "hevesliler" bu forumda yoktur sanırım, zaten raporun altındaki bir çok kimse "sizinle 10 kilo tutacağıma, bir tane tutarım, maksat sohbet..." diyor... Beni de cezbetmiyor kilosu... Umarım bir gün sizlerle tanışmak nasip olur, iyi akşamlar...