Roy bazı şeyleri bilmeden, bazı şeyleri anlayamazsın. Mesela, nasıl olurda 5.3 devirli bir makina, 3.5 devirli bir makinadan daha kolay, az güçle sarılır gibi...
Makinada rulman, rulman yatagi, burc, disli toleranslarinin ne denli onemli oldugunu biliyorum. Bunlarin surtunme ile olan iliskisini de biliyorum. Yani anlattiklarini merhaba uzayli modunda okumadim az biraz mantik calistirmak bunlari anlamayi mumkun kiliyor. Iste bunlar hep surtunme..
Güçlü bir makine için... Bir arkadaş şöyle bir soru sormuş. Bu da bize bazı şeyleri irdelemenin vaktinin geldiğini gösteriyor haliyle. Güçlü bir makina için: - drag gücü yüksek olmalı mı? - Devir yüksek olmalı mı? - Bilye sayısı önemli mi? Makine işinde, aslolarak bunların hiç önemi yok halbuki. Neden? Çünkü, bunlar nicelik, yani sayı değerleri, birer sayıdan ibaret. Oysa önemli olan nitelik, yani kalite. Şimdi olayı en baştan ele alalım. Makine tercihinde nelere dikkat lazım buna bakalım. Ama bakabilmek için öncelikle bir iki hususu bilmek gerekiyor. Bir kamyon düşünün. Sırtına 10 ton yük sarıyorsunuz ve banamısın demeden koca yokuşları çıkıyor, bir şey olmuyor. Ama boşken el frenini çeker giderseniz, şanzımanı da, defransiyeli de dağılıyor, gücü yetmiyor. Peki el frenini bu kadar güçlü yapan şey ne? O frene uygulanan güce baksanız 10 tonun yanında esamesi bile okunmaz. Fakat o güç başka bir şeye etki ediyor: Sürtünme. Sürtünme, bir mekanik düzende verilen güce en çok direnen ve verilen gücün istenen amaca ulaşmamasına yol açan bir numaralı etmendir. Önce bunu bir akılda tutmak gerekir. Bizim olta makineleri, aslolarak güçsüzdür. Yani, hiç bir güce sahip değildir. Evet, tüm makineler, tamamen, kesin olarak güçsüzdür. Onların görevi, kendilerine verilen gücü, balığı çekmek için uygun şekilde kullanmaktır. Yani, makinenin gücünü asıl sağlayan şey, makine değil sizsiniz. Bu durumda, siz bir güç vereceksiniz makineye, o da bu gücü balığa verecek. Kaba bir anlatımla olan mevzu bu. Makine sizin verdiğiniz gücün ne kadar çoğunu balığa iletirse, o kadar verimli olacaktır. Şimdi tersten bakalım. Balığın (yada kurşunun, sahtenin vs. neyse) çekilmesi için gereken güç 100 ise, makine ise sizden aldığı gücün sadece %50'sini balığa iletebiliyorsa, o zaman sizin makineye 200 güç vermeniz gerekecektir. Yani, 100 birim güçle çekebileceğiniz balık için, 200 birim güç harcamanız lazımdır. İşte bu aradaki farkı oluşturan şey, en başta sürtünmedir. 200 birim güç verdiniz, bunun 100'ünü makinedeki sürtünme harcadı, kalanı da balığa gitti. O zaman, sürtünmesi çok az olan bir makine kullanırsanız, daha az güç harcayıp aynı işi yapabilirsiniz. Sürtünmenin bir diğer meseleside, sürtüne sürtüne, sürten parçaların aşınacak olmasıdır. Bu da hem sürtünmeyi artırırr, hemde makinenin eskimesine yol açar. O zaman ilk bakılacak şey, sürtünmesi düşük olan makinayı bulmak olacaktır. Herhangi iki makineden sürtünmesi düşük olan, diğerinden daha güçlü olacaktır, bu kesindir. İkinci bir husus ise, sağlamlıktır. Basitçe, elindeki şey ne kadar yüke dayanıyor? Malzemesi, montajı sağlam mı? Bu noktada bir kaç şeyi bilmek önemlidir. Her malzeme, sürekli birşeylerle irtibat halindedir. Örneğin, havayla. Yağmurda suyla. Deniz suyuyla. Güneşle vs. Kullanırken yükle, yani ağırlık, kuvvetle.. Her malzemenin de bu şeylere karşı belli bir dayanımı olacaktır. Buna basitçe dirençli olmak denir. Örneğin, metal bir kaşık, plastik bir kaşıktan, yükekarşı daha dirençlidir. Ama metal kaşık, havadaki oksijen ve neme karşı plastik kaşıktan daha az dirençlidir. Plastik kaşık durduğu yerde binlerce sene kalabilir, ama metal kolayca paslanıp eriyip gidiverir. Makinede sağlamlık denince, mevzu bahis bu etkilere ne kadar dirençli olduğu bakılması gereken önemli hususlardan birisi olmaktadır. Şu anda şunu biliyoruz. Makinede sürtünme az olacak. Malzemesi maruz kaldığı etmenlerin, yükün, kimyasal şeylerin vs. bozucu etkilerine karşı dirençli olacak. Sürtünme hiç bir zaman sıfır olmayacaktır. O nedenle bulabileceğimiz en iyi makine, ancak çok az sürtünmesi olan makine olacaktır. Burada bir diğer hususta şudur, makinede sürtünme çokca olabilir aslında. Fakat dizaynı öyledir ki, bu sürtünme kayıplarını siz kolu çevirirken hissetmiyor olabilirsiniz. Sürtünme nasıl azaltılır? Bunun yolu, pratikte temas eden yüzeylerin azaltılması ile sağlanır. Dümdüz gördüğünüz bir şeye mikroskopla bakarsanız, dağlık bir arazi gibi dalgalı, çukurlu vs. olduğunu görürsünüz. Malzemelerin birleştiği noktalarda bu çıkıntılar karşıdaki malzemenin oradan geçmesini engeller. Ne kadar az yüzey varsa temas eden, o kadar çok çıkıntılık yapan alan var demektir. Yüzey azalınca, doğal olarak daha az karşılaşan çıkıntı ve daha kolay hareket gerçekleşecektir. İşi bilenler, konunun bu kadar basit olmadığını bilir. Ama basit, anlaşılır, balıkçı için gerekli olan şey bu kadarla ifade edilebilir. Bilya,rulman dediğimiz şey, o içlerindeki küre gibi şeylerle bu sürtünmeyi azaltırlar. Esprileri basittir. Eğer bir mil, yani silindir gibi olan şey, içine gireceği genişlikte bir delikte dönüyorsa, dış yüzeyinin tamamı sürtünecektir. Ama siz araya metal küreler koyarsınız, her iki yüzeye kürelerin sadece küçük bir yüzeyleri temas edecek, sürtünme daha az yüzeyde gerçekleşecektir. Birde o küreleri boşta bırakırsanız, sürtünme oluşurken küreler rahatça dönecek, böylece birbirini tutan çıkıntılar oluşan dönme hareketi ile kurtulacaktır. Ama dikkat ederseniz, bilya sürtünmeyi azaltır, ama yok etmez. O küreler gene belli bir sürtünmeye sahiptir. O nedenle, o küreler ve temas ettiği yüzeylerin olabildiğince pürüzsüz, malzemenin olabildiğince kaliteli olması gerekir. Bu nedenle, her bilya doğduğunda eşit yaratılmış olmaz. Bu yüzden, 5 bilyalı makina iyidir demek olası değildir, zira kullanılan bilyalar sürtünmeyi azaltamayan, adi işçilikle yapılmış şeyler olabilir. Dikkat edin, bilyalarda sürtünme yok gibi bir şey yok. Azaltıyor, ama gene var. Bu ne demektir? Sizin 10 bilyanız varsa, 10 sürtünme noktası var demektir. Bu da 10 bilya sürtünme noktası var demektir. 5 Bilyalı makinede ise, sadece 5 bilya sürtünme noktası. O zaman, 5 bilyalı makine aslen 10 bilya olandan daha az sürtünmeye sahip olacaktır. Evet, bu kesinlikle doğru bir tespittir. Fakat, sorulacak soru şudur. Yük binen ve baskı nedeniyle sürtünmesi çok olan, hareket eden temas halindeki her yere yetecek bilya makinede mevcut mudur? Yani, sürtünme oluşan her noktada, bilya ile sürtünme azaltılmış mıdır? Şimdi 2 bilyalı bir makine düşünelim. Bu sadece iki bilya nedeniyle, sadece iki bilyalık azıcık sürtünme olacak demek değil. Çünkü, sürtünme üreten sadece iki nokta yok makinede. Bunlardan sadece ikisi bilya ile sürtünmesi azaltılmış, ama diğer noktalarda sürtünme hala var. O zaman, bir makinede nerelerde sürtünme olur, nerelerde bunu azaltmak gerek, buna bakmak bu işin ilk noktası olacaktır. 1. Kolun sap ile birleştiği yer. Burada, sapa şöyle bir vurunca, fırıl fırıl döndüğünü görürsünüz. İşte hareket olan bir nokta, bu noktadan gidiyor uyguladığınız kuvvet makineye. Ve ilk sürtünme yaratan nokta burası. 2. Kolun milinin makineye girdiği yer. 3. Milin öteki tarafta çıktığı yer. Bu iki yerde, kol genelde bir dişliye girer ve bu dişli kasaya irtibatlıdır. 4. Makaranın yukarı aşağı gitmesi için kullanılan dişlilerin makineyle olan irtibatı. 5. Kolun girdiği dişliden rotora hareket ileten, genelde boru şeklindeki parça. bu parçanın iki ucu. 6. Kalama. 7. Sarma telini tutan kısımlar. 8. Sarma telindeki, misina kılavuzu. Temel olarak hareket eden kısımlar bunlar. Eğer buralardaki sürtünmeyi yok edebilrsek, verdiğimiz gücün hepsi balığa gidecektir. Bu sürtünmeyi azaltmak için, bu noktalarda bilya kullanılması gerekir. Peki, sürtünmeyi azaltmanın tek yolu bilya mıdır? Bilyaların bu konuda iyi oldukları kesindir, fakat, kötü oldukları yerlerde vardır. Öncelikle, bilyalar pahalıdır. Sonrasında, bakım gerekleri vardır ve bilhassa yük altında ömürleri kısadır. Ayrıca, ağırdırlar, makinenin ağırlığına ciddi katkıda bulunurlar. Buradan çıkacak sonuç, bilya sayısı belirlenirken, maliyet, sağlamlık, ağırlık ve sürtünmeyi azaltma arasında bir denge kurulmalıdır. Fazla bilya da iyi değildir, en azından makinenin ağırlaşmasına, ceplerinde hafiflemesine yol açar. Peki, sürtünmeyi azaltmanın tek yolu bu mudur, bilya koymak? Elbette bilya koymadan da sürtünmeyi azaltmak mümkündür. Bunun en iyi bilinen yolu, yüzeylerdeki o çıkıntıları azaltmak üzere, yüzeyi çok iyi işlemek, pürüzsüz, ayna gibi yapmaktır. Bir diğer yol ise, karşılıklı yüzeylerden en az birisini, daha yumuşak malzemeden yapmaktır. Hatırlayın, pürüzleri oluşturan çıkıntılar, birbirine takılıyor, malzemenin kolayca oradan geçip gitmesini engelliyordu. Eğer yüzeylerden biri yumuşaksa, o pürüze diğer malzemenin çıkıntısı gelince, malzeme esner, pürüzü, tepeciği oluşturan kısım üzerine basılmış yastık gibi içeri gömülür ve diğer malzeme kolayca oradan geçip gider. Sürtünme mevzusunda bahsetmediğimiz bir husus ise, şudur. Eğer sürtünen parçalar, birbirine doğru iyice sıkıştırılırsa, doğal olarak o pürüzlerin birbiri üzerinden kurtulup hareket etmesi için daha çok kuvvet gerekecektir. Eğer parçalara binen kuvvet büyükse, çok dar bir alanda temas ediyorlarsa, bu pürüz başına çok yüksek kuvvet demek olur ve büyük ihtimalle bu sürtünme noktasından parçalar aşınmaya başlar. Bu da sürtünmeyi daha çok artırır. O yüzden, temas alanını genişletmek, buna karşılık temas eden yüzeyleri çok iyi işlemek ve malzemeyi uygun seçmek gerekir. Şunu çoğumuz yaşamışızdır, makine biraz yüke binince birden saramaz olur, dönmez bir türlü kol. Bunun sebebi, malzemenin birbirine hassas ve tam oturmaması, temas yüzeyinin az olması, bu nedenle yük binince o küçük yüzeyin çok aşırı sürtünmeye maruz kalmasıdır. Bu durum, bilya kullansanız da yaşanabilir. Bu nedenle bazı noktalarda küre gibi değilde, silindir şeklinde iç parçaları olan bilyalar konur yada bir kaç bilya birden yan yana aynı yere konabilir. Bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki, uygun malzeme, hassas işçilik, iyi bir dizayn ile, sürtünme en aza indirilebilir. Eğer, yukarda saydığımız noktalarda, sürtünmeyi azaltmak üzere gereken yapılmışsa, makine bizim gücümüzü boşa harcamaz, rahat kullanılır. Bilhassa boğazda 180 gr kurşunu akıntıya karşı çekerken iflahımızı kesmesi gibi durumlar yaşatmaz örneğin. Şimdi, bir makine düşünün. 3 Bilyalı. Ama bilya olmayan diğer noktalarda uygun önlemler alınmış, sürtünme bir hayli giderilmiş. Bir diğer makine ise 10 bilyalı, hareket eden her yere birer bilya konmuş ama, bilyalar kalitesiz malzeme, işçilik kötü, yük binince kasılıp kalıyorlar. Bu durumda elbette ki 3 bilyalı olan, çok daha rahat, çok daha güçlü olacaktır. Sonuçta, bilya sayısına değil, makinedeki sürtünme kaynaklarında alınan önlemlere bakmak gerekecektir. SERDAR ,DEVAMINI YAZARSA ONUDA YAPIŞTIRIRIM
s.a. serdar usta emeğine sağlık şu yazında yazdığın her cümle verdiğin her bilgi akademiktir bilimseldir hepsinin altına imzamı atar geçerim tartışmaya açık tek noktası yoktur çünkü bahsettiğin şeylerin tamamı fizik yasalarına dayanır ustam tekrar emeğine sağlık, o açtığım başlıkta seni biraz olsun açmak tartışmak istedim özellikle de bilye mevzusunda usta, doğrusu başarılıda oldum selamlar.
Abicim sen ösenmiyomusun bu kadar yazi yazmaya anlayamiyorum adam max buccem 100 tl deyip makina ariyor sen destan yassan neye yarar:)
Sevgili dostum, bazı çıkıntılar olmasa insanın canını sıkıp, "bunlarla uğraşacağına, git balığına, odayı topla yaaa." dedirten, olay başka olur, olacaktı elbette. Burada bir makine alırken nelere bakmak lazım, neresinden neyi nasıl anlaşılır diyecektik. Burada edinilen bilgiyle, dandik bir makina nasıl daha iyi hale getirilebilir, buna bakacaktık falan. Belki başka zaman, o da olur. Yani, 100 TL'ye iyi bir makine hayal. Ama 100TL alacağın uygun bir makinayı zamanla 300TL'lik bir makina ayarına çıkarman da mümkün.
Eline emeğine sağlık Serdar abi. İş yerinde çok yoğunken bile parça parça okumuştum ama konun garip bir şekilde, garip tartışmalara gitmiş. Oysaki çok şeyler öğrenebilirdik. Bende bu teorik bilgiyi daha elle tutulur şekilde nasıl kullanabiliriz amatörler olarak diye sana soracaktım, nerelerden nasıl bir makinaya baktığımızı anlayabiliriz gibisine. Yazının olgunlaşarak devamını dilerim.
Her ne kadar fizik profesörü olmayacaksak da, fazla bilgiden ve bilgilenmekten hiç zarar gelmez. Gün gelir lazım olur. Emeğe saygı derim.
Örnekler bir olayı açıklamak için verilir, anlaşılmasını kolaylaştırmak için. Yoksa insan verdiği örneğin uzmanı olmak zorunda değildir. Örnek çok mu ucubik geldi, anlaşılmasını kolaylaştırmadı mı? O zaman başka örnek ver denebilir. Sonuçta karşıdaki insan bir şey anlatmaya çalışıyor, başka bir şey anlatmaya çalışıyor.... belki bir gün kamyoncular forumunda da o konuyu tartışmak için ayrıca bir araya gelinir. Burada belli ki herkesin bir geçmişi, bir sabıkası var... şu haklı, bu haksız diye taraf olmak istemiyoruz, doğrusu merak bile etmiyoruz. Mesajlar "her zaman yaptığın gibi", "yine", "seni herkes biliyor" gibi ifadelerle dolu. Ama forumlara her gün yeni insanlar katılıyor, lütfen buna da dikkat edelim. Aradığımız bilgi paylaşımıdır, tecrübe paylaşımıdır, forumlar bunun içindir, bunları veren de sağolsun, ellerine sağlık.
Adil kardeş, açıklama demişsin, anlam demişsin haklı olarak. Zaten alıntı yaptığım cümleler de sürtünme hakkında anlama ve açıklamaya yönelik bilgilendirmeleri ihtiva ediyor. Ve dikkat edilirse cümle kendi içerisinde anlamı bozan bir söz dizimine sahip. Gözden kaçmış olabilir, dalgınlığa gelmiş olabilir her ne sebeple olursa olsun bu bilgi anlam açısından düzeltilmeliydi. "Böyle iyi, boş ver, ne yazılmışsa yazılmış, kendini nakzetse de öyle kalsın, uyarma/düzeltme yapmayalım, zira mesaj sahibine haksızlık etmiş oluruz" demeyi asıl haksızlık gördüğümden, bu nadide bilgilerin küçük bir kelime yüzünden heba olmasını istemediğimden yazdım, yazmak zorunda hissettim. De; Abim, sen niye öyle atarlandın, ne var ortada? Kimin tavuğuna kışt dedik, kimin zülf-ü yarine dokunduk? Nereden, neyi çıkardın pes yani?
Bu mesaja cevap olarak "Balli" nick'li arkadaşa özelden mesaj attım, "oraya yazmadım ki gereksiz başka bir muhabbet çıkmasın" dedim, "elbette seni kastetmedim" anlamında açıklama yaptım, ama kabul etmedi, buraya yazmam için ısrar etti. Çünkü kendisinin mesajından sonra yazmışım, böylece zan altında kalmış. Ben ilk mesajdan başlayarak konuyu okuyup bir şey yazacağım zaman "işte tam bu mesajın arkasına gelsin" ya da "şu mesajın önüne gelsin" diye bir seçim şansım olduğundan haberdar değilim. Ne zaman yazsam yazayım mesajım en sona gidiyor. Yine de isteğini yerine getiriyorum, kastettiğim kendisi değildir. Ben "Teşbihte hata olmaz" der gibi örnekler üzerinden tartışmanın faydası yok demek istedim ki zaten kendisi bir örnek üzerinden herhangi bir şeyi tartışmış değildir, bir Türkçe meselesine dair bir şey yazmıştır; bu yüzden üstüne alınmasını anlamış değilim. Bu görevi de ifa etmiş olduğumuza göre hepiniz sağlıcakla kalın. Burada çok aklıbaşında, dost olunabilecek, bir şeyler öğrenilecek, paylaşılacak çok insan olduğundan eminim; ama bu biraraya gelişte bir sorun var ve bu ortam bana göre değil arkadaşlar. Herkese selamlar, sevgiler
Çok doğru... Bazı çıkıntıların sandığı gibi bir yerlerden aşırma değil, oturup çala kalem yazdığımız için, böyle hatalar olabiliyor. Düzeltme ve uyarı için çok teşekkürler.
Sevgili Adil, işte özelden yazıştıklarımız. Buraya yazmanda ısrar edişim bu nedenlerleydi. Beni forumu terkedişinin müsebbibi konumunda bıraktığının farkındasındır umarım. Bu tavrını kabul etmiyorum bilesin. ilgili mesajlardan alıntı yaparak yazarsan mesajın en sona da düşse muhatabı belli olur. Kimse alınmaz, gereksiz yere "acaba?"lara düşmez. adbakt Gereksiz bir başka muhabbet çıkmasın diue oraya bir şey yazmayacağım, ama sen niye üstüne alındın anlamadım. Konuyu o noktaya getiren sen değilsin ki! Orada iki kişi arasında gereksiz bir tartışma başlatıldı, lafımız onadır. Atarlanmak da ne demek bilmiyorum. BalliKonuda geçen atışmalara ben de dahil olmuşum belki dikkat etmedin. Ve Serdar'a daha kafadan haksızca saldıran kişiyi de uyarmışım. Konu orada kalmış, ne Serdar ne de ilgili şahıs birşey yazmamış. Bugünki alıntım da bir düzeltme isteğiydi ve verilecek cevap varsa onu da Serdar verirdi. Sükut ikrardandır kavlince bu düzeltme isteğimi yerinde bulduğunu anlıyorum zira aksine bir yazısı olmadı. Mesajımın akabinde senin muhatabı meçhul ve hiç gereği yokken kişiler hakkında öyledir böyledir demen direkt benim mesajımın sonucunda bu çıkarımı yaptığın anlamını taşır. Yok ben öyle demek istemedim, seninle ilgisi yok dersen bunu konuya yazmalısın ki ben de bir başka yanlış anlayışa düşmeyeyim gözüm. adbakt Yahu gayet açık, Mesela "burası TDK değil" gibisinden bir şey yazsam sen hemen üstüne alınırsın ve haklı olursun; seni kastediyorumdur o zaman. Yazdığım mesajda çok açık olarak örnek üzerinden tartışmayı eleştirdim, "kamyonun şusunu busunu konuşmak için kamyoncular forumunda buluşalım" dedim, sen kamyonlardan söz etmiş de değilsin, başka bir örnek de vermiş değilsin. Fazla alınganlık yaptın bence. İçin ferah olsun, sana demedim. Ama bu forumda bir konunun düzgün tartışıldığını görmek mümkün değil. Belli ki eski hesaplar giriyor işin içine. Müsaade et de bunu eleştirelim. Balliİşin içinde eski hesaplar varsa -ki öyle olduğuna hükmen ben de ilgili yerde uyarımı yaptım- yapılacak eleştiri ilgili kişi veya kişileri muhatap almalı ve konu henüz sıcakken olmalı ki tesiri olsun. Üstünden zaman geçtikten sonra ve de alakası kurulamayacak bir yerde yapılan eleştiriler en iyi ihtimalle hava da kalmaya yada işte benim yaptığım gibi kendime yönelik saymaya, zan altında bırakıcı sonuçlara gider. Allah ağız vermiş, uygun yerde uygun kelimelerle eleştiri hepimizin hakkı, kişi haklarını ihlal etmeden, döküp-kırmadan. Yine de bu dediklerini konuya not düşersen herkes için iyi olacağını düşünüyorum. Her neyse; kendine iyi bakasın, selamlar.
Adil bey selam, bak abi sende yenisin bende yeniyim. Haddim olmayarak kendi adıma bir şey söyleyeceğim. Kendi adıma yaptığım tespit şu. Evet ortam biraz gergin, eski hesaplar olmuş olmakta. Ama bence bunu atlatmak için yeni arkadaşlara da ihtiyaç var. Çünkü artık eskilerin üstüne bir sünger çekip yeniye yelken açılmalı. Nuri abi bu ortamların gördüğüm kadarı ile tam göbeğindeydi ve gergin günler geçirdiler. Onun için biraz hassas davrandı bence de. "nuri abi burası sana" sakın yanlış anlama beni; benim anladığım adil bey sana bir şey yazmamış abi, vallahi evirdim çevirdim yok abi. Serdar abiyi kızdırana demiş ki, baltalamada adamı bırak bilgisini paylaşsın. Tamda senin mesajın üstüne gelince pişti olmuş. Böyle insanlara " adil bey gibi " forumun ihtiyacı var abi. Adil bey sana da kısa bir şey söyleyeyim müsaadenle. Eğer burayı bir değerli insanların oluşturduğu bir forum olarak göreceksen abi, tartışmaları ve laf atmaları lütfen özelden yapma abi. Biraz geçmişi okursan burada özel mesajların nerelere vardığını görürsün. Bu konuda insanların ağzı yanmış, bende çok net yaşayıp gördüm, o yüzden söylüyorum. Sende hemen öyle küsüp gitme, insanlara bize bir şans daha ver...
İkinizde mesajımı okudunuz ve bir şey yazmadınız. Buradan bir sonuç çıkarmam gerekir, eğer beynimizi kullanıyorsak. İnsan her gün bir şeyler öğrenir, görür, değerlendirir, anlar yada anlayamaz. Ben bundan ne anladım; her şeye maydanoz olma, niyetin iyi bile olsa sonuç iyi olmayabilir. Haaa bunu yenimi öğrendim; hayır, bu beni durdurur mu, yok vallahi yaş 41 ben daha görmedim. Ama kendime göre bir şey yapacağım, yönetimin yapamadığını. Kendime kasım ayının başına kadar mesaj yazmama cezası verdim. Bir nevi uzaklaştırma. Otokontrol mü dersiniz, ne derseniz. Zaten aslında cezayı siz verdiniz, bana da çekmek düşer. Olsun canımız sağ olsun. Sağlıcakla kalın...
Canım arkadaşlarım, sevgili dostlar, balık tutkunları, değerli avcılar; Şurada yıllardır yeteri kadar sorunumuz, uğraşmak zorunda olduğumuz bir sürü insan ve konu var, amaç doğruya hep birlikte varmak olduğundan, rica ediyorum aklı selim davranalım, herkes birşeyler biliyor herkes konusunda iyi olduğunu düşünüyor, ancak bu şekilde olmamalı birlik olmak zorunda ve durumundayız, bu aile ufakk bir grup değil koskoca bir çınar altında durmaya ve el ele olmaya mecburuz. bizim bizden başka dostumuz yok...
Serdarı tebrik etmek gerekli diye düşünüyorum,böyle bilgileri üşenmeden konu halinde hazırlayıp bizlere sunuyor:thumb: .. Yanlız bakarsak konu Güçlü Makinayı anlatmıyor,konu Sürtünme ile alakalı,güçlü makina Sürtünme ile anlatılamaz Serdar,bunun için başka nedenler vardır.. Aslında makinelerde sürtünmeyi en aza indirecek yöntemler var,herkese tavsiye edilmez makinayı bozma olayı vardır,makina ile bayağı içli dışlı olmak gerek...
Serdar Beyi bende tebrik ediyorum. Bir soru var ortada,beğenirsin beğenmezsin adam yazmış oraya koskoca yazıyı kendince bazı ilişkilendirmeler yapıyor ve biyerde konuyu bağlayacak... Emeğe saygı duymayıp da atarlanmak tartışmaya getirmek neymiş. Kişiyi tanımam etmem,lakin şu tartışmada zerre kadar suçu yoktur ve kızmak tada dibine kadar haklıdır.Hayret ya gel sen fikrini yaz o halde ...Başkasına çamur atmakla olmazzz..