Fiyatına göre bakarsak (en azından yurtdışı fiyatına göre) süper makine. Haa, mutlak değer olarak, almaya değer, baya sorunsuz, kullanışlı bir surf, bilhassa yemli makinesi. Sazan içinde düşünülebilir. Şimdi, mercedes yada ferrari alabilirsin. Bu onu alıp kaldırıma vurduğunda aksın dağılmayacağı demek değil elbette. Burada volkan'ın başına gelende o, gördüğüm kadarıyla.
Ne yalan söyliyeyim ben bu makinayı kulanılmış olarak,balıkcılar için olan bit pazarından aldım,iki sene evvelinde 30 euro vermiştim,Ha gene bulayım gene alırım,hatta karşıma 10 tane çıksın,onunuda alırım,hastasıyım makinelerin ben...
Bak bunu yeni aldım... Temizlenmeyi bekliyor... Alan hawk ne diyor bu makina için..DAM Quick The Godfather http://www.alanhawk.com/reviews/quk51.html
Yahu Serdar, konunun başında '' Kum illeti bu. Tüm makinalarda aynı sıkıntı oluşur, temizlik ve bakımını yapmalısınız vs.'' diyen siz değilmiydiniz de, şimdi akabinde tezat oluşturuyorsun. Temizlik imandan gelir. Bu, insanın yaşam biçiminin bir yansımasıdır; diye düşünürüm. Şimdi siz, 6 ay tozu alınmamış, boyasız bir ayakkabı, kirden yakası kasnak tutmuş bir gömlek, ütüsüz paçoz bir kıyafet ve altına da bembeyaz bir çorap takarak, saçı başı dağınık, traşsız bir şekilde mi işinize veya sosyal yaşam alanınıza gidersiniz ? Yoksa, her şey tiril tiril, pırıl pırıl mı ? Şimdi, yukarıdaki yazdıklarınızla tezata düşmeyin isterim ama, tam 180 derece tezat teşkil edeceğinize eminim. Bakım her zaman iyidir ve değer katar, avantaj sağlar. Her zaman faydasını görmüş ve sağladığı avantajları yaşamışımdır. :laughing:
Bunca yıldır bu parçanın kırıldığını görmedim ne Stella'da; ne başka bir Shiman'da; anak solucan dişlide sıyrılma falan oluyor...
Kısık mı??? Spot mu??? Allah korusun; adam gibi eleman yok onlarda; keski-çekiç çalışıyorlar; zaten kimseye yollamaya ihtiyacım yok; evelAllah hiçbir makina kurtulamaz elimden; her türlü tamir ve bakımı yapabilecek kapasitedeyim; yeterki parçasını bulabileyim... Kısık'ı bilmem de ben makina bakımı yaparken muhtemelen Spot diye bir firma zaten ortalarda yoktu... Acınacak durumda olan da sensin; elindeki makina bozulmuş bir şekilde; hala bozumaz diye iddia ediyorsun...
Müsterih ol; hepimizin elinden gelir evelAllah; yalnız parça kırık olursa ben yurtdışı alişverişinden pek hoşlanmadığım için Ceyhun ilgilenir o konu ile... Sonuçta hallolur her şekilde...
Bir makina "bu kadarmış" ı dediğinde bu nasıl anlaşılır; tamam ben biliyorum; anlarım da sen bir zahmet bilmeyenler için güzelce bir tarif et şu "bu kadarmış"ı...
Biz senin gibi yemliye atıp gün boyu sandalye üstünde keyif çatıp; yan gelip yatmıyoruz... Gün boyu ağır kurşunlar ile 100-200 kere at-çek yapıyor bizim makinalar; günlük; aylık kaç km. eder biliyor musun??? Bir klavuz rulmanı dakikada ortalama 4000-5000 devir atıyor bizde... Hesabı seversin; yap bir güzel de sonra kendi makinanı o şartlarda çalıştır ve bu kadar ince ve detaylı bakım ve temizlik gerekli mi; gereksiz mi ondan sonra karar ver...
Serdar'ı bilemem fakat, burada tam beni tarif etmişsin. hihi Tabii o keyif çatmaya gelene kadar 1 saat, irilerinden midye çıkarma, 1 saat kadar da yem olarak hazırlığı, bayağı yorucu oluyor. :laughing: Aslında o midyeleri kendimize hazırlasak, 3 gün yeter. hihi
Tevfik bey; aslen benim de sevdiğim bir avlanma türüdür; tam bir keyif avı doğrusu; bir de yanında termosta demli çay götürdü mü... Değme keyfe... Ancak burada önemli bir nokta var; eğer Istanbul Boğazı'nda at-çek disiplininde avlanan arkadaşlar varsa Serdar'ı kaale almasınlar bu temizlik konusunda; yoksa makina 40'ını değil; 7'sini bile zor görür... Nece makinalar dağıldı bu ağır şartlarda; sürekli bakım yapanlar; makinasını yağlayanlar ve temizleyenler ise uzun süre kullanıyorlar makinalarını... Geçen yıl Kandilli Akıntı Burnu'nda kış balığına 220 gram ile at-çek yaparken makinamın klavuzundaki ince yağın buhar olup uçtuğunu bilirim ben; eğer farkına varmazsanız ne rulman kalır; ne klavuz takımı; daha sonraki gün hiç adetim olmadığı halde o kısmı gresleyip öyle avlandım... Akıntı o kadar şiddetli ki; o ağırlık ile atışınızı yapıp kurşunun dibe yaklaştığını anladığınızda (220 gr. ağırlık 0,10 spectra ile dibe inmiyor) ve makinanın klepe telini kapadığınızda kamışı dik pozisyondan aşağıya yatırıyor o akıntı... Varın hesabını yapın...
Sizde epey parça var; ancak oradaki sektör burada mevcut değil; bu parçalar ancak yıllarca tamir işi yapanlarda mevcut olabilir... Tabii hangi parçanın hangi makinaya olacağı da bir muamma... Benim kullandığım makinalara orjinal parça takmak durumundasınız; ve esas kullandığım 2 makina ucuz olmadığı için parçaları da stok yapacak kadar ucuz değil; aslında parça yedeklemeye de gelmez bizde; mesela benim makinaların eğer başına bir kaza gelmezse parça ihtiyacı olmuyor... Eğer bir kaza olursa ve bunun neticesinde parça ihtiyacım oluşursa (makina yere düşerse mesela) bu Türkiye'de sıkıntılı; ithalatçı firmalar bu işin üzerine yeterince düşmüyorlar veya önem vermiyorlar; Shimano ise bu konuda ciddi bir atak yapacaktı kendi ifadelerine göre; ancak 1-2 aylık bir yapılanma süreci mevcut sanırım ve bu süreç sonunda neyin ne olduğunu görebileceğiz...
Yedek parça her zaman iyidir,bu gün lazım olmasada,gün gelir lazım olur... Klepe telinin yayı,misina sarım yuvası,bilyesi gibi her zaman hasar çıkaracak parçalar yedeklenmelidir...
Haluk bey, dediğiniz atmosferi çok ama çok iyi idrak edebiliyorum. Hele ki bir de kalabalık bir ortamdaysanız, bir de onlarla uğraşmak vs. Sonra bir bakmışsın, kamışın ucunda arkadan iğneye takılmış birisini fırlatmışsınız. Olur ya, Serdar'da, tam o anda oradan geçiyormuş. hihi
Tamir sonrası videosunda gördüğüm, hızlanan kafa her seferinde küt diye duruyor. Oysa azalan bir ivme ile durması gerekirdi diye bekliyor insan. Biraz işkillendim açıkçası. Makine önceden de aynı dönüşe mi sahipti merak ettim. Daiwa hakkında teknik/mekanik olarak birşey diyemesem de daiwa'ın bir iyiliği varsa o da Serdar'la seni yakınlaştırdı kalben. Hiç teklifsiz tamirini üstlendi, akabinde kargo ücretini de ödeyerek adresine gönderdi. "Daiwanın hazin sonu"na gönlü razı olmadığından yaptı bunu diye düşünülmesine de fırsat vermemiş oldu böylece. Ama yine de, shimano olsaydı acaba aynı davranışı gösterir miydi diye sormuş olayım kendisine: Evet Serdar, ne dersin? ======== ====== ====== Güle güle kullan, yeniden hayırlı olsun gubani.
'' Atıyor '' diyorsun yani. Ben olsam prese götürür, haddehaneye geri dönüşüm için kazandırırdım. En azından o haddehanenin, o günkü üretiminin kalitesi yükselirdi diyeceğim, şimdi onu da yapmaz. :laughing: