Öncelikle herkese merhabalar, Bu türün avlanmasının nekadar zevkli olduğunu videolardan görebiliyoruz Türkiye'de Largemouth Bass (Geniş Ağızlı Levrek) türüyle ilgili biraz araştırma yaptım, Çevre ve Orman bakanlığı, 1982, 1996, 1999,2000 ve 2003 yıllarında yaptığı farklı farklı araştırmalarda, bilinçsiz avcılıktan çok bilinçsiz balık üretiminden (tehlikeli balıkları yurdışından getirip göllere salma) balıkların azaldığını tespit etmişler özellikle bu yıllarda PSEUDORASBORA PARVA denilen türün Türkiyede ekolojik felakete yol açtığını gözlemlemişler. O kadar tehlikeli türler ülkemizde göllere salınmış ki göldeki ekolojik dengeyi bırakın bazı türler (Kadife yani hollanda sarısı ) göl suyunun mahfolmasına kadar etkilemiş. Bu türleri , onların en büyük düşmanı olan Largemouth Bass üreterek yok etmeyi düşünmüşler fakat bu türün de doğal nehir ve göllere salınımında geri dönülemeyecek ekolojik felakete sebep olacağını tespit etmişler. Eğer ülkemizde bilinçli balıkçılık olsaydı ve bu Largemouth Bass yapay göllerde bulunsaydı emin olun ülkemizde av turizmi patlaması olurdu, bu türün Türkiye'yi, ikliminden dolayı anavatanı gibi kabul edeceği tespit edilmiş, ama birkaç yüz Largemouth'un sadist ve bilinçsiz kişiler tarafından doğal yerlere salınacağı düşünüldüğünde koskoca kızılırmakta bile yayın ve turnadan başka balık bırakmayacağına ve 15 yıl içinde bu türleride yok edeceğine kanaat getirmişler. Bilinçsizlik ve sadistliğe en büyük örnekte kadife (hollanda sarısı) olarak göstermişler, allahtan bunun önüne azda olsa geçilmiş. Sizce bu balığı Ülkemizde bilinçli bir şekilde üretilmesi olağan mıdır? Bence buna karar vermekte ençok söz sahibi biziz... Saygılarımla
Keşke Large ve Small Mouth levrekler ülkemizdede olsa derim. Bugün tabii olarak yayın bulunmayan İspanyada Almanyalı meraklı birisi yayın salıp orasının Dünyaca meşhur bir yayın cenneti olmasını sağlamış ve İspanya büyük turistik gelir elde etmektedir. Son senelerde yurdumuzdaki bazı akarsu ve göllerde ise Gökkuşağı alabalığı yerleşmiş ve sanırımki avcılar bu durumdan gayet hoşnuttur. Ancak elbette Kadife gibi balıkları tutupta endemik türümüz Abant alabalığının yanına salınmasıda tümüyle cahilliktende öte bir duurumdur.
Bu konuda istekli olmamla beraber vereceği zararlar hakkında hiçbir bilgim yok Bizim civar göllerde yayın, turna, sazan, israil sazanı, kızılkanat, tatlı su levreği (perch) vs. balıklar bulunmakta.. bunların hepsinin bir arada olduğu göletlerde var birde bu balıktan olsa ne olur? sonuçta bir denge kurulur güçlü olan öne çıkar.. sadece sazan türü olan göllere atmak tabiki yanlış olur ama zaten bir gölde perch, turna, yayın gibi dişliler varsa bu largemouth bass olsa ne yazar olmasa ne yazar.. şöyle biri akvaryumda besliyecem deyipte getirip atsa gölün birine tüm ülkeye yayılır gider iyimi olur kötümü olur..
Hakan Hocam öncelikle merhabalar 1. olarak israil sazanı, sizinde bildiğiniz üzre heryeri yavaş yavaş istila edip oradaki popülasyonu ve balık türlerini yokettiği için adına İSRAİL SAZANI demişler. bu türün zaten largemouth bass'tan bir fazlası bölgedeki otluk yerleride mahfediyorlar 2. olarak zaten largemouth'un olduğu yerde perch ve sazan nüfusu artışı 2-3 yılda durur ve ilerleyen zamanda yok olur.. benim anlatmak istediğim şey şu : BOLU / Gölcük'ü ele alalım, zaten kadife yüzünden mahfolmuş bir göl ve herhangi bir nehre yada baraja suyu dökülmüyor (bildiğim kadarı ile) örneğin bu tarz Turistik yerlere bu tür atılabilir ve orası sıkı denetimlere balıkçılık abidesi olarak gelişebilir, Ama herkesin tıkanıp kaldığı nokta şu, bu tür, bazı art niyetli kişiler tarafından doğal yerlere atılırsa oradaki dengeyi etkileyeceği malesef.. Böyle bir konuda biz balıkçılar nasıl bir adım atabiliriz...
Geniş ağızlı levreğin, küçük hali bile 1 dakikada nekadar çok küçük balık yediğini gösteriyor http://www.youtube.com/watch?v=8p0rovA3p0g
Bence geniş ağızla levrek,etinin yenilebilir olması ,lezzetli olması durumu varsa elbette ülkemizdeki göllerde yetiştirilebilir diye düşünüyorum..Ben göl balıkçılığına sırf bu sazan avı dolayısı ile ilgi duymuyorumYakalaması monoton yemesi kılçıklı yani zevki yok bana göre sazan avcılığının.Tabi bu benim görüşüm.Ama yabancı videolarda göl denince hep bu geniş ağızlı levrek avları var ve çok da zevkli, efendim .diğer türlere zarar verir miş..Allahınız aşkına göllerimiz kirlilik nedeniyle neredeyse lağım çukuruna dönüşüyor her geçen sene ,bu sorun olabilirmi.Yni dikkatli uygulanırsa bu gölde şu balık var şeklinde bence gayet güzel olur.İnanın o kadar çok göl biliyorum ki balık bile yaşamıyor.Özet.....Geniş ağızlı levrek ülkemizde eğer etinin iktisadi değeri varsa mutlaka yetiştirilmesi gerekir.....selamlar
buda kesinlikle farklı bir bakış açısı, aslında benimde düşüncelerim bunlar, sonuçta zaten bir felaketle iç içeyiz belki farklı şeyler olur, ayrıca geniş ağızlı levreğin tadı hakkında hiç bir fikrim yok, yurt dışındaki sitelerde herhangi bir inceleme yapmadım.
Abant alasının olduğu yere kadife atılıyorsa geniş ağızlığı her yere atmak lazım. bu duruma geldiğimizi unutmuşum Vedat abi, abantı mahfettiler, gölcüğü mahfettiler ki bunlar sadece bildiğim göller, largemouth atsak ne olur atmasak ne olur oda doğru...
Aslında ülkemiz göllerinde levrek sayısı çok çok az,önmli olan göl levreklerini nin sayısını ve çeşidini artırmak.Avrupada göl balıkçılığı çok önmli derecede bir konumdadır.Bizde ise göl denince kirli su birikintilerinde eti kılçıklı toprak tadı olan sazan balığı turna avlamaktır. Yani bu göl olayının üzerine eğilmesi gerekir herkesin.Kusura bakmayın bunlar benim görüşlerim ve istanbul bölgesi izlemimleridir.Pek çok arkadaşım göl den dönerken yine poşet lerle paçavra larla uğraştık diye dert yanıyorlar.Kirlilik had safhada...Yani dediğim gibi bu balığın eti konusunda bu forumda bilgi verecek arkadaşlar çıkarsa sevinirim.selamlar
filetosu çıkarılıp yumurtayla buğladıktan sonra zeytinyağı ile kızartıldığında çok lezzetli bir hal alıyormuş, ama bu türün lezzeti bulunduğu gölün temizliğinden ver kirliliğinden çok etkileniyormuş. Biz alabalığa alışmış bir millet olarak dünyada hangi tatlı su balıklarını beğeniriz çok merak ediyorum... söz konusu zaten avlanmak ve avı canlandırmak...
"O" bilir neyi nerede yaratacağını... Doğal düzene sırf zevk uğruna müdahale etmemek gerek. Yapay göletlerde denenebilir o başka. Yine de Göletlerde de yöresel balıkların bulunmasından yanayım.
Sinan bey, eğer konunun bir kısmını okuduysanız, zaten bizde doğal düzene zarar vermeden, zaten harap olmuş göllere nasıl salınabilir ve ne tarz tedbirler alınabilir, diye görüşüyoruz
Bizlerin konuyu tartışması ne kadar etkilidir bilmiyorum ama pekte etkili olabileceğini düşünmüyorum. Zira bu işin yetkililerinin bileceği bir iş. Belki araştırmalar bile vardır. Önce bu balık nerelerde yaşayabilir bakmak lazım gelir. Belli ki çok obur bir hayvan. Bırakıldığı yerdeki popülasyona etkileri incelenmeli. Bu balığın bulunduğu göllerdeki balık türleri popülasyonu incelenebilir. Bizim ülkemize gelince, zannedersem zaten çöplük haline getirmeyi başardığımız göllerden bahsetmişsiniz. Ancak bu bir balık olduğundan ve fotosantezle yaşayamayacağından, bu balık ne yiyecek bırakıldığı gölde? Bu durum da düşünülmeli. Yani zannedildiği kadar bataklık ve çöplük haline gelmiş içinde canlı barımayan bir göl olmamalı. Peki bu balığın hedef avı hangi balıklardır. Hangi zararlı küçük balıklara karşı böyle bir aşılama yapılabilir. Ülkemizde var mıdır yalnızca zararlı yemlik balıkların olduğu ve bataklığa dönen göller? Böyle yerler varsa elbet salınabilir. Ancak sadece ekonomik değeri ve spin avcılık için trustik değeri olan bir balık gerekli araştırmalar yapılmadan salınamaz. Hele ki sırf görüntüsü kötü diye, etrafını ve içini kirlettik diye bir göle salınmaması lazım gelir diye düşünüyorum. Tüm şartlar uygunsa, bende isterim yakınlarda bir göl veya gölette bu balık bulunsun ve iyi derecede av versin.
En önemli kriter su temizligi. Alabalik kadar olmasada temiz suya muhtaç bir balik bu. Black bass veya amerikan levregi diye de geçer. Avi oldukca zor ve mücadeleci bir baliktir. Disinin kurdugu yumurta yatagini erkek bekler ve bu dönemde tehditlere karsi cani pahasina oldukca saldirgan olur.
Konudaki tüm mesajları okuyarak yazdım. Zaten harap olmuş göllerimizide önce pislikten arındırıp doğal haline getirecek tedbirleri almamız lazım. Abant alası bitmiş o zaman şu balığı deneyelim mantığı bence yanlış. Abant alasını kurtaracak projeler üretmemiz lazım. Basit bir akvaristim. Küçücük balık bile doğurup dönüp arkasına yavrusunu yiyor. Habitata müdahele etmememiz gerek. Benim fikrim bu.
Abant alası Bolu'nun neredeyse bütün göllerine 150-250'şer bin atıldı bu konuda daha öncede bahsetmiştim, benim verdiğim örnek şu Gölcükte hollanda sarısı gibi bir tür varolacağına genişağızlı levrek daha mantıklı olabilir, hem zaten ne yapılırsa yapılsın (yapılan araştırmalar bu yönde) hollanda sarısını bitiremeyeceklermiş, burada belediyenin yaptığı çalışmaları tamamen destekliyorum ama gölcük konusunda madem turistik yer oraya niye atılmasın ?.. abant artık turstik bir yer olmaktan çıktı doğal bir yaşam alanı haline getirildi ama yinede millet el kadar alaları alıyor, benim bahsetiğim bu tarz yerler değil, Bolu'da "Yeniçağa gölü, Gölcük, Amcabey gölü" gibi yerler, ki butarz yerler her ilde mutlaka 1-2 tane vardır. bu tarz yerlerin taşıp akarsularla birleşme riskide yok yani bu tür buralarda sıkışır kalır...
Volkan bey, bizim sadece tartışmamız yetmez tabi size katılıyorum, birilerinin sosyal sorumlulukta alması lazım, madem burası av platformu, buradan çıkacak atılımcı bireylerle bence bu iş başlatılabilir. Sadece hayal edin diyorum, bu ve bunun gibi türler Ülkenin iklimi sayesinde çok çabuk yayılabilirlermiş. Ve av turizmini siz düşünün artık reeling
Açıkçası çok bir bilgim yok bu konuda ama farklı bir konu üzerinden sohbet etmek, fikir teakkisinde bulunmak güzel. Hayal gücüm geniştir. Sizi çok iyi anlıyorum tabi. Kim istemez ki.??? Atıl durumdaki, kısmen çöplüğe dönmüş bir göl temizlensin içinde levrek kelimesi geçen bir balık gölete aşılansın. Yerli, yabancı avcı turistler gelsin, kaliteli avcılık yapsın. Hem eko sistem bozulmasın, hem ülke ekonomisine katkı olsun, hem bölge insanı kalkınsın. Bence de muhteşem olur. Hayalinizde canlanan sanırım bu. Ancak realiteye de bakmak lazım. Realitede ülkenin bu zamana kadar yaptıklarına da bakmak lazım. Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır derler ya onun gibi. Söylem ve düşüncelerin pek anlamı yoktur benim nazarımda. Ben bugüne kadar ne yapılmış ona bakarım. Tatlı su avcılarından okuduğum kadarıyla turistik av yapılan bir gölümüz ve göletimiz yok. Varsa bile ben henüz duymadım. Başarılı bir aşılamamız yok bildiğim. Genel de konuşmalar, zamanında x gölüne veya akarsuyuna yapılanan aşılama sonucu şu tür baskı altına girdi veya yok olmakla yüzleşti türünden. Genel anlamda algıladığım, bugüne dek pekte isabetli aşılamalar yapılamadığı. Birde göletlerin yöreden birine kiraya verilmesi durumu var ve kiralayan babasının malıymış gibi bölge üzerinde her hakka sahip oluyor. İstediği zaman istediği ağı atıyor, bölgeye kimseyi sokmuyor av yaptırmıyor falan. (Raporlardan okuduğum, bilimsel bir bilgim yok) Böyle bir aşılama yapılsa bence en kolay ticari getirisi ne olur ona bakılır ve öyle hareket edilir gibi geliyor. Yani bölgedeki nüfus sahibi, torpilli birine kiraya verilir gibime geliyor. Keşke düzeyli kaliteli bir çalışmayla güzel işler yapılabileceğini düşünebilsem. Düşüncesi bile güzel aslında. Ekolojik açıdan aşılama bana çok yönlü bilimsel birşey gibi geliyor. Bölgedeki tüm besin zincirini dğiştirebilir, olumlu yanlarından daha büyük bir tahribata yol açabilir gibime geliyor. Yani sizin bahsettiğiniz x balık olacağına y balık olsun demek biraz olayı hafife almak gibi. Koyun değil de inek besleyelim gibi yazmış olsanız da çok yönlü bir durum bence. Bunları yazarken fikrinize karşı falan değilim, yanlış anlamayın. Kim istemez insan için, avcı için makbul bir tür olmasını ülkemizde. Yalnızca daha bilimsel açıdan bir çalışma yapılması lazım gerektiğine inanıyorum.
bu konuda herhangi bir çalışma umarım vardır.. sadece bu tür için değil herhangi bir şey için bilgisi olan varsa söylerse sevinirim belki boludakilere bir yardımımız dokunur
