Sosyal Medya'nın psikolojik etkisi

Konu, 'Makaleler' kısmında Yavuz AYDOĞDU tarafından paylaşıldı.

  1. Sosyalleşme sadece insanlarla bir arada olmak anlamını taşımaz. İnsanlar, başka insanların hayatlarını merak eder ve kendi hayatlarının ayrıntılarını anlatmak ister.

    • Sosyal medya dikizleme ve dedikodu kültürünü arttırdı.
    • Sosyal medyada çok zaman harcayanlar diğer insanların kendisinden daha iyi bir hayatı olduğuna inanıyor.
    • Sosyal medya yüzsüzlüğü arttırıyor. Orada başka birisi olabiliyorsunuz. Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceğiniz her şeyi orada rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz.
    • Tedbiri elden bırakıyorsunuz. Asla vermeyeceğiniz bilgileri veriyorsunuz
    • Popülarite arttıkça arkadaş sayısı, takip eden sayısı artıyor. Popülarite arkadaşlıkta önemli bir itici güç. TV gibi sosyal medya kendi kısa süreli şöhretlerini oluşturuyor.
    • Daha çok görülme, daha çok duyulma isteği. Seyircisiz paylaşım olmaz. İzleyenler çoğaldıkça, takip etmeleri için daha fazlasını vermek: Sonuç olarak ego okşanır. "Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim" duygusunu beslenir ve narsisizme yol açar.

    Kaynak: www.dhsturkey.com/presentations/bengi_semerci.pdf
     
  2. ozkan_askan

    ozkan_askan ÖZKAN AŞKAN

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    984
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    Alba star 3,90 - Alba Star İstanbul 1942 4,20 cm. D.A.M 2,70 cm. telespin, Alba Star Apache 2.40cm
    Favori Makine:
    Okuma Boxter 65 , Alba Star KK 55 , Lineaeffe rapid seal fd 40 , shimano hyperloop 25
    Yazılanlar çok doğru . İnternet kullanımı kontrollü ve bilinçli olmadığı sürece maalesef toplumsal çöküş bile olası. Sanırım biz ülke olarak bu yönde gidiyoruz ve bu konuda endişe ediyorum. Kontrollü ve bilinçli olmak lazım. :thumb: :thumb:
     
  3. Sosyal medyayı kullanma amacım; "faydalanmak" mı, "tatmin olmak" mı... diye sorarım kendime.
    Tatmin olmak ise eğer, başka bir tatminsizliğin eseridir muhakkak. Çeki düzen gerektirir.
     
  4. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Sosyal medya denen şey, ilk çıktığında, çok daha başka bir şeydi.

    Şimdiki daha başka bir şey.

    Aradaki temel fark şurada. Eskiden sosyal medya'da herkes, dilediğini söylemekte özgürdü. Ama şimdi ne söyleyebileceğinize birileri karar veriyor, yok moderatörler, yok kanunlar, yok takipçiler falan.

    Bu da elbette sosyal medyanın dangalıklığa prim vermenin ötesine gidemeyen bir oluşuma sebep olması sonucunu getirir.

    Özgür olmayan fikirler, gelişmez, düzelmez, iyileşmez. En ufak dahi olsa kısıtlama, küfür edlimesine ana avrat bile engel olursanız, ancak dangalaklığı, moronluğu ve cehaleti desteklemiş olursunuz. Bugün geldiğimiz yerde budur.
     
  5. Serdar,
    ben sosyal medya kadar özgür olunan başka bir yer (tuvalet hariç :D ) bilmiyorum. Sıkıntı; kanunlardan ziyade, kanundan bihaber moderatörlerde.
     
  6. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Farketmiyor. Bugün internete yazılmış bir şeyler yüzünden açılmış bir sürü dava var. Hal böyleyken, sadece moderatörleri suçlamak çok at gözlüğüyle bakmak olur.

    Fikir, fikrin yazılı ve sözlü ifadesi suç olmaz, olamaz, olmamalıdır. Ancak şiddete veya başka bir suça dönüştüğü zaman bu bir suç teşkil eder.
     
  7. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Bende balıkavından başka hiçbirşey yok,
     
  8. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Kontrol denen şeydir çöküşü var edecek olan. İnternet gibi fikirlerden başka bir şey olmayan şeyin kontrolü?

    Ha, minör bir kaç nokta elbette olacaktır, çocukların korunması vs. için. Bunlar tabi ki başka mesele.

    Ama bunu bahane ederek, koca koca adamların ne düşünüp düşünmeyeceğine, ne yazıp yazamayacağına karar veremezsiniz.
     
  9. Hakaret ve küfür'ü ben hoşgöremem. Ama gırla gidiyor o başka.

    Esas sıkıntı ise kışkırtıcı, suça teşvik edici içerikler. Bu, fikir özgürlüğü kapsamına girer mi girmez mi meselesi. Adam, gebertmiyor ama "gebertin" diyorsa ne yapılacak.
     
  10. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bırak gitsin, bu bir şeyi değiştirmez. Bir orta noktasını bulur kendi. En fazla, karşı tarafta ona küfreder, olur biter.

    Gebertin de diyebilir, ama birisi gider gebertirse, o bilfiil azmettirmekten suçlu olur. Hatta, zaten gebertin demesi, suça azmettirme olayına suçüstüdür, illa birinin gebermesini beklemek bile gerekmez.
     

  11. Hadi bakalım :)

    "Gebertin" demek ile, "gebermesi gerektiğini düşünüyorum" demek farklı şeyler mi peki?

    İkincisini söyleyen biri için birimiz "suça azmettirme" suçunun işlendiğini savunurken, diğerimiz "düşünce özgürlüğü" kapsamında değerlendirebilecektir.

    İşte buradaki sınır taşını herbirimizin başka bir yere koyuyor olmamız gibi her toplum da kendi öz inancı, kültürü ve dinamikleri doğrultusunda farklı kanunlar ile düzenleyebilecektir.

    Düzenlemelidir de..
     
  12. DuDiaY

    DuDiaY Demir

    Mesajlar:
    28
    Şehir:
    İstanbul
    Bir şeyi yapın demekle, öyle olması hoşuma gider demek elbette farklı şeyler.

    Konuya gelince; internet derya deniz ve özgürlük demek benim için. Özgürce herşeyi paylaşabilir, her fikrini söyleyebilir olmalısın. Bilgiye kolayca ulaşabilmelisin.

    Elbette egoyu tatmin edici tarafı da var.. Beğenilmek herkesin hoşuna gider. Ha aslolan o egoyu yok etmektir. Paylaşımları beğenilmek için değil faydalı olabilmek için yapmak gerekir..
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bu iş kanunlarla düzenlenmez. Kimsenin, kimseye karşı ne düşüneceğini, sen veya başka biri düzenleyemez. Düzenlerse, bunun adı faşizm, diktatörlük vs. olur zaten.

    Olaya biraz daha yukarıdan bakın. Eğer karşınızdakinin de sizin gibi düşünce özgürlüğü varsa? Görmek çok zor değil aslında. Yedi ceddine duyulmamış okkalı bir küfür yemek istemiyorsan, karşındakine küfür etmezsin olur biter. Unutma, senin ona küfretme hakkın ne kadarsa, onun da sana küfretme hakkı o kadar var.

    Sen eğer birileri senin için "gebersin" diye düşünsün istemiyorsan, birilerini o kadar nefret ettirecek bir şey yapmazsın, hepsi bu.

    Basitçe olay budur aslında. Her şey karşılıklıysa, buluşulacak nokta, saygı olur, kavga küfür değil.
     
  14. Bazı konularda insanların birbirini ikna etmesi imkansızdır. Günlük hayattaki çatışmaların boyutlarına nasıl ayar çekmek ve kafamızı gözümüzü yardırmamak, karakolluk olmamak zorunda isek, sanal ortamda da, ortam baskısının dışında yasal baskıların olması gerektiğini düşünüyorum. Böyle düşünmeyenlere "saygılar" diyorum.

    Böyle düşünmeyenlerin bu forumu boykot etme hak ve özgürlüklerinin olduğunu hatırlatırım. Zira burada küfür etmek yasak. Hatta (belki biraz Kemalist söylemlere izin verilebilir ama genel olarak) siyaset ve kesinlikle dinden (pardon islamdan) ve İslami kurallardan bahsetmek de yasak. İslami açıdan amatör balık avcılığının değerlendirilmesi bile yasak. (Serzeniştir)
     
  15. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))

    :thumb: :)
     
  16. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    Konu sosyal medyanın ne olup ne olmadığı ile ilgili iken birden internetin faydası, fikir özgürlüğü vs. eksenine kaymış.

    ======o==========o========

    Andy Warhol, "Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak" dediğinde, bu sözden kimse pek birşey anlamamıştı. Ancak zaman O'nu haklı çıkardı.

    Dünya çapında bir düşün adamı ve yazar olarak gördüğüm Etyen Mahcupyan'dan bir köşe yazısı aktarayım. Siyasi/politik değerlendirmelere indirgenmeden okunması tavsiye edilir.:)

    Twitter: Kişiliğe kişiliksiz cila

    Sosyal medyanın ille de zihin açıcı ve ruh yüceltici bir mekan olması gerekmiyor. Dolayısıyla herkesin alışmış olduğunun çok ötesinde özgürleşebildiği böyle bir ortamda her türlü çeşitliliğin yer alması beklenir. Bu alana girenlerin de doğal olarak kendilerini farklılaştırma istekliliği olacaktır. Ama sonuç hiç de öngörüldüğü gibi olmuyor. Özellikle twitter, kavga üzerinden kişilik devşirmeye müsait bizim tür ülkelerde, bir düzeysizlik bataklığı halinde ve büyük bir iştahla herkesi yutuyor. Bunun ‘ontolojik’ bir nedeni var: Twitter sürekli özne olmayı ve özneleri muhatap almayı teşvik ediyor. En sürekli özneler ise, siyasi niteliği olsun veya olmasın ‘sahnedekiler’… Bu kişiler her yaptıkları, yaşadıkları, düşündükleri, hissettikleri ve hissetmek zorunda kaldıklarıyla toplumun tiyatrosunda sahne alıyorlar. Twitter onların doğal uzantısı, toplumla kurdukları iletişimin kendiliğinden parçası. Fikirlerini, duygularını ama esas olarak tepkilerini paylaşırken kendileri olmaya devam ediyorlar, ama bir yandan da kendilerini klişeleştiriyorlar. Ancak bundan rahatsızlık duyulmuyor. Aksine toplumun sahnesinde yer alanlar kendilerini zaten bir klişe temelinde yoğurmaya da hazır haldeler. Şöhret biraz da bu maharete ne denli sahip olduğunuzla alakalı… Çünkü toplum kişilikleri klişeler temelinde tüketiyor ve rekabet kimin kendisini daha özgün bir biçimde klişeleştirdiği sorusu etrafında yaşanıyor.
    Kısacası örneğin siyasetçi veya sanatçı misali, sahnede yer almak zorunluluğunu sürekli olarak hisseden, sahneden düşme kaygısı taşıyan biriyseniz, twitter sizin için bir sahneye tutunma, böylece toplumun gözü önünde kalma işlevi görebilir. Ancak kendilerini az çok entelektüel olarak algılayan birçok kişinin bu alanda ‘performans’ göstermesi açıklanmaya muhtaç bir durum. Çünkü söz konusu kişiler twitter’ı derinleştirmiyor, aksine ona uyum sağlıyor ve içinde kendisini bir biçimde yeniden biçimlendiriyor. Herhangi bir tepkiyi 140 karakterde ifade etmek bazen bir yaratıcılık gerektirse de, bu yüzeyselliği hoşluk haline getiren türden bir yaratıcılık. Derinleşmeyi değil, derin olduğu iddiasını taşıyan bir kişiliğin sahne performansını ifade ediyor. Dahası zihinsel derinliği giderek gereksiz de kılıyor. İhtiyacınız olan şey, olayın karmaşıklığından olabildiğince uzaklaşarak onu çarpıcı bir basitlik içerisinde sunmak ve bu basitliği becerebilmenin karşılığında da takdir edilmek. Akıl ve zekanızı bundan böyle anlamaya değil, basitleştirme yeteneğinizi geliştirmeye hasretmek durumundasınız.
    Çok hızla ulaşılan bu noktadan itibaren, artık karşımızda düşünen biri değil, kendini zeki bulan ve zeki bulunma arzusuyla kıvranan, takipçisi arttıkça kendisini beğenmekle kalmayıp kategorik olarak anlamlı sanan da biri var. Bu davetkar girdaptan kurtulmak, kendini dışarı çekmek de zor, çünkü içine düşeceğiniz boşluğun depresyon yaratıcı etkisini gözardı edemezsiniz. Kendi arzusuyla bile olsa, bunca zaman sahnede olmuş birinin emekliliği, ‘öndekiler’ sıralamasındaki yerini kaybetmesi, belki de kendi anlamlılığını sorgulamaya açması, açıkçası bir başarısızlık olarak kayda geçecektir. Dayanıksızların, kişilikleri ‘yeterli’ olmayanların oyundan düştüğü bir tür olimpiyattan uzaklaşmayı kim ister?
    Söz konusu olimpiyat sizleri düşünmekten vazgeçip, bir an önce, vakit kaybetmeden zekanızı sergilemeye davet ediyor. Çünkü ortaya çıkacak ürünün kaçınılmaz yüzeyselliği, sizin cümlenizin herkes değilse de, çok sayıda insan tarafından üretilebileceğini söylüyor. Bu nedenle diğerlerinden önce söylemek son derece önemli… Daha iyisini söyleyebilecek olsanız bile, tempo kaybetmemek ve aklınıza geleni en çarpıcı biçimde ama hemen arenaya fırlatmalısınız. Unutmayın ki her sahneye çıkış geçici bir özneleşme anlamına geliyor… Kalıcı olmak için ise sürekli yazmak ve tabii sürekli zeki olmak lazım. Bu psikolojik baskı sizi ‘yaratıcı’ yüzeyselliğin içine çekiyor. Eğer dinamizmine uyum sağlarsanız, belki de bu alternatif alemin sürekli bir öznesi haline gelecek, yani magazinleşeceksiniz. Sahne kimliğini kimse azımsamasın… Bazen insanların gerçek kişiliklerinden çok daha anlamlı olabilir.
    Dolayısıyla kişiliğe bir ‘cila atma’ ihtiyacını veri aldığınızda twitter iyi bir uğraş. İlerde sahnedeki yerinizi kaptırdığınızda da pek üzülmeniz gerekmez. Kendinizi bir tür düşkünler yurdu olarak da görebileceğiniz akademianın kollarına bırakabilir, ya da günlerinizi ilelebet geçerli ideolojilerden birinin sıcak kucağında zeka dolu geçmişinizi yad ederek geçirebilirsiniz.


    ETYEN MAHÇUPYAN
    etyen.mahcupyan@aksam.com.tr
     
  17. Normalde kendi topikim olmasa bu kadar uzun yazıyı okumazdım. Benim gibi üşengeçler için özellikle yukarıdaki tespitlere dikkat çekmek istedim. :)
     
  18. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    Bu yazıyı 3. kez okudum baştan sona.

    Üşengeç mi? Evet o benim.:D
     
  19. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    İkna etmende gerekmez zaten. Ama bu tartışılmaz da demek değil, olmamalıda.

    Yasal baskılar, olduğu sürece, o beyinlerden hiç bir şey çıkmaz, saçmalık, zırvalık ,yalan dolandan başka bir şey olmaz ortalıkta.

    Bir balıkçı forumunda pek sıkıntı olmaz. Çünkü dar bir konu. Ama doğru, dini açıdan vs. de işleyebilmek lazım. Ama acaba herkes buna hazır mı? Amanda dinimize küfrediyor diye kopmayacaksa ortalık, çok fazla sorun olmaz herhalde.

    Bugün, dir sürü ülkede, kafanıza eseni yazarsınız. Mesela, ABD'de bir başka aday çıkıp, öbürü için "Bırakın şu geri zekalı şapşalı" diyebilir, kimse de hakaret davası açmayı bile düşünmez. Bir ara Obama ne demişti, bir hatırlayın.
     
  20. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Konu aslında, internet özgürlükken boyuna kısıtlanmaya çalışılması.

    İnterneti, yani daha doğrusu, fikirleri neden yasaklamaya çalışır birileri? Acaba takke düşüp keli göründüğü için mi?

    Bana neyin zararlı olduğuna benim adıma kimse karar veremez. Bunu kabul eden, ancak kendinin aptal, geri zekalı, salak vede şapşal olduğunu ilan ediyor olur.

    Bu husus bu tartışmalarda hep atlanır. Genelde en uç şeyler ortaya konur. Adam küfrediyormuşta.. Etsin birader, ne olur küfür ederse, bir şeylerin mi eksilir? Sende ona edersin en fazla. Karakolda mı biter? Hiç sanmam, ilginç bir şekilde en çok barışın hakim olduğu yer, küfretmenin sınırsız serbest olduğu inci sözlük mesela.