Konuyu büyük bir zevkle okudum.Yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.Bilgi depolamak iyi oldu Rasgele...
Sevgili Kardeşim Rasim Seninle burada karşılaşmak harika bir duygu.Net ve güzel anlatımın icinse ayrıca teşekkür ederim. Sevgiyle kal değerli kardeşim.
Stella da bir makinedir. Makine: Shimano Nexave 2500FD Kamış: 1.80 5-25gr Cormoran Bullfighter x Beden: Krokodil 0.30 6 kg çeker Şamandıra: Beyaz 60gr polimer yumurta tip(Bulrag'ın yerli sürümü) Leader: Stren %100 Fluorocast 0,26 6kg çeker İğne: 12cm'lik Ragot Raglou iğnesi(muhtemelen WMC) Düğümler: Palomar Bundan iki sene önce Ege taraflarında ağustos ayında gecikmiş yaz tatilimi geçirdiğim yerde gece gündüz aralıksız atçeklerimin netice vermemesiyle pes ettim ve yerel avcıların neler yaptıklarını izlemeye başladım. Canlı yem... O günün gecesi boyunca çeşitli iğneler ve misinalarla farklı düzenekler kurdum ve yumurta şamandıralı takıma 1m Stren leaderli canlı yem takımda karar kıldım. Skalamda ortalama 4 kg'lık bir levrek. Film zahirimde oynuyor ve neticesinde balığı alıyorum. Kaçarı yok... Derken 14:00 sularında iskeleye varıyorum. Yereller ortalıkta yok; deniz sanki ütülü çarşaf; güneş tepemde "Evlat balıklar deniz gibi yatıyorlar, ayıkmadın mı?" dercesine kavuruyor lâkin cana inat girdi bir kere. Oltamı 10m önüme attıktan sonra biraz dalgaların biraz da canlının etkisiyle şamandıra inceden uzamaya başlıyor. Şamandıramdayım ve saat 15:00. Tam saat gibi on beş metre önümden kallavi bir orta sehpa kadar Caretta Caretta geçiyor sahile doğru. Ben o anlarda iskele babasıyım; iki kuruşa hurda parasına kırılıp alınmış iskele babasıyla merdivenin arasındayım. Adeta meditasyon halindeyim ve ilk defa bu kadar geç tatil yapıyor olmanın verdiği şölen gözümün önünden denizaltı misali akarken zamanı da beraberinde götürüyor. Canlı Carettayı biraz daha yeşil ağırlıklı düşünmüştüm fosiline bakarken ama aynı kahve ton ve aynı devasalık.En sevdiğim aksesuarım dalgıç saatim 16:00'yı gösterirken önümden 30-35 kg'lık bir akya geçiyor. Dua ediyorum benim fakiri görmesin diye... O da kaplumbağa gibi hiç bir şey yokmuş ve bir yere yetişiyormuşçasına akıp gidiyor. Yüreğimin sesini duyduğumu anımsıyor gibiyim. Bizim şamandıra gelmeye başlıyor iskeleye doğru. O da korktu anlaşılan. Tebessüm ediyorum, ardından kesik bir pıh sesiyle sırıtıyorum ve tekrar oltayı toplayıp gönderiyorum av alanıma. Saat 18:00 ve bu sefer 15 kg civarı birşey. Kuyruk hilal, sırt testere ,akyaya nazaran çiroz ve uzun. Cam gibi parlıyor mübarek. Yerli yabancı turistler, hayat denli yüksek çözünürlüklü belgeseli ön sıralardan izlemenin etkisiyle Sessizliği bozuyor ve ben de heyecanlanıyorum. Kalamamı saygıdeğer Vedat Abayoğlu Üstad'ın anlatılarından beslenerek 2,5 lt su petini rapalaya asarak yaptığımı hatırlıyorum. Ancak henüz motor sinirlere elektrik ulaşmıyor. Bizim fakirin etrafında dayı dayı turlamaya başlıyor hülâsa. Halkayı ufaktan da anafor misali daraltıyor uyanık. Sonra bir bakıyorum ki şamandra gözden kaybolmuş. Devre bağlanıyor ve kırılmış iskele babası enkazına güzelce yerleştirdiğim takımı kavrıyorum ve 3 dakikalık mücadele başlıyor. Zıızzzzzzzzt! Durmuyor ki toraman. Diyorum bu işte bir eksiklik var herhalde kalamayı ayarlayamadım. İngilizi, Almanı bir yandan bağırıyor, İzmirlisi bir yandan; kalama zil zaten. İzmirli benim avcıya "Levrek o levrek levrek!" diyor arada sonra kalamayı sıkıyorum. Son 40m. Kafanın dibi görünmeye başlıyor. Stres oluyorum ve bir daha sıkıyorum amberyajı. Bu sefer kafa darbeleriyle dans ettiriyor bana. Böyle güçlü olabileceğini bilmiyordum. Tatlısu turnası, trofe kadife avlarına hiç ama hiç benzemiyor. Alyanağın kafa vuruşunu andırıyor biraz. Kafayı asla yanlamıyor, lüfer gibi değil. Sürekli basıyor hiç boşluk yok. Genel olarak ağırlığı dibe verecek şekilde kendini asgari yorarak kıyıya paralel ve açığa doğru yüzerek son savunmasını da yaptı(ğını sandım.). Avcıyı tanımıyor olmak böyle bir şey. Bu aşamadan sonra kalamayı tamamen sıktığımı hatırlıyorum. Ancak Shimano'nun Exage, Nexave, Alivio, Catana gibi modellerinden de deneyimlediğim üzere kalamayı tam sıksanız dahi bir nebze olsun kafa döner.Nispeten buna güvendim. 15 kiloluk balık 10 yaşında bir çocuk kadar güçlü. İşte bunu hesaba katmadım. En son balığın suyun yüzeyine baygın bir vaziyette çıktığını gördüm. Kütük çeker gibi çekiyorum. İşte bu, kazandım derken suyun yüzeyine o hilalle bir tokat attı ve misinayı patlattı. Ağzındaki piercing ile güle güle dercesine gitti. Bu şokun etkisi, etrafımdaki insanlara da sirayet etti ki suspus oldular. İzmir'li hâlâ "Levrekti." "Sen avın tadını aldın sana bir sene yeter." diyor. Daha da bir demoralize etti canı sağolsun. Bunun çok özel bir lütuf olduğunu dönüş yolunda tüm benliğimde hissettim. Hayvan bana yılların dersini verdi. Belki resmini çekip etini tatsaydım bu kadar etkilemezdi beni. Yanımda ne kakıç ne de kepçe gibi bir şey vardı. Evdeki hesabın çarşıya uymamasından dolayı biraz daha kıyıya çekebilseydim oltayı turistlere verip balığın üzerine atlamayı bile düşünmüştüm. Zaten böyle iskele merdivenleri kırık, kıyıya 300 m uzaklıktaki bir mesafeden balıkla beraber kıyılamak gazetelerde 2. sayfaları zorlardı.
Güzel bir av hikayesi, keyifle okudum ellerine sağlık. Yalnız hikayenin yeri biraz yanlış sanırım. Devamını dilerim.
Hay Allah Razi olsun Abgullah bey. Sigaram YOK . Ickim YOK . Meraklisi oldugum bu Balik Avi denilen hastalikta SPIN ´e gecmek istiyorum , nasil ki ilk baslamis oldugum SURF CASTING takimim da kaliteden ödün vermeden bir takim satin aldiysam SPIN icin de ayni cizgimden vazgecmiycem, Bu sebeble , bu katogoriler isigin da Stella 4000 Moldeine dogru artan bir ilgim ve Merakim oldu. Google´yazdigim da bu 4000 modelini bakalim Hobidaslar neler belirtmisler diye, bu forum cikti karsima . Aciyorum ve de gülüyorum burada ki tanimsiz cisimlere .. Kendimi Balik Avin konusun da bilgisiz cahil sanirdim , bos zamanlar da buralar da birseyler okuyayim da , en azindan `` duymadim demem ´´ derken yazilanlara bak ... ; `` Abicim bana bi spin öner , ama 45 - 50 kilo da atlarsa kacirmak istemiyorum...´´ Gülüm Sen zaten kacirmissin , kacirmissin da , neyi kacirmissin bi düsün bakiyim .. 250-300 gr. spin le adam kilic kalkan oynamaya kalkiyor... puHAAAAA Diger yandan da bi de bilmisler var .. ) sorulara cevap verenler var..bi bilmislikle (keske bisey bilseler de , istifade etsek ) peH Bu modeli kullanmayan olabilir .. Saygim var.. Hatta kullanmadigi bir ürün hakkinda yorum yapmaktan kacanlara daga da bir Saygim var.. Almayi düsünen ve buna dayanarak yazana da saygim var ama adam birseyler yazmis burada okuyorum , okuyorum anlamiyorum, Bak utanmadan , cekinmeden Anlamiyorum diyorum ama o tarzda yazanin da cok bir seye vakif oldugu kanaatin de degilim.. Adam ingilizce bilmez , Basladigi cümleden son cümlesine kadar neredeyse Türkce kelime YOK ! .. Kardesim yazdiktan sonra oku, faydali oldum mu ? kendimi mi yoksa sadece tatmin ettim diye sorgula kendini.. Bak 7 Sayfa yazilanlari okudum okudum , Ben simdi Shimano Stella 4000 modeli almalimiyim , kullanmalimiyim ? kullanmamalimiyim ? Stella 4000 modeli icin ne tarz bilgi sahibi oldum ?? Koca Bir HIC.. banghead