Nedir bu yakala bırak işi (sonuç)

Konu, 'Makaleler' kısmında ÇaylakÇıldırlı tarafından paylaşıldı.

  1. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Doğayı zerre kadar bilmediğin hiç anlaşılmıyor işte.

    Diyorsun ki, insandan başka kim zevk için öldürür? Kim mi, hemen hemen tm hayvanlar. Aslan sırtlanı niçin öldürür? Bir hipopotam, yani su aygırı teknik olarak et yemez, ama seni görürse hiç şansın yoktur, öldürür. Hala zevk için öldürür diye geveliyorsun, bir türlü, adamın/kadının bunu zevk değil, içgüdüleri nedeniyle yaptığını anlamış değilsin, ayı, aslan veya su aygırı, yada insan... Farketmeden...

    Ayı avlayanlar, aslan avlayanlar, balık avlayanlar... Hepsi aynı içgüdülerini bastıramadıkları için avlıyor. Bunları avlayanlar, ama insan olsun, ama başka bir hayvan, bu gerçek sabit, hepsi için aynı.

    EVe gidecek balığı ön plana almakla, o avın emin ol gene ilgisi yok. İçgüdülerin sana, avlan diyor diyoruz, git keyf çat demiyor. Git besin bul demiyor. Evet, onları diyen başka içgüdülerin var, o ayrı mesele.

    Senden hala şunu anlamadın, kafana göre "deniz avcılığı" diye bir kurgu yapmışsın. Bu avcılığın eve et taşımak amacıyla yapılan bir avcılık olduğunu iddia edip duruyorsun. O zaman, bu denizde avlanan herkesin dangalak, ahmak, geri zekalı, şapşal ve salak olduğunu gösterir. Yani sen beni -ki bilhassa deniz avını severim- ve dahası kendini, dangalak, ahmak, geri zekalı, şapşal ve salak olarak niteliyorsun. Biz böylemiyiz, eve 3 kuruşluk et götüreceğiz diye 300 liralık masraf edelim, yemekten alacağımız enerjiden misliyle fazlasını harcayalım?

    Ve bu durumda, ben diyorum: "Cahil cahil konuşup, topumuzun da ahmak, salak, gerzek, dangalak ve şapşal olduğunu ima ediyorsun, git şu işi biraz öğren". O zamanda, amanda bize cahil dedi, şöyle dedi, böyle dedi diye vaveyla ediyorsunuz.

    Hala farketmiyor musun? Gidip bu işkembeden salladığın etçilik masalı, hepimizi aynen öyle gerzek konumuna düşürüyor. Hiç mi bunun hesabını yapacak adam değiliz?

    Adam kalkacak, taaa istanbuldan sivriceye gidecek. Otel parası, yol parası filan diye bir 300 - 400 TL harcayacak. Sonra 2 kg mercanla eve dönecek. Birde diyecek ki, eh ben bunu balık eti için yaptım, hemde buzluktan çıkma mercan eti için. Büyük mercanın kilosu 10 TL, alan satan yok. Hangi salak bunu yapar "et" için?

    Ve bunu et için değilde, zevk için yapıyorsa, bunun aslan öldürmekten farkı nedir?

    Şunuda bir türlü anlamadın. Git tuttuğunu sal diyen filan yok zaten. Limit belli. Ötesi, afiyet bal şeker olsun. Denizde yakala bırak uygun değil demekte bir başka acayip kafa zaten. Sen tut bir lüfer, sal geri, bakalım ne olacak? Gururuna yediremeyip, sudan geri atlayıp burnunu kulağını filan mı yiyip gidecek? Salarsın gider, hepsi bu. Ha, evet, 150 m derinden çıkardığın mercan, patlayan gözleriyle salmaya uygun olmaz, ama bu bir kaide değil ki. Denizde yaptığın, yapacağın avalrın %80'i kafadan, başta istavrit, lüfer vs. olmak üzere, geri salmaya gayet uygundur. Ne olur salarsan, ağlar mı balık, buyur? O halde?

    Adam tutar, limite uygun ise, gerisi keyfine kalmıştır, ister salar, ister ızgaraya atar, isterse martıya verir. Bu başka hiç kimseyi bağlamaz. Hiçbirini yapıyor diye veya yapmıyor diye bir şekilde yargılanamaz.

    Kafaya bak... Biraz X, biraz Y.. Karıştır, at suyun içine. Gümmmm.. İşte sana tonlarca et, hepsi benim, salak mısın sen ki böylece gani gani et toplayabilecekken, misinaya, makineye filan para veriyorsun? Sonunda yiyecek olunca, yendiği zaman her şey mübah oluyorsa, bunun nesi yanlış?

    Şimdi çıkıp oradan "amanda bana salak diyor" filan diye saçmalama lütfen. Şurada bu anlattıklarınla, ya sen öylesin, yada.... Bilmiyorum artık nedir? Senden sadece bu sorulanlara cevap bekliyorum, hepsi bu.
     
  2. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Yine bir araba boş laf ama sonda benim sorduğum soruya cevap yok, hatta yanından bile geçmiyor söylediklerin. Karşısındakinin söylemediği şeyleri söylemiş gibi yapıp cevaplar yaz ve haklı gözüktüğünü sanıp kendini tatmin et. Bu kadar yazışmanın üzerine hala et için avlanıyoruz dediğimi iddia edebiliyorsan gerçekten zaman kaybı olacak seninle yazışmak.
     
  3. roy

    roy roy

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Aret kanka yemiyeceksem balik tutmam ile et icin avlaniyorum arasinda fark var mi yok mu ? Fark varsa nedir?
     
  4. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Fark yok ama ben bunların ikisini de söylemiyorum zaten.

    Yemeyeceğim balığı tutmam demekle yemeyeceğim balığı salarım demek çok farklı şeyler. Benim söylediğim ikincisi ama köylü sürekli ilkini söylemişim gibi yorumlar yazıyor. O yüzden tartışmaya devam etmek zaman kaybı.
     
  5. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Cevabını vermediğimiz hiç bir sorun yok sevgili Aret. Ama cevap alamadığımız tonla soru var. Ha, zaten soru bile olamayacak bir şeyler vardır arada, neymiş, neden sade insan zevk için öldürürmüş gibi. Senin sorun yanlıştır böyle, insan zevk için öldürmez, hiç bir canlı zevk için öldürmez mesela, daha bunu bilmiyorsun mesela.
     
  6. roy

    roy roy

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Yemeyecegin baligi kasten oldurmek sadistlige girer zaten. Ara sira mahalle serserileri kedi falan kesiyor ya o gibi iste.
    Ama eminim
    firsatin olsa yemeyecegin avi zevkli olan baliga olta atar ve salarsin
     
  7. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Yaparım ben yapmam demiyorum ki. Benim dediğim yemek amaçlı yapılan avla sportif avın farklı şeyler olduğu ve aynı kriterlerle değerlendirilemeyeceği.

    Bu neye benzer, sen de ben de bahçede domates biber filan yetiştiriyoruz. Pazarda domates mi yok da bu işi yapıyoruz? Üstelik pazardaki fiyatlardan çok daha fazla masraf yapıyoruz bu iş için. Sonuçta kendi yetiştirdiğimiz ürünü yemek bize bir keyif veriyor. Neden yenilmeyen hede hödö bitkilerini değil de yenilebilienleri yetiştiriyoruz? Çünkü bu iş gıda yetiştirme faaliyetidir de ondan. Bunun dışında yenilmeyen şeyler de yetiştirilemez mi? Gül yetiştirirsin mesela. Yemeyeceğin halde görüntüsü, kokusu güzel olduğu için yetiştirirsin. Ama bu ikisinin adı aynı olmaz, biri sebze yetiştiriciliği, diğeri çiçek yetiştiriciliği olur.

    Balık avları da bu şekilde. Boğazda istavrite çapari atan adamla, ormanda çadır kurup 3 gün sazan bekleyen adamın faaliyeti bir tutulabilir mi? Bu avları yapanlardan ancak sazancının yakala bırak av yapması beklenebilir. Kim istavrit tutup da salayım diye balığa gider ki. Motivasyonları, uygulmaları ve sonuçları tamamen farklı faaliyetler, bunu anlatamıyoruz maalesef.
     
  8. roy

    roy roy

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Dogru bir kriter. Ben de onu diyordum. Hatta Tarik Ersal abimizin aklimda kalan tarlada oturup cekirge yakalayip salan adam amator sportif cekirge avcisi sayilir mi sayilmaz mi anektodu var.
     
  9. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Eğer birileri balığa gidip yakaladığını salmak suretiyle, boş dönerek mutlu olabiliyorsa, bu birilerinin istavrit tutmaya gidip salıverip gene boş dönmesi ve mutlu olması da gayet mümkündür.

    Yani, istavrit tutanda yakala bırak olmaz diye bir şey söylemek zor.

    Ama bu, bugün kıyılara bakarsan yakala bırak filan yapacak bir güruh göremeyeceğin gerçeğini değiştirmez elbette. Şartlanma öyle kesif bir halde ki, bohçacılık sıradan bir hal almış maalesef.

    Yani, bugün mesela boğazda istavrit tutmaya giden adamdan yakala bırak yapmasını beklemek abesle iştigaldir. Ama bu istavrite gidilip geri salınmaz demek değil elbette.

    Mesele, ülkemizde yakala bırak yapan kaç kişi var toplasan? Balığa gidenler, hele ki denizde balığa gidenler arasındaki oranı nedir? Bence bu oran 100 binde bir bile değildir herhalde. Eğer bu oran büyürse, istavritle yakala bırak yapanları görürsen şaşırmaman lazım.
     
  10. kurbagaprens

    kurbagaprens Ergin DEMİROĞLU

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    949
    Şehir:
    Samsun
    Favori Kamış:
    Major Craft Solpara 274 up to 50.gr
    Favori Makine:
    Shimano Stradic C3000HGFK
    En İyi Avı:
    1 cm Lepistes
    Bu işte bir sonuç yok. Herkesin farklı bir doğrusu var. Herkes de kendi bildiği doğruya göre hareket ediyor. Konu yeterince uzadı ve dağıldı bence. Avını alıp sofrasında ağırlayana da, avını yakalayıp salana da saygı duymak gerekir. Aramızdaki farklılık bence; bir grup amatör avcı, diğer grup sportif balıkçı. Bunun bu kadar uzun uzadıya tartışılacak bir şey olduğunu da hiç sanmıyorum. Kapatılan başlığı da bu başlığı da günlerdir takip ediyorum. Hiç kimsenin fikri değişmedi. Bazı arkadaşlar kızacak ama biz Türk'ler gerçekten sabit fikirli insanlarız sanırım. Bu kadar sert tartışmalara rağmen herkes hala aynı fikirde :)

    Ben de kendimi amatör avcı sınıflandırmasına dahil ediyorum. Fakat benim şöyle de bir farkım var. Asla tüketmeyeceğim balığa olta sallamıyorum. Böyle balıklar geldiğinde "bunu da şu komşuma ikram ederim" diye alıkoymuyorum. O'nu mutlaka salıyorum. Bu yaz oltama gelen sayısız ve hatırı sayılır büyüklükteki Gün balığı, Çütre, Hanos gibi envai çeşit balığı hiç düşünmeden suya geri iade ettim. Hatta levrek avlarımda 35cm'in altındaki levrekleri bugüne dek hiç almadım, almayacağım da.

    Şimdi öpüşüp barışın bakalım olmuyor böyle gerginlik, bu işe yeni başlayanlara da kötü örnek oluyoruz. Rastgelsin en trofesinden.
     
  11. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))

    Sevgili Roy,

    Verdiğin pası göğsümde yumuşatarak orta sahaya süreyim de ortam, sertleşen hava az dağılsın. :)

    Kardeş, o yukarıdaki mesajında geçen sorumu " tarlada oturup çekirge yakalayıp, yakalayıp salan bir adam sportif çekirge avcısı mıdır? " şeklinde sormuştum. :D
    Amaç Amatör Balıkçı ile Sportif Balıkçı kavramlarının tartışıldığı o ortamda düşünmeyi gırgır yollu sağlamaktı.
    Tabii ki bir de Amatör Balıkçılık ve Sportif Balıkçılığın ayrı ayrı ele alınması, kurallarının da ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğine basit bir örnek vermekti.

    O soruma net ve doyurucu bir cevap veren bulamadığım gibi, o sıralar bir soru daha sormuştum.

    Ticari yük taşımacılığı yapan bir TIR şoförü boş günlerinde spor + eğlence amacıyla bir bisiklet klübüne üye olur mu? Hatta lisanslı bir sporcu da olabilir.
    Olur değil mi?

    Pekiii, bir gırgır teknesinin sahibi ve aynı zamanda (sağlam olsun) kaptanı olan bir kişinin amatör balıkçılık yaptığında Amatör Balıkçı, işini yaptığı zaman da Ticari Balıkçı olarak anılması gerekmez mi?
    Yeter ki Ticari kimliğini ve ticari avcılık yapısını komple teknesinde bırakıp, oltasını eline alsın.

    Ahan da buna şiddetle karşı çıkanlar olmuştu. :D

    NOT:
    Bakalım konu aynı şiddetiyle devam edecek mi?
    :)
     
  12. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Bu şekilde bakılmaya devam edildiği takdirde orta yolda bulaşmak çok zor.

    Sen bilinçe bakıp, mantığının elde ettiği sonuca göre çıkarımlar yaparken bizler bilinç altından geldiğini düşünüyoruz.

    Somut örnekler üzerinden açmak daha net anlaşılmasını belki sağlayabilir.

    X üstad tatlısu balıklarını salarken deniz balıklarını salmıyor demiştin.

    Bunu da balığın niteliğine lezzetine falan bağlamıştın. Oradan da x balıklar salınır y balıkları salınmaza bağlayıp, tatlısu balıklarında sportif avlanılır, diğerlerinde avlanılmaz genel durumuna bağlamıştın.

    Buradan da deniz balıkları et için avlanır sonucunu çıkarmıştın yanlış değilsem.

    Kısmen doğrudur ama bu işleyişi değiştirmez.

    Şöyleki; Bilinç altı avlan der, bilinçaltındaki kontrol mekanizmalrı bunu süzer ve yapılabilir bişeyse bunu bilinçe iletir. İş bilinç altından çıkmıştır, avlanılacaktır.

    Bilinç hesap yapar, bildiğin kar zarar, hesabı.

    Tatlısuya mı gideyim, denize mi?

    - Misafirim var, o deniz avı yapmak istiyor
    - Yakaladığını yemek istiyor veya yanında götürecek.
    - Ben çağırıyorum insanları, onların isteğine ve malzemesine göre av yapmalıyım
    vs.vs.vs....

    Çeşitli barametreleri farkında olmadan hesaplar ve mercan avına çıkar.

    Oysa tek başına olsa, belki de tatlısuda trofe peşinde koşup, salmayı tercih edecek.

    Neden salacak?

    İş bilinç altından çıktıktan sonra, bilinç hesap eder.

    - Balık yemiyorum, tatlısu balığı hiç yemem.
    - Götürüp birine versem, verecek kimsem yok, atılabilir.
    - Satsan satılmaz
    - Bırakırsam, bu balık büyür ve bana daha keyifli daha çok takdir alacağım bir hüviyet kazanabilir.
    - Gelen misafirlerimi deniz balık vermezse buraya getirip, hayatının avlarını yaptırıp, yakalayacağı en iri balığı tutturup takdir alabilirim. vs.vs.vs gibi çıkarımlarla balık salınır.

    Diğer örneğin İstanbul, istavrit ve yayın eksenindeydi.

    İş bilinç altından çıkar, bilinç hesap eder.

    - Tatlısu avlağı uzak, ayrıca tatlısu balıkları çamur, batak kokulu, kimse pek yemeği tercih etmiyor, zahmeti benim için fazla, uzun süreli bir av, benim o denli zamanım yok, tatlısu avdaşım yok, arabam yok vs.vs.vs.

    - İstavrit garanti av, ben dahil herkes beğenerek yiyor. Versem bile mühibe geçeceğim. Takdir ve minnet göreceğim, avlak yakın, av süresi kısa, zahmeti az. vs.vs.vs.....

    Değişkenleri her bireyde hesap edilir, her bireyde bu değişkenler değişir tabi.

    Sonra bir bakmışsın ki sıkış tepiş istavrit avlıyor ve alıyorsun.

    Peki salınır mı?

    Elbet ki salınır, geneli bilincinde kar zarar hesabı yaparak salmayabilir ama salabilenler de çıkacaktır. Büyük küçük hesabına göre balığın çokluk azlık hesabına göre vs. hesaplara göre salmak ta almak kadar doğaldır.

    Kıraça saldığını ifade eden birçok rapor da vardır forumda.

    Peki neden güzel bir sazan veya turna gibi videoya çekilip yayınlanmaz?

    Bilinç hesap eder, takdir görür müyüm? Ne tepkiler alırım?
    Millet neler salıyor, sen parmak kadar balığı salmışsın derler vs.vs. gibi etkenlerle pek videoya çekilmez, şaaşalı bir görsellik göremezsin.

    Yalnız yazılır, neden? Bende bilinçli avcılık yapıyorum hissiyatını belirtilip, değerli gördüğü sürüye kendini kabul ettirebilmek için vs.vs.vs.

    İnsan birçok şeyi bilinçle haklı gerekçelere dayandırsa da, esasen bu hareketlerinin doğuş yeri, davranışlarının doğuş noktası bilinç altıdır.

    Bilinçaltından doğan hareket tarzını bilinç herkeste farklı işler. İnsanı hayvanlardan ayıran temel unsurlarda budur.

    O niye öyle bu niye böyle deyip, mantıklı bir zemine oturtmak için o insanı çok iyi tanımalı (korkularını, endişelerini, geçmişte yaşadıklarını vs. bilmeli) çok iyi gözlemlemek diğer değişkenleri de görmeye çalışmak gerekir ki, bu çok zordur.

    Kendi çevremden örnekler vereyim:

    Çevrem levrekçilerle dolu, öyleki 30 km uzaktaki bir avlakta 10 kadar Bergamalı denk gelebiliyoruz. Elbet konuşuyoruz, ben genelde dinleyici pozisyonunda oluyorum. Sebepleri :

    Benden çok daha tecrübeliler
    Ben aralarına yeni katıldım sayılır, onlar 5-6 senedir tanışlar
    Avcılık mantalitelerimiz tam uymuyor bu insanlarla (geneliyle)
    Dinleyici kalmak, onları rahat hissettirip konuşturuyor, benim analiz etmemi daha etkin kılıyor, karşı görüşle konuşsam ortam gerilecek ve susacaklar.

    Bu sebeplerle ben suskun kalınca, sonuçta silik diye değerlendiriliyorum sevgili hemşehrilerimce. :D

    Neyse; bu insanların gelir düzeyi düşük ve orta seviyeli
    Kimisi mevsimlik çalışan insanlar.
    Benim kadar levrek tutkuları var ama levrek avlağı Bergama'ya uzak.
    Belli bir mevsim hemen hergün gitmeleri gerekiyor, eğer ki iyi bir sürüyle karşılaşıp, iri bir birey tutup, gururlanacaklarsa. Tabi bunu neden istedikleri de analiz edilebilir.

    Hergün ava gitmenin belli bir maliyeti var. Bu maliyeti karşılamak için (en azından bir kısmını) kendilerini balık satmak durumunda buluyorlar. Buldular mı sonuna kadar tutup, satıp, bu tutarı benzine bayılıp, 10 gün boş boş gidip geliyorlar.
    Kendilerinden birinin ifadesiyle balık satmazsam gelemem, bu zevki yaşayamam. Bilinciyle bu sonuca ulaşmış.

    Lakin balığı denk getirince sonuna kadar sömürüp, sattıkça daha fazla ava gelip, daha az balıkla karşılaşıyorlar. Tam bir kısır döngü.

    Benim bunu orada anlatmama imkan yok, ne eğitim durumları ne de zihin, bilgi durumları buna hazır değil. Ayrıca karşı görüşle anlatmaya çalışsam bu bizden değil deyip konuşmayacaklar belki düşmanca davranış ta gösterecekler.

    Ben ne yapıyorum, nasıl hareket ettiğimi bizzat gösteriyorum avlakta. Ayrıntılı uzun uzun raporlar yazıyorum. Hem eğlenceli olup, hem farklı olmanın da mümkün olabileceğini gösteriyorum. Değil konuşmak yalnız raporlarımı okuduğundan görüşlerimi öğrenip, benden uzak duran insanlar var.

    Anlayacağın yavaş yavaş hazırlıyorum kendilerini. Düşünmeye itiyorum, itmeye çalışıyorum.

    Neden yapıyorum, niye uğraşıyorum?

    Bilincin kar zarar hesabı. :D
    Daha sık balıkla karşılaşmak
    Avlakta yapılan uygunsuz avlanmaya daha az şahit olup daha az üzülmek
    Sürüden biri olmak, onlarla bütünleşmek, sıcak ilişkiler kurmak, onlardan olmak veya onları kendime uydurmak vs.vs.vs.
    Doğal habitat, balığın durumu en son şıklarda gelir.

    İnsan yapısı böyledir çünkü.
     
  13. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    İşte tüm yazışmaların özeti gibi bir yazı

    Serdar Köylü gerçekte öyle olmadığı halde, yakala-bırak av yapanlar diğerleri tarafından eleştiriliyormuş gibi bir iddiada bulunuyordu. Gerçekte ise durum tam tersidir, balığı eve götürenler diğerleri tarafından eleştirilir acemi, et düşkünü vs. olmakla suçlanır. Aşağıdaki yazısında görüleceği üzere, sahilde istavrit yakalayan insanları "güruh", "bohçacı" gibi isimlerle tanımlayıp, istavritin bile salıverilmesi gereken bir balık olduğunu dayatmaya çalışıyor.

    Bu tabi işin doğasına uygun bir yaklaşım değil. İstavrit bol ve lezzetli bir balıktır. Denizlerin kurufasulyesi adını almıştır. Yemek veya yem yapmak için yakalanır. Denizde yakala bırak avı yapmak istiyorsan yakalaması daha keyifli olan en azından kefal, iskorpit gibi balıkları hafif takımlarla yakalayıp bu amacına ulaşabilirsin. 15 gramlık istavritin yakala bırak avı mı yapılır? O gün istavrit yemek istemiyorsan, hedef balığın başkaysa tabii ki salarsın ama gidip de istavrit tutup salayım diye kimse balığa gitmez.

    Yine yazıda beni teyit etmiş, denizde yakala bırak avı yapanların yüz binde bir olduğu gibi uçuk bir tahminde bulunmuş. Tabii ki çok saçma bir rakam, oran bunun çok daha üzerindedir, yani daha fazladır denizde yakala bırak yapanlar. Belki %1-2 filan olabilir. Tatlısuda ise bu oran %30-40'lara çıkar. Konu sürekli farklı yerlere sapsa da benim ilk günden beri altını çizdiğim nokta bu. Deniz avlarının özelliğinden dolayı balık salınımı daha azdır diyor. Köylü ise hayır balık salacak adam tatlısu avı yapar diye açıklıyor bu durumu ama yanılıyor. Çünkü hem denizde hem tatlısuda av yapanlara bakıyoruz, onların da denizdeki avı alıp tatlısudakini saldığını görüyoruz. Anlamak isteyene gayet basit bir konu aslında.

     
  14. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Hiç ben burada -limitler dahilinde kalmak şartıyla- eve balık götürdün diye eleştirileni, suçlananı görmedim. Sen gördün mü?

    Ama "siz balığı bırakıyor, yemiyorsunuz, işkence edip acı çektirmekten zevk alıyorsunuz" diyenler çok oldu. Aç, bak işte, bu konunun evveli mesela.

    Şimdi, şu anda... Mevsim uygun değil idk O zaman 2 ay sonra, Galata, Haliç, Unkapanı, Beşiktaş, Tarabya vs. bir dolaş, kaç bin balıkçı sayacaksın, kaç tanesi yakala bırak yapıyor çıkacak? Mesela, Eskihisarda ortalama 1500 balıkçı içinde bir ben var(d)ım yakala bırak yapan. Hatta, mesela kaya balığı gelince, salmak yerine kayaya çarpıp patlatmak daha cazip gelen çokları var.

    Millet çok dalga geçti başta, mesela kefal yakalayıp birde salıyorum diye. Sonra çoğu alıştı, pek umursamıyor artık.

    Ve o gezinde gene say bakalım, o gün tutabildiği kadar, ne kadar bulursa o kadar, ama bir kg, ama 20 kg, doldurup gitmenin derdinde olan kaç kişi var?

    Ve şunun da gene nerenle nasıl anladıysan: İstavridin salınması gereken bir balık olduğunu söyleyen filan yok. Ama sen istavridin salınmaması gereken bir balık olduğunu, lezzetli vs. olduğunu söylüyorsun bilfiil. Ben, en başından beri, hiç bir balık için salınmaz demek olası değildir diyorum, hiç mi okumadın? İstavridi de salabilirsin, yeterki salmak iste. Bunun nasıl oluyor, istavridin salınması gerektiği gibi anlıyorsun ki?


    İstavridi yakalayınca, sana "RTFM" mi çekiyor? Yani şimdi önce şu ...tiğim elkitabımı bir oku mu diyor? O elktiabında "Ben, istavrit, yemek veya yem yapmak için yakalanırım" mı yazıyor? Nerden koyuyorsun bu kuralı? İstavrit, kedi beslemek, yemek, geri salmak, akvaryumda yüzdürülmek, gübre niyetine çiçeklerin dibine dökülmek vs. vs. bir çok şey için yakalanabilir. Yaygın bir olgu, mutlak bir olgu olmaz, olamaz. Bugün istavridin yaygın şekilde bu sebeplerle avlanıyor olması, istavridin başka bir sebeple avlanamayacğı anlamına gelmez. İstersen dene, yakala bir tane, sal, bakalım ne olacak?

    Birisi çıkar, istavrit avını sever, yakalamayı sever, akşama kadar yakalar, yakalar geri salar, bunun önünde engel nedir ki? Bak sana anlatayım. Bir merada, ufacık taşın tepesine 5 kişi dikiliyorsun. Millet sıyırtma atıp çekiyor. O akıntıda vs. başka ne atsan karışır, olmaz. El mahkum, taştaki yerini kaybetmemek için, sende onlarla beraber atıp çekiyorsun, koca koca istavritler tutuyorsun. Sonra da güzelce salıyorsun.

    Ne oluyor, biliyor musun? Manyak mısın sen, niye salıyorsun diyorlar. Tecrübeyle sabittir.

    Hah, senin gibi "istavrit yemek ve yem için tutulur" diye kendilerini şartladıkları için, salan adamı manyak, zırdeli filan olarak görüyorlar, olay bu.


    Sana kaç keredir söylüyoruz, ama hala "istavrit yemek için...." Yahu bir geç artık, plak takılmadı, iğne plağa saplandı sanki sende. Kaç defa daha söylememiz gerekiyor, yok böyle bir kaide.
     
  15. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Kaide diye bir şey tabii ki yok, istersen lapine, horozbinaya, çağanoza da yakala bırak yaparsın. Kim engelliyor ki? Zevk alıyorsan buyur yap, ben yapmam. Bunlar oltama gelirse zaten salıyorum ama gidip de bunları yakalayayım diyerek balığa gitmiyorum. Başka balıkları hedeflemişken onlar oltama geliyor.
     
  16. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Emin ol, lapin tutmak ve salmak için balığa gittiğimde oldu. Gittiğim yerde, kıyıda gezen lapinleri görünce, can sıkıntısından takım açıp yakalayıp yakalayıp saldığımda çok oldu. Pek eğlenceliydi, yalan değil. Olmaz, olmuyor diye bir şey yok. İnsan kendini yemek zorunda hissetmeyince, avdan zevk almanın bin bir yolunu buluyor. Zira o yollar orada zaten, yeterki gözündeki at gözlüğünü çıkar, yemek zorunda hissetme kendini.
     
  17. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    At gözlüğü filan değil, bahsettiğin şey benim hayatta yapacağım en son şeylerden biri. Ben denizde ancak yiyeceğim veya yem yapacağım balığa olta atarım. Onlara atmışken lapin gelirse salarım. Denizdeki balıklar bizim oyuncağımız değil. Belki o lapini öldürmüyorsun ama yem yapmak için bir midyeyi öldürüyorsun.
     
  18. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Olabilir, bu senin tercihin, harbi harbi saygı duyarız.

    Ama böyle zırvalamana saygı duymak pek kolay değil. Biz burada, öldürmein, etmeyin tutmayın teranesiyle, greenpeaceçilik, karmacılık vs. yapmıyoruz. Gidip dur bir canımız sıkıldı diye, yolda gördüğümüz kaplumbağayı da öldürmeye çıkmıyoruz, laf olsun diye de denizdeki midyeye de musallat olmuyoruz. Sen nasıl lüfer için zarganayı öldürüyorsan, bizde lapin için midyeyi öldürüyoruz. Sen lüferide öldürüp yiyorsun, biz ise geri salıyoruz.

    Ha, canımız çeker salmayızda, bu bizim terchimiz.

    Ama sorun şu ki, sen öldürüp yediğin için, o balıkların oyuncağın olmaktan çıkmış olmuyor. Benim ne kadar oyuncağımsa, senin de o kadar oyuncağın. Ben ne kadar oyuncak olarak görüyorsam, sende o kadar oyuncak olarak görüyorsun.

    Şunu hep ıskalıyorsun, yemiş olman, oynadığın ve öldürdüğün gerçeğini değiştirmiyor. Ben sadece oynadım, sense hem oynadın, birde yetmezmiş gibi öldürdün.

    Ha, ben seni bundan dolayı kınamam, kötü bir şey yaptığını da düşünmem. Ama sen gidip bana, av dediğimiz ve senle aynen yaşadığımız bu süreci oyuncak olarak görüp aşağılamaya, kötülemeye çıkarsan, bu ne demek olur?

    Sende ava gittin. Bende. Aradaki fark ne? Sen öldürüp yedin diye kutsal mı olmuş oluyor o av, sen tanrı mısın, sana adandığında balık, oynanmış ve öldürülmüş olmaktan çıksın?
     
  19. roy

    roy roy

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Saygi duyman niye pek mumkun degil? Senin fikrinle uyusmadigi icin mi? Karsindakinin fikri sana zirva gelebilir ama saygi duymak gerekir. Sen salarim, o yerim veya olta atmam diyor. Ne var bunda zirva olabilecek kadar. Turkce sozlukte nin karsiligi karsit fikir ise diyecek birsey yok.
     
  20. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bunda zaten bir zırvalık yok ki. Ama zırvalık nerde var:

    Herşeyden önce, hiç gidip öldürmek, öldürmeyin, öldürürseniz olmaz, falan filan dedik mi? Konun bununla alakası var mı? Midyeyi yem olarak kullanmakla, oradaki mevzunun alakası ne?