Pazar günü karaovaya uğradık. Karaova bitmiş bunu gördük. İsim vermekten çekinmiyorum çünkü zaten forumda ayyuka çıkmış durumdaydı. Atçek, şamandıralı olta nafile. Ufak tefekler dışında gelen olmadı, onlarda aynen suya iade edildi. Çevrede tek tük alanlar olmadı değil fakat çoğu o kadar yol geldiğine pişman gibiydi. Uzun zamandır forumda burayla ilgili mesajları takip ediyordum artık yazmak istedim. Tırıvırı kullananlar çok rahat bir şekilde atıyorlar. At çek yaparken birkaç kopmuş tırıvırı takıldı, çektik üzerinde ona yakın balık ölüleri vardı. Az yanımızda tırıvırı atanlar vardı, bir kaç kişi uyardı ama adam pek oralı olmadı, bende alışkın olduğum bu duruma karşı artık söyleyecek söz bulamadım. Üstelik bu kişide konuşmalarına bakılırsa dindar da biriydi. Arkadaşlar bu tırıvırı denen illet yasak değil mi, koptuğunda bir sürü balığı telef ediyor, doğaya zarar veriyor. Amatör balıkçılıkla alakası yok, tamamen talan etmeye yönelik. Ben bu nedenlerle tırıvırıyla tutulan balığın mundar olacağını düşünüyorum. Bu nedenle bu konuda fetva beklemeye gerek de olmadığını düşünüyorum. Göldeki ağcılardan balık satın alanlar vardı. O ağcıların avlaabileceği balık listesinde malesef alabalık yok ve satmaları yasak. Eğer alacaklar varsa alabalık işletmesinden almaları gerekir. Şöyle düşünün, o ağcılar amatör oltacıların önüne gelip ağ atarak balık tutmalarını engelliyorlar, o amatör balıkçılar da balık tutamayınca ağcılardan satın alıp eve boş dönmemeye çalışıyorlar. Bu bindiğin dalı kesmek değilmidir? 3lü iğneleri kullanmak yasak, üçlü iğnelere yem takarak avlananlar vardı. Artık bu da pes dedirtti. Çünkü 3lü bir iğneye yaklaşan balığın kurtulma şansı çok az. Adam sırtından kuyruğundan takıp alıyordu. Eğer hakkıyla yapılacak bir av ise, avınıza da kurtulabilme şansı tanınmalıdır. Ufak balıkları bile alıp livarına koyanlar var. En kötüsü ise artık gölde gümüş balıkları dolaşmaya başladı. Evvelden yoktu. Uzaklardan gelen balıkçılar tarafından yem olarak canlı getirilen gümüş balıklarının etkisi görülmeye başlandı. Buna bizzat şahit olduğum bir örnek vereyim. Ankaradan gelen emekli bir amca yanında canlı gümüş balığı getirmiş, avını yapmış ve toparlanıyordu. Elindeki gümüşleri satmak istedi ve çevredekilere sormaya başladı. Zaten akşam olmak üzere olduğundan da olsa gerek kimse almadı. Adamda bedavaya bırakacağıma dökerim dedi ve dur demeye kalmadan tahminen 100 kadar gümüşü göle bıraktı ya artık adama neyin ne olduğunu anlatacak bir durumda kalmamıştı. Beyler forumd görüyorum lakin avlaklar arasında canlı balık taşımak yasaktır. Doğal dengeyi bozar. Gümüş balığı, eğer ticari olarak avlanılmayacağı bir yere bırakılırsa diğer türlere üstün gelir ve diğer balıkların soyunu kurutur. Evet, o kadar yol yapıp, şu kadar yakıt parası verip gelenler! Bu masrafı çıkarmak için talan yapılmamalı. O kadar yok geliniyorsa, bu amatör balıkçılık ruhuna uygun olmalı. Baktı balık gelmiyor, çantaların gizli bölmelerindeki gizli silahlara(tırıvırı v.s.) sarılmamak gerekir. Para o kadar kıymetlise, bir balıkçıda direk balığa çevrilebilir, o kadar yol yapmaya gerek yok. Eminim bu yazdıklarımı okuyan amatör balıkçılarda bana hak vereceklerdir. Diğer yandan belki bazılarıda kendi yaptıklarını okuyacaklardır ki bir özeleştiri yapmak gerekir. Sonuç karaova artık bitti, belki iyi gününe denk gelirseniz iyi bir av olabilir. Bu konuda çok faydalı olabilen bu tür forumlarında katkısı olduğunu düşünmek gerekir. Sürçü lisan ettiysek affola...
Benim dört arkadaşım cumartesi günü sabhtan öğleye kadar 3 balıkla avı bitirdiler. Bizim aç gözlü kanmak bilmeyen yağmacılar malesef alabalığı bitirdiler. Balık olmamasına çok sevindim artık biraz sakin olur. Oradaki en büyük sıkıntı TIRIVIRI atanlar onlara bir çözüm bulunamadı.
Sevgili Mustafa, satırlarını maç yorumu okur gibi okudum, ağzına sağlık. Oradaki durum, ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi. Pazar günü ben de oradaydım, durum tamda söylediğin gibiydi.. 7 metrelik dere kamışlarıyla şamandıracılar, atçekle alakası olmayan çin malı sopalarıyla (çoğunun ucu kırık) gelmiş yamyamlar, elindekinin adını dahi bilmeyen, abi balık var dediler geldik diyen biracılar, haftasonu fırsatı yakalamış piknikçi aileler, profesyonel spinciler, uyanık yanaşmacılar,sazcısı sözcüsü, cümbür cemaat ordaydık.. Gitmeyen kaldımı bilmiyorum, ama gitmeyi düşünenler tavsiyem artık xanax olur, pasiflora olur, bilimum rahatlatıcı olur.. kafadan duyarlı avcıysan gitme kardeşim. stres sinir... başka birşey yok..
Bir yerde balık olduğu zaman hücum ediliyor hatta istila ediliyor kurutulana kadar hemde. Hal böyle olunca kiralanan avlaklara destek mi olsam köstek mi olsam bilemedim Sivil toplum örgütlerinin baskı yapmasından yanayım,Avrupai bir yasa olmalı amatör balıkçılık belgesi şart olmalı, belgeyi almak bakkaldan ekmek almak gibi kolay olmamalı
Mustafa kardeş yerden göğe kadar kalısın, ama malesef kontrol mekanizması işlemiyor, Millet bildiği gibi at koşturuyor, ben oraya üç sefer gittim, gözlerime inanamadım, adam Çubuk tan gelmiş yanın da bir kova dolusu gümüş vardı, biraz etrafı dolaştım aklım şaştı, Milletde bir olta lar var hayret ettim, adam makineyi kamışa telle bağlamış, bazı salaklar botla girip kafeslerin dibine giriyorlar oranın çalışanları geliyor, 100 mt yanaşmak yasak diyor, neredeyse kavga çıkacak, valla ben olsam oradaki saç tekneyle hepsine çarparım, suş bile değil, ben ağ atan yabancı görmedim ağ atanlar kendi adamları balıkları toplamak için atıyorlar, izin belgeleri var, mepss lar zaten üçlü iğneli bu serbest, Millet yavruları topluyor, kimsenin suçu yok tebliğe göre boy limiti yok, kimsede düşünce yok, tırıvırı atanlar zaten balıkcılıkla ilgisi olmayan yüzsüz adamlar.
Adaşım yazını okudum,yerden göğe kadar haklısın. Bende 2 hafta önce gitmiştim,dediklerin çok doğru. Bence tırıvırı ile ilgili görsel medyada sürekli zararları anlatılmalı.Zararlarını bilmeyenler var hala,adam sadece bunu görmüş.Bilmiyor ki zararlarını. O güzelim avlak pislik içinde artık çok yoruldu. Selamlar
Evet arkadalar durum böle malesef. Dediğniz gibi, balık tutma zevkinin tadılacağı yere belli bir ücret karşılığı girilmeli, giriş ve çıkışlarda kontrol edilmeli. Zaten yol belli, kontrollerde sınırı aşanlara ceza verilmeli. Hatta oradaki yerlilerden bile istihdam yaratılabilir. Dolaşır cezayı keser, belli yüzdesi kendine kalır, hemde çevre kirliliğini temizlerler. Ne kadar ceza o kadar maaş. Bir olgunlaşmamış bir fikir sadece. Diğer avlaklarda da uygulanabilir, köy koruculuğu gibi
Enişte yazdıklarını okudum çok üzüldüm gerçekten benşunu bilir şunu sölerim balık tutmak sanattır zaman ister avcı zor olan için uğraşır uyduruk av yapanlar bir gün bırakır ama doğaya zarar verirler ama yasal yapsalar herşeyi daha güzel olur
Sevgili Mustafa Tabii olarak üreme kapasitesine sahip olunamayan bir yere sonradan bir şekilde gökala dahil olursa,oltaya çok çabuk gelen bu balık zaman içersişnde illaki tükenir. O senin gördüğün ustaspincilerin haricinde avlanan tipler aslında pek birşey yakalayamaz. Ama usta bir spinci nerdeyse her attığında Gökala yakalar. Sanırım o yerde,daha bir kaç hafta öncesi buluşan bir grup işi iyi bilen grubun yakaladığı alabalık sayısı yüzü bulmuştur. Gökala yurdumuzda maalesef hiç bir ülkede görülmeyecek şekilde biitirilmeye müsait bir şekilde tebliğ ve hükümlerce avlanılmıyor. Bizde yasak mevsimi yok limitler çok yüksek. Bu durumu gökala asla dayanamaz. Zaten her yerdede kolayca üreyemez kısa zamanda talan edildiğindede maalesef bitiverir.Sizdeki durum bence budur. Gümüş denilen balık (inci kefalinin birtürü)ürüyebilmek için o baraja dökülen suyu kesilmeyen bir akarsuya ihtiyaç duyar.Oraya girer somonlar gibi akarsuya tırmanır ve yumurta bırakır. Böylesine bir akarsu yoksa,onlarda gökala gibi değilde daha uzun sürede azalır ama kolayına bitmez. Çiftliklerden karışan gökalalar bunları yer.Bu sayede o gölette ileride hayli irileşebilen gökalalar bulabilirsiniz. Serzenişlerinde elbette haklısın. Maalesef biz böyle bir milletiz. Sevgiler
Durumu tüm duyarlılığınızla güzel bir şekilde özetlemişsiniz ancak hepimiz anlatıyor, kızıyor, bazen ağzımıza geleni söylüyoruz ama malesef çözüm getiremiyoruz. Ne zaman forumda bir barajın adını sık duymaya başlarsam bir süre sonrada o barajın tükendiğini gösteren isyan konuları arkasından geliyor... Kendi adıma konuşursam sık sık baraj ismini yazan arkadaşları uyarıyor avlak ve gidilen yerlerin adının alenen yazılmaması gerektiğini bastırıyorum. Burada raporlarımızı yazarken verdiğimiz her gölet ve baraj ismi namı değer bohçacılara, yeni talan sahaları yaratıyor. Sonuç olarak ta bu işe gerçekten gönül vermiş insanlar bu hobilerinden, orada ki doğal yaşamda güzelliğinden oluyor. Sizin açtığınız bu konuyla bu işe bir dur desek çok iyi olur diye düşünüyorum. LÜTFEN GİTTİĞİMİZ AVLAKLARI İSİM OLARAK PAYLAŞMAYALIM... Herkese sevgiler, selamlar...
nafıle ben orada ag atanlara karsı jandarmanın tutumunu gordukten sonra avlaklarımızın, dahada onemlısı dogamınızın kıme emanet oldugu konusunda suphe sahıbı oldum cıktım, ınsanlara 100 lerce km yol gelmıs olmanınmı yoksa bencılce egolarını tatmın etme duygusununmu kucuk balıkları alıkoyma yada yasak olan avlanma teknıklerını uygulama gıbı davranıslara hak gorduklerını anlamıs degılım zaten orada adam kılosunu 5-7 lıra gıbı rakamdan satıyor sen oraya gelebılmek ıcın vermıssın dunya kadar para neden 3 - 5 den kacıp bır doga katlıamına ortak oluyorsunkı?