hikaye köşemiz ;

Konu, 'Genel Konular' kısmında Yakamoz tarafından paylaşıldı.

  1. Yakamoz

    Yakamoz MUSTAFA

    Mesajlar:
    880
    Şehir:
    İSTANBUL==TRABZON
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE OYSTER CAST KAMIŞ 3.90
    Favori Makine:
    OKUMA TRAVERTINE TR55 MAKİNE
    En İyi Avı:
    DOSTLARIM
    Elimizdekilere Şükretmek......

    Arkadaşlar bugün sizlerle elimizdeki değerlerin ve bizlere verilen nimetlerin önemini vurgulayan bir hikayeyi paylaşmak istiyorum umarım sizlerinde hoşuna gider

    Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki
    bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor
    ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük
    bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca,
    çocuk
    vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği
    kullanmaktaydı.Hem de güçlükle..

    Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı,dizinin
    alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu.Çocuğunbaktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle
    durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı
    fırlayıp:

    Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki
    modeller bir harika!.Çocuk, ona dönerek:

    Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım
    doğuştan eksik.

    Bence önemli değil!.diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam
    İnsan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı
    ya da imânı.

    Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
    Keşke imanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
    Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:

    Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?

    Çok basit!. dedi, adam. Eğer imanımız yoksa,cennete giremeyiz. Ama
    ayaklar yoksa,problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak.Hatta
    sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...

    Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği
    acılar,hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:

    Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?Çocuk,
    başını yanlara sallayıp:
    Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.

    İndirim sezonunu,senin için biraz öne alırım!. Dedi adam. Bu durumda
    20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.

    Çocuk biraz düşünüp:

    Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?

    Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir
    çocuğa satarım dedi
    Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam,devam ederek:

    Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.

    İkiye gidiyorum!. Diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.

    Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri
    kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı
    senindir, sattım gitti!.

    Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki
    raflar onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam,vitrinde
    olanı
    çıkarttı Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni
    ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek

    Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana,bunu satsan memnun
    olurum
    Şaka mı yapıyorsunuz?diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere.
    Eski bir ayakkabı, para eder mi?

    Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi,adam. Antika eşyalardan
    haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para
    tutar.
    Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.

    Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş değildi.
    Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın,
    heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz
    gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:

    Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..


    Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük
    kondurdu.Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir seferde satsa bu kadar haz alamazdı

    Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine İhtiyaç
    duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:

    Babam haklıymış!. dedi.Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!.?
    demişti.
     
  2. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Olaganüstü bir paylasim bu, anlayan icin icinde yok yok. Anlamayan icin zaten bu yazininda önemi yok. Paylasim icin cok cok tesekkür ederim. Eline saglik.
     
  3. seçkin

    seçkin SEÇKİN

    Mesajlar:
    234
    Şehir:
    istanbul/silivri
    Favori Kamış:
    LINEAFFE
    Favori Makine:
    MITCHELL AVO 6500
    En İyi Avı:
    5 KG SAZAN
    güzel anlatım ve paylaşım için çok teşekkürler Mustafa abi ellerin dert görmesin.güzel bir ders biz insanlar için.
     
  4. GÜRKAN

    GÜRKAN

    Mesajlar:
    55
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta,Tüfek
    En İyi Avı:
    Sazan 1,3 kg
    Eline yüreğine sağlık,çok güzel bir hikaye anlayan için....:)
     
  5. özkan

    özkan

    Mesajlar:
    907
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    kırlangıç 1,5 kg
    güzel hikaye, paylaşım için teşekkürler.
     
  6. egeli

    egeli

    Mesajlar:
    73
    Şehir:
    balıkesir
    Favori Kamış:
    olta.zıpkın
    En İyi Avı:
    sabırla bekliyor
    mükemmel bir paylaşım,teşekkürler.kopyalayıp sakladım .
     
  7. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Mustafa,
    Doğum gününde biz senin için sevinirken,
    Sen neden beni ağlatıyorsun?
     
  8. balıkçı sedat

    balıkçı sedat

    Mesajlar:
    7
    Şehir:
    sakarya
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    5 kilo sazan
    tek kelimeyle mükemmel her şeyden şikayet eden biz kazancımız ne olursa olsun sürekli az kazanıp geçinemediğimizi söyleyen yine bizleriz halbuki elimizde olanın kıymetini anlayabilsek tam anlamıyla şükredebilsek her şey daha güzel olacak
     
  9. Yakamoz

    Yakamoz MUSTAFA

    Mesajlar:
    880
    Şehir:
    İSTANBUL==TRABZON
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE OYSTER CAST KAMIŞ 3.90
    Favori Makine:
    OKUMA TRAVERTINE TR55 MAKİNE
    En İyi Avı:
    DOSTLARIM
    Sayın Mahir abi öncelikle doğum günümde benim adıma sevindiğiniz için teşekkürler.
    İnanın amacım kimseyi üzüp ağlatmak değil kaybolan bazı değerlerimizi vurgulamaktı.
    Saygılarımla sağlıcakla kalın
     
  10. sabri03

    sabri03

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    44
    Şehir:
    Afyonkarahisar
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    1 kg sazan
    üstad selam;

    Ellerine ve yüreğine sağlık. Elimizdekinin değerini anlayamazsak onlarıda kaybedebiliriz. İNSANOĞLU OLARAK NE OLDUM DEMEMELİ; NE OLACAM DEMELİYİZ.
     
  11. Rey de pascador

    Rey de pascador Yüksel Ömer Aksoy

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    84
    Şehir:
    İstanbul/zonguldak/akcay
    Favori Kamış:
    olta-zıpkın
    Ada Sahibi Olmak Ya Da Ada Olmak!

    Taninmis gezgin Thomas Cook, bir arastirma gezisi sirasinda Atlas Okyanusu'nun issiz bir yerinde, çigliklar atan milyonlarca kusun havada daireler çizerek uçtugunu gördü. Kulaklari sagir edecek denli yüksek sesle çigliklar atan kuslarin kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgalari arasina atiyorlardi. Onlar bu son hareketleriyle yasamlarina son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarina birakirken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardi.

    Bu olaya yalnizca Thomas Cook degil, o bölgede ki balikçilarda yillardir tanik olmuslardi. Kus bilimcileri ise, yaptiklari arastirmalarda göçmen kuslarin farkli yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birlestiklerini kesfediyorlar, fakat onlarin, birbirleri pesisira kendilerini ölümün kucagina atmalarinin nedenini bir türlü çözemiyorlardi.

    Gerçek, geçtigimiz yüzyilin ortalarinda anlasildi. Bu trajik olayin yasandigi yerde bir zamanlar bir ada vardi. Göçmen kuslarin göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüstü. Insanlarin, yok oldugunun bile ayirdina varamadiklari ada, göç yollarinin ortasinda kuslar için vazgeçilmez "dinlenme" duragiydi. Kuslar binlerce yillik kalitimsal aliskanliklariyla adanin yerini bilmekteydiler ve yipratici, uzun yolculuklarinin ortasinda, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yillik kalitimsal güdüleriyle, okyanusun ortasindakiadaya geliyorlardi ama... Olmasi gereken yerde adayi bulamayinca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çiglik çigliga okyanusun sularina birakmak zorunda kaliyorlardi.

    Söz kendini toparlamaktan açilmisken soralim. Sizin hiç "kendinizi toparlayacaginiz" bir adaniz oldumu? Yasamin uzun "göç yollari"nda acaba, sizinde bir yudum taze soluk alabileceginiz, yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi saglayabileceginiz bir adaya sahip olabildiniz mi? Birgün yerinde bulamadiginizda ise, ona illede ulasmak ve siginmak için basiniz dönercesine, dengeniz bozulurcasina çirpinip kanat çirptiginiz bir ada yaratabildiniz mi yasaminizda kendinize?

    Herseyi sinirsizca paylasabildiginiz bir dost, yola birlikte çikacak denli güven duydugunuz bir arkadas, size her zaman huzur verecek bir es, ulasmak için yillardir ugras verdiginiz bir amaç edinebildiniz mi? Söyle daha bir iyi bakin çevrenize... Size gelen, size siginan...Sizin gittiginiz, sizin sigindiginiz...Sizin buldugunuz dostlarinizi bir düsünüverin. Sonra da bir gerçegi görüverin gözlerinizle:

    Sizin durup , soluklandiginiz ve kendinizi toparlayabildiginiz kaç adaniz var çevrenizde ve...

    Durup, siginmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostunuz için siz bir adasiniz?
     
  12. hakibis

    hakibis

    Mesajlar:
    60
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    Insan Olmak...

    Yılmaz'cım, çok üzüldüm Allah evladına sağlıklı ve uzun bir ömür versin.

    Herkesin kendine göre bir hikayesi var ders alabileceği, Ömer'e de bu hikayesi için teşekkür ederim.

    Tabi herkes kendine göre bi yorum yapmış bende bir şiirle ANLAM katmak istiyorum eğer izin verirseniz;

    İNSAN OLMAK KOLAY DEĞİL


    Durup durup bana sorma
    Bunu bilmek olay değil
    İnsan doğduk insan ama
    İnsan olmak kolay değil

    Kalpten başka bir yolu yok
    Aşktan başka bir dalı yok
    Kitabı yok okulu yok
    İnsan olmak kolay değil

    Yüreğinde sevgi yoksa
    Gözlerinde şefkat yoksa
    Dünyalar da senin olsa
    İnsan olmak kolay değil

    Neler gördük bu dünyada
    Neler verdik bu uğurda
    Sultan olmak kolaydı da
    İnsan olmak kolay değil!

    Ahmet Selçuk İlkan.


    Sevgiyle kalın . . .
     
  13. sabri03

    sabri03

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    44
    Şehir:
    Afyonkarahisar
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    1 kg sazan
    HARİKA bir şiir alah her kezin adasını mutlu kılsın...
     
  14. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Bence herkes birileri için ada oluyordur ve herkesin de bir adası vardır... Benim sığındığım pek çok ada var ama bir tanesi var ki o en büyük ada benim için... Sevgili Ada'm, bu yazıyı mutlaka sen de okuyacaksın... Söylemek istiyorum, iyi ki varsın... İyi ki hayatımdasın ;)
     
  15. hakibis

    hakibis

    Mesajlar:
    60
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    :) tamam Şennur senin durumun belli artık üstüne söylicek bişi yok ;)

    pekiii, bu prens adalarından hangisi güzel?hangisini tavsiye ediyorsun?
     
  16. AKS

    AKS

    Mesajlar:
    72
    insan yaşadıkca ve tecrübe edindikce hayatta kompozisyondaki gibi bir adaya sahip olma şansının olmadığını gercekten cok net görüyor??? ve yazının sonunda olduğu gibi yok olmaması ve havada başıboş ucuşan kuşlar durumuna düşmemek icin hayatın her noktasında ödün vermeye başlıyor...adamı??analar, adamı???babalar bence gerisi tamamen yalan...
     
  17. hakibis

    hakibis

    Mesajlar:
    60
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    İnsan olmak kolay değil!

    bence olayı daraltmışsın Aytekin, elbetteki anan, baban senin en büyük adan en büyük sığınma limanın şüphe götürmez. ama hayat adacıklardan oluşmuştur tıpkı Ege Denizi gibi. kardeşim,eşim çoçuğum,dostlarım . . .Ömer güzel bir hikaye aktarmış bize ama Cook'un gördükleriyle benim,senin,Ömer'in ve diğerlerinin yaşadıkları hayatlar bir olamaz.

    ama gerçek hayatta ama nette ama içimde benim bir sürü adacığım var.olması da lazım. adayı ada yapan ruhtur.

    şiirde de belirttiği gibi üstadın, "İnsan olmak kolay değil!".

    saygılarımla
     
  18. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Benim tek bir prens adam var ve kendimden başkasına tavsiye etmem :rolleyes: Biraz bencilce belki ama... :p Diğer adalar da ailemden ve arkadaşlarımdan, hobilerimden oluşuyor ;)
     
  19. hakibis

    hakibis

    Mesajlar:
    60
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    :D soranda kabahat :D

    söyleyin bana heybeli mi, büyükada mı yada hangisi daha güzel hangisi görülemeye değer bu prens adalarından ? ;)
     
  20. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Herkes kendi adasını kendi yaratır sanırım :) Benim adam, bir başkası için hiç bir şey ifade etmeyebilir :) Yeni adalar keşfetmenin mutluluğunu yaşamak gerek :)