Ntvmsnbc yazmış bugün Boğaz’da yasağı takan yok İstanbul Boğazı’nda kaçak avlanan trol tekneleri bir türlü engellenemiyor. Denizdeki doğal yaşamı tüketenlerin kim olduğu bilinmesine rağmen, bu sessiz çığlığı kimse duymak istemiyor. Alıntı: Mustafa KULELİ ntvmsnbc Güncelleme: 15:15 TSİ 14 Ekim. 2011 CumaİSTANBUL - Gırgır ve trolün yasak olması gereken Boğaz'da avlanma sınırı, 8 Temmuz’da sessiz sedasız çıkarılan bir kararla genişletildi. Av yasağının başladığı sınır Paşabahçe Feneri'nden Çubuklu Kozaltı Burnu'na çekilince, balığın yatak yaptığı, yani durakladığı Yeniköy-Boyacıköy arası, gırgır teknelerinin akınına uğradı. Üstelik tek sorun bu değil. İstanbul Boğazı’nın tamamında yasak olan ve denizin dibini tarayarak hem yuvalara zarar veren hem de küçük balıkları toplayan trol tekneleri, geceleri kaçak olarak avlanıyor. Kimse de bu kıyıma dur demiyor… Haberin devamı ↓reklam ‘GÖZ YUMULUYOR’ Boğaz’daki ilk durağımız Yeniköy. Balık satan esnaf, şahit olduklarını isim vermemek kaydıyla anlatıyor. Gece trol teknelerinin geldiğini herkesin bildiğini ama kimsenin sesini çıkarmadığını, kıyıdaki olta balıkçısına ceza kesilirken, trollerin kaçak avlanmasına göz yumulduğunu söylüyorlar. SAHİL GÜVENLİK'İ ATLATMA TAKTİĞİ Bu teknelerinin geceleri sık sık uğradığı yerlerden Kireçburnu’na geçiyoruz. Limana bağlı bir gırgır teknesindeki Karadenizli balıkçılar da trollerden şikâyetçi. Trol teknelerinin ‘Seyir yapıyoruz’, ‘İkmal yapıyoruz’ ya da ‘Nakil yapıyoruz’ diyerek Sahil Güvenlik’i atlattıklarını belirtiyorlar. ‘GIRGIRA BIRAKTILAR, TROLDEN BETER OLDU’ Liman yakınlarındaki bir şirkette çalışan ve ‘Boğaz’ın eskisi’ olduğunu vurgulayan özel güvenlikçi ise, kaçak avlanan trolleri gece nöbetlerinde gördüğünü ama Kireçburnu açıklarındaki gırgır teknelerinin de masum olmadığını anlatıyor: “Şu denize bir bakın. Siz gelince saydım 17 tane gırgır teknesi var. Hepsinin ağları suda. Tamam, trol gibi dibi taramıyorlar ama bu kadar sık ağ atılırsa balık nasıl inecek aşağıya? Buradan geçip Marmara’ya inemez ki! Buraları gırgırlara serbest bıraktılar, trolden beter oldu.” RÜŞVET İDDİASI: YEMLİYORLAR Her durağımızda trol teknelerinin nerede bulacağımızı soruyoruz. Bu sefer gösterilen adres Rumelifeneri. Burada demirlemiş büyük trol tekneleri Boğaz’a girmediklerini, yasal olarak, Karadeniz’de avlandıklarını vurguluyor ve Kumkapı’daki trolcüleri işaret ediyor: “Bekçileri, nöbetçileri var. Yakalanırlarsa gerekli yerleri ‘yemleyip’ kurtuluyorlar. Çok rahat çalışıyorlar. Su Ürürleri, Sahil Güvenlik karışmıyor. Her taraf dolu. Deniz biter, onlar bitmez ağabey…” 'HEPSİ YAPIYOR, DEVLET BAKIYOR’ Peki yasak olmasına rağmen Boğaz’da avlanan bu trolcüler nerede? Yanıtını bulamadığım bu soruyu Rumelifeneri’nden ayrılırken yaşını almış bir balıkçıya soruyorum. O da kulağıma eğilip son sözü söylüyor: “Buradaki Kumkapı’da diyor, Kumkapı’daki Poyrazköy’de, Poyrazköy’deki Rumelifeneri’nde… Anlayacağın hepsi yapıyor, devlet bakıyor.” ================================================- UZMAN GÖRÜŞÜ: AÇIK DENİZE ÇIKSINLAR ntvmsnbc’ye konuşan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, gırgır avcılığının yasaklanması gerektiğini söyledi. Balıkçı filosunun küçültülmesini isteyen Karakulak, şöyle konuştu: “Balıkçılarımız ekonomik nedenlerden dolayı trol avcılığını bırakmıyorlar. Aslında denetim yapılıyor ama Sahil Güvenlik botu Büyükdere’den çıktığı anda birbirleriyle haberleşip, gerekirse ağlarını bile denize bırakıp kaçıyorlar. Ya da Sahil Güvenlik’in nöbet değişimleri sırasında avlanıyorlar. Boğaz’da gırgır avcılığının da tamamen yasak olması lazım. Ama aksine, avlanmaya izin verilen alan daha da genişletildi. Tekneler sürekli avda. Balıkların göç yolu kapatılmış böylece. Bakanlık geçmişte açık deniz balıkçılığını teşvik etmiş. Bu yüzden balıkçı filomuz gelişkin. Ama bu büyük ve donanımlı tekneler açık denizlere çıkmıyor. Öyleyse bu filo küçültülecek. Ya yeni sahalar açılacak başka sulara gidilecek, ya filo küçültülecek.” YETKİLİLER NE DİYOR? Rüşvet iddialarını yalanlayan Sahil Güvenlik yetkilileri ise sadece geçen sene 47 tekneye el koyduklarını, 100’den fazla trol ağını topladıklarını aktararak, rüşvete asla müsaade edilmeyeceğini, rüşvet alan varsa derhal cezalandırılacağını söyledi.
Biraz evvel haberlerde yasağı çıkaran Bakan Bey Balık Halindeydi. Hemen yanıbaşında kasa kasa Çinekop satılmakta, satıcılar "Çinekop burada, çinekop burada!" diye bağırmaktaydılar. Daha ne denebilir bilmiyorum.
Greenpeace'cilerin avukatı filan yok mu? Balık hali müdürü hakkında suç duyurusunda bulunmak için ne bekliyorlar acaba?
Son lüfer tutulana kadar, son hamsi yem fabrikasına gidene kadar böyle devam edecek gibi. Hayır, işin enteresan tarafı şu ki ; Bu katliamı yapan şahıslar arasında yoksullara sadaka veren de vardır, ülkesini seven de vardır, küçük çocuğuna şevkatle sarılan da vardır.. İnsanlar, hayatlarının "işine gelen" kısmlarında herkesi imrendirecek kadar duyarlı olabiliyorken, neden işine gelmeyen kısımlarda, yanlış yaptıklarını bildikleri halde hatalarını kabul edip bir kenara çekilmiyorlar ? Evet kanun yok, olsa bile uygulayan da yok ama işte MEDENİYET dediğimiz şey, bizi hayvanlardan ayıran şey burada başlar.(Hayvanlara hakaret etmiyim, onlar tokken avlanmazlar) Çok üzülüyorum
Sevgiler Bu hafta balık bayramı varmış Sakın gitmeyin bence hiçbir işe yaramaz. Bu yönetim gerek kara avı gerek balık avı konusunda zaten avrupanın yönlendirmesindeler.Yunanistanda sabaha kadar göz kuşlarından ördek avlanırken meriç kıyısında sadece silah seslerini dinliyoruz. VEEEEEE malesef kara ve deniz avında yaptırımlar sadece göç canlılarına. Yerli av ve balıkları koruma için birşey yok. En basiti italya fransa gibi yerler üvek avı sınırsız.balıklardan ege ülkeleri orkinosu kırarken kılıç yavrularını tezgaha koyarken kereviti jumbo karidesi uskumruyu,istakozu bize misliyle satıyor Aslında bırakın profosyönel balıkçılarla onlar kapışsın.Bırakın tonlarca yaprak tutsunlar biz yine tutacak balık buluruz merak etmeyin. Haa bu arada fazla yazmıyayım da silivriye gitmiyeyim
bu konuyu açan abimle zamanında ufak tefek tartışmalarımız olmuştu.ben ve birkaç arkadaş ona sitem ederken abi hergün kilolarca lüfer tutuyorsun amatör balıkçılık kurallarınada uymuyorsun diye sitem ederken ali abim bize ben tekneciyim... tam hatırlamıyorum galiba sarı kağıdımın bana izin verdiği kadar tutarım..abi her günde kilolarca olmazki olsun ben her gün tutup satmıyorum ki etrafıma veriyorum gibi şeyler söylüyordu .. siz bazı arkadaşlarınızla burada espirili bir şekilde işte biz 3-5 balığı resmini çektik sen kovadakileri veya livardakileri gör anlamına gelen mesajlar yazarken biz sizleride eleştiriyorduk sitem ediyorduk.. malesef ama değişimi görmek güzel herşeye reğmen...yassal kuralların olduğu kadar vicdani sirküleride olması gerekiyor bence hepimizin..
Ali abi beni bilirsin az yada cük kıyısından kösesinden bu greenpeace.nin kac santım kampanyasında gönüllü olarakta calıştım...gelelim olaya salı günü avıma gitmeden önce canlı yem almak için kadıköydeki balıkcılar carsısındaydım,,,canlı istavrit aldıgım yerde yaprak denecek balıklara ince cinekop yazmışlardı....kilosunu 20.tlden okutuyodu bilmeyene...anında tepki verdim o anda tamda bilmeyen biri iki kg ver dedigi anda...dedim kardeşim bu yaptıgın yasak degilmi kim takar yasagı dedi... Orda satıcıyla baya baya tartıştım.....başka yerden aldım yemligimi dogru sarıyer tarafına gittim sabah saat 6 buçuk 7 gibi sahilde yürüyenler cogalmaya başlayınca yaşlı bir amca 70 yaşında falan tahminim...başladık sohbete...bundan 3,4 sene öncesine kadar kofana,kaba lüfer cektiklerini günde yaklasık 9,11 adet arası aldıklarını söyledi.. Bu gırgırların rumeli fenerinde kasa kasa yaprakları kıyıya yanasıp araclara yükledıklerini ve onlarıda istanbul dısına gönderdiklerini anlattı...eee dedim sahil güvenlik cok yakın bsey yapmıyormu,,verdigi cevapla sok oldum onlarda ac iki kasa balıga tav olup görmemezlikten geliyorlar demezmi...ne diyecegimi sasırdım...bak dedi suraki gırgırlara...yaklasık 11 tane gırgır bogazın her tarafına ag atmıstı yaklasık 9 kulac yakınına...bogaza balık giremiyorki bunların yüzünden.kendi bacaklarına sıkıyorlar dedi...iki 3 sene sonra ne lüfer nede cinekop kalacak bu bogazda yazık yazık diyerek gitti...acaba bu sahil güvenlik olayında dogrumuydu ?
Ne yani trol teknelerine engel olunamıyor mu? Sanki pasific'de trol atıyolar kaç km kare yer isteseler bal gibi engel olurlar adım attırmazlar.
carsamba gunu balık varmı dıye sahılde dolasırken cayırbası sahıl guvenlıgın 40 50 mt acıklarında 6 gırgır ag topluyordu ıkı tanede agları toplamıs donuyordu wahım bır durum
Sahil korumayı atlatma taktiği veya ustaca trolle avlanmalar... Ben bunlara inanmıyorum. Yetkililer isterse 1 tane trol değil 1 tane olta bile istanbul boğazında suya düşmez... Bir yerde suç varsa ve göz göre göre devam ediyorsa, Bu suçu devam ettiren kendi çıkarları doğrultusunda davranan yetkililerdir...Hiç bir kaçakçı, denetleyici ortağı olmadan kaçak yapamaz, 1defa yapar 2.ye ilkinde aldığından fazlasını verir. Her kaçakçı kendi denetleyici ortağının nöbetinde kaçak yapar. Ortağı baş denetleyici olanda hergün kaçak yapar, hatta dahada ileri giderek , komisyon karşılığında o bölgede kaçak yapacakları o belirler. Bu hala açık bir şekilde devam ediyorsa; Denetleyicileri denetleyenlerde bu işe dur demiyorlarsa; onlarda bu suçun ortağıdırlar... Şu an boğazımda bir çok şey düğümleniyor...........
Sadece bugünü yaşayan değil,geçmişten ders alarak geleceğini düşünen,doğaya saygılı ve herşeyden önce vicdan sahibi nesiller yetiştirmediğimiz sürece,hangi kanunu koyarsak koyalım bu katliamın önüne geçemeyiz. Ha koyulan kanun doğru olur (20 cm lik çinekopa lüfer demeyen bir kanun gibi örneğin) ve hiçbir şekilde taviz vermeden uygulanırsa mutlaka olumlu etkileri zaman içerisinde ortaya çıkar.Ancak her zaman konunun kesin çözümü kişinin bizzat kendisindedir. Nostalji başlıklarında sergilenen fotoğraflar ve o başlıklarda paylaşılan anılar fi tarihinden kalma değil.30-40 sene gibi bir zaman diliminde içine ettik her türlü doğal güzelliğimizin. Yaz yaz bitmeyecek olan bu konuda affınıza sığınarak son cümlem de şudur ki,insanımızı düzeltmeden,doğamızı düzeltmemiz mümkün değil. Selamlar.
Şu andada hayatımda birşey değişmedi koralcım hep aynı. Sadece lüfer tutan bir kişi olarak o gün ile bugün arasında düşünce olarak herhangi bir fark olmasada. önemli olan riyakarlık etmemektir. ben tutmam etmem diyen, yapmam diyen nice kişileri gördükten sonra dinlemem tebliğini şusunu busunu tutarım balığını diyen 100 lerce insandan sonra tamamen haklı olduğumu anladım. Balık avları hala devam etmektedir. bunun suçlusu bizler değiliz. teknelerimiz..hatta yeşil kağıtlar....(ne yapmam lazım miras kaldı atayımmı satayımmı) birgün bende bunları elden çıkartırsam o zaman istediklerini söyleyebilir yazarsın ancak biz zaten kural dışı hiç olmadıkki. o zaman dersin kilolarca lüfer tutup amatör kurallara uymuyorsun diye. ancak profesyonel ekipmanla çalışıp, amatörce düşünmek bu şekilde oluyor galiba. ki bence vicdanen rahatsızlık duyacağımız bir konumuz yok. hiçte olmayacak.
Denetçi olmadıktan sonra yasak olsa ne yazar ? Sahil güvenlik dediğin şeyin tarladaki korkuluktan ne farkı var ? Onun farkı yokmuş anlaşılan ama trolcülerin kargadan bir farkı var .
Adam ne demiş , yemliyorlar.. bu yemleme yüzlerce yıldır var...kanımıza girmiş bir kere.........................rüşvet.. ...................................avanta.............. -sorsan derki ekonomik nedenler rüşveti azdırır yalan.. insanın ruhunda varsa.. gerisi hikaye..
işte ali abicim herkez kendi kağıdının izin verdiği gibi tutuyor trolcü..izni gereği trol gırgırcı izni gereği gırgırını atıyor..yeşil kağıdı olan yeşil sarı kağıdı olan sarı gereği nekadar tutarsa tutuyor...blog sayfanda güzelolmuş bazı fotolarda tuttuğun balığı bir senede bir amatör tutamaz tebrikler.. senin vicdanın rahat olduktan sonra ..rastgelsin sana ali kaptan.......
benim meramda trolcuya vesaire izin yok. Çarşambayı perşembeye bağlayan gece loddos fırtınasında yatıyordun Cumayı cumartesiye bağlayan gecede Cumartesiyi pazara bağlayan yani bugunde biz ise o günden beri uğraşıyoruz. bazı fotolarda gördüğün balıkların tutulması bu şartlarda çalışmaya gönül vermekle oluyor. yoksa bizde biliriz güzel güzel sıcak sıcak yatıp uyumasını. ama hastalık işte vicdanın yanında harcanan emeklere zamana verilen yem paralarına dün geceki havada yağmurun fırtınanın altında süzmek zorunda olduğumuz zarganalara bak arkasından olmayan yeme hale kadar gidilip kasayla alınnan yemlere vs vs bak işte neresinden bakarsan bak. Sonra vicdan muhasebesi nasıl olur bi düşünelim. 4 gündür denizlerde uğraşıyoruz. bu mücadelede tuttuğumuz balıklar o kadar azki. değermisini değmezmisini sen hesapla arkasından yarın takım elbiselerle işe gitmeninde bu yorgunluktan sonra verdiği hazzı bi düşün. yoksa 2 satır karalamakla ne tavırlar değişecek nede yapılan eylemler. Benim tuttuklarımı başkası bu kadar emekle tutabilirmi bilmem ama biz fazlaca efor zahmet sıkıntı ve üstüne üstlük birde yağmur ve soğuk yiyoruz o yüzden koralın dediğinin fazlaca önemi yok benim adıma bu kadar masrafa 3 kasa lüfer alıp yerdik rahat rahat...... yanında bi 100 lükte rakı içerdik..... mangalı kuvvetli yakında köz tutsun....
Sevgili Kerem kardeşim, bizler normal olarak tepkilerimizi toplu olarak görtereceğiz, bence burada ön tarafa çıkıpta fazla kahraman olmaya gerek yok, bir zamanlar bizimde burada başımıza geldi, orkinoz çiftliğine tepki gösterdiğimiz için, sonra istenmeyen olaylar olur ve üzülen bizler oluruz lütfen biraz daha dikkatli olalım zira bizlerin kaybedecek çok şeyleri var, sevgiler hoşçakalın.
Orhan Abi, çok haklısınız. Toplum olabilmeyi başarmış toplumlarda kimsenin etkisi altında kalmadan insanlar tepkilerini bireysel olarak koymakta. Ama her birey bunu yaptığı için sonuçta toplumsal bir tepki oluşuyor. Bizde ise bir kişi tepkisini koyarken öbürü, aynı şeyden muzdarip olmuş olsa dahi "Aman başım belaya girmesin," diyerek sessiz kaldığı için kabak, aslında birey olmanın ne demek olduğunun bilincinde olan o zavallının, yani çoğu zaman bizim gibilerin başında patlıyor bu ülkede.
selam bende sarıyerliyim ne yazıkki böyle gelmiş böyle gidiyor çayırbaşı marmara bölgesi hücum bot komutanlığının önüne kadar gırgır motorları ağ döküyorlarlar motocu arkadaşlara sorarsan boğaz giriş ve marmara geliş suları kireçburnu kum iskelesi önlerinde çarpışıyor ve oraları ada üstüdür derinlik bir noktaya kdar aynıdır ve sürekli aynı bölgede mola yapıyorlar boğaza giriş yapan ne olursa olsun anında balıkçı motoru üstünde inşallah 2012 av sezonunda garipçe giriş sarayburnu çıkış tüm boğaz hattında ağ atma işini kaldırırlar boğaz balıkları eski senelerde olduğu gibi meralarına kavuşur saygılar..