Olabilir. Ama bunun daha kolay bir yolu var. Karbon, her yer karbon, karbondan bol bir şey yok ortada. Önemli olan karbonun varlığı değil, nasıl işlendiği. İşte malzeme çalma noktası burası oluyor. Yani daha iyi işlenmiş, daha iyi reinforce edilmiş, daha saf karbon kullanmak. Birde pek bilinmeyen bir şey daha var. Karbon fiber tek başına kullanılmaz. Bir reçine ile birlikte kullanılır. Dahası, bu reçineye gücünü artırmak için, cam fiber, alüminyum talaşı vs. de eklenir. İşte size malzemeden çalacak yer. burada asıl olay malzeme değilde, o malzemeyi işlem esnasında oraya işleme maliyeti olacaktır. Sonuçta, malzeme çalacak yer çok. Yeterki çalmak istesin. Benim mamülüm şöyle deyip böyle çıkan bir sürü marka oldu bugüne kadar, bugünden sonra da bolca olacaktır.
Sen bastır parayı,al en iyi karbondan işlenmiş kamışı,kim ne derki,ha param şu kadar dersen,karbonu ona göre işlenmiş kamış alırsın,hatta paran varsa blankı kendin alıp özel iste görede yaptırırsın.. Senin bu tezindeki,Karbona eklenen malzemeler,karbondan daha ucuz olan şeyler,niye oradan çalsınki...
Eklemek zor abi, o yüzden çalıyorlar. Yani, ucuz bir şey ama, onu proses esnasında karbona adapte etmek zor oluyor. Atıyorum, karbon 400 dereceye kadar ısınacak, çıkaracaksınız, soğumadan, üstüne alüminyum talaşı homohen olarak yayacaksınız. Bu da daha pahalı malzeme ve daha çok hata olarak dönüyor. Elbette, paran ne kadarsa ona göre kamış alacaksın. ama bu, 500 TL'lik kamışlar kadar, 200 TL'lik bazı kamışların da gayet iyi netice verebildiği gerçeğini değiştirmiyor. Daha kötüsü, 1.000 TL verip aldığın kamış, cidden o rakama değecek mamülde olmayabiliyor.
Serdar adam 200 liralık kamışa 1000 lira isteyebilir,serbest piyasa,önemli olan onun istediği fiyata,kalitesi düşük olan malzemeye para verecek müşteri bulması,yoksa her satıcı ister düşük kalite mala yüksek fiyat.. Şu vermiş olduğum sitede karbon malzemelerin nasıl işlenmiş olduklarını geniş olarak anlatıyor,tabiki alamanca ama çeviri ile anlaşılabilir,ayrıca bu gibi sitelerin daha değişik dillerdede olabileceğini tahmin ediyorum... http://www.carbon-blog.de/herstellungcarbon/index.html
Doğru üstadım. Ama görüyoruz, bazı arkadaşlar mesela "şimano olsunda, çamurdan olsun" yaklaşımı içinde oluyor, daha kötü veya aynı kalite mamüle daha çok para ödemeyi isteyebiliyor. Bu genel bir sorun, zira başkası da "Lienaffee olsunda...." diyerek aynı işi yapabiliyor aynı şekilde.
Kaç gündür yazılanları güzel güzel izliyorum. Sinir yok, stres yok, abesle iştigal yazılara ve görüşlere muhattap olmak yok. Taaaa ki iğnenin ( Pardon, ÇUVALDIZIN ) ucu dokunana kadar. Günlerdir, Sinüs, Cosinüs, Tanjant, Kotanjant bakış açısı ve hesaplamalarıyla, nede çok bilmişlik sergilendiği aşikar. Hayreeeetttt dememek elde değil. Nedir kardeşim yapılan iş ? Kişiler genelde, 150-200 lira bütçeyle, A dan Z ye bir takım kuracak ve hasbel kader haftada 1-2 kez bu egosunu tatmine, zevk almaya çalışacak. Sonrada, Colombia uzay mekiğinin astronotu edasıyla, mesut ve mutlu evin yolunu tutacak. Yoksa bu hesaplamalarla, 3-5 bin liralık takımlar bile iş görmez, çöpe atılır. Çünkü mikron hesaplamasında hata vardır. Dendi ya ! [ Bazı arkadaşlar mesela "şimano olsunda, çamurdan olsun" yaklaşımı içinde oluyor.] Kişiler, hiç bir zaman bu görüş içerisinde değildirler. Sadece, en iyisi diyerek tercih yaparlar; bütçeleri dahilinde. Bu da markadan geçer, pazarlama stratejisinden geçer, arkasında ki güvenden geçer. Bunların oluşabilmesi içinde, bu tercihleri altında gerçekten o marka değerinin kalitesi yatar. Yoksa markalar, kalitesiz ürünlerle yaşamaz, yok olur. Bu, yaşamımızın ve piyasanın vazgeçilmez bir kuralıdır, kanunudur; hep. Kişiler, gerçekte bu işlerle ilgilenmişlerse, çok iyi bileceklerdir; hani nerede kaldı, zamanında elimize bile alamadığımız DAM lar, Shakespeareler. Ne oldu da, tezgahlarda işporta ürünler statüsüne düştü. Zamanında bu ürünlere rağbet olurken, ne oldu da bunlar atıl konuma düştüler de bir başka marka ön sıralara tartışmasız oturdu ? Yine tekrar ediyorum, tüm Dünya' da bu marka, aranan ilk tercihler arasında oluyorsa, vardır bir hikmeti. Bende ve benim gibi düşünenlerde, bu Hikmetlerden yararlanmayı tercih ediyoruz. Anlayana SAZ misali. Yakın bir tarihte bir arkadaşımın, elimde ki makinaya yedek aksam olsun amaçlı gönderdiği Sahara modeli makinayı, en küçük parçasına kadar söküp, temizledim. Ve inanın '' 150 liralık bir makinada bu kadar teferruat ve kalite gerçekten çok fazla '' dedirtti. Sizler için bir kez daha söküp parçalayacağım ve en küçük parçasına kadar da fotolayıp paylaşacağım buradan. Bakalım neler varmış içerisinde ? Elin gavuru neler kullanmış ? Vallahi, billahi içinden tenekemsi bir parça çıkmadı. Demek ki tenekeden aletler değilmiş. hihi Kişilerde çıksın ve bir başka makinanın aksamını en küçük parçasına kadar bizzat sökerek parçalasın, paylaşsın ve de kıyaslasın isterim. Klavyeyle değilde, birazda tornavidayla, el becerileriyle, makinaların iç donanımlarının canlı görsel bilgilerini paylaşalım. Ne dersiniz ?
Ne kadar parça, o kadar çok bela demektir Tevfik abi. Örneği ortadadır: Kaleşnikov AK-47 ve M-16. Kağıt üzerinde süper olan M-16, sahaya çıkınca langır lungur bir alet olan Ak-47 karşısında hep kaybeder.
Belki zamanında fazla kaliteli yaptıkları için kaybetmiştir, olamaz mı? Kaldı ki, bu markaların bazı ürünleri hala gayet güzel ürünlerdir. İşte bu söyleviniz, aynen o benim dediğim, "Aman ..... olsun, isterse çamurdan olsun" mantalitesinin ta kendisi zaten. İlla o yada bu marka olacağına, bir bakarsın, sana gerekenler nedir, ne değildir vs. ve en uygunu hangi ürünse o ürüne yönelirsin. Eğer aynı evsaftaki iki kamıştan 200 TL olanı varken 1.500 TL olanına ben illa bunu alacağım, çünkü markası bu diyorsan, burada ciddi bir mesele vardır elbette.
Eğer aynı evsaftaki iki kamıştan 200 TL olanı varken 1.500 TL olanına ben illa bunu alacağım, çünkü markası bu diyorsan, burada ciddi bir mesele vardır elbette. Demekle olmuyor. Hani dilin kemiği yoktur ya, her şeyi söyler, o garibim beyinde o yalanlara inanır ve parmaklara emir vererek, öylesine birşeyler yazdırır. O hesap olmuş. Koyarsın buraya linklerini, hangi 200 liraya, hangi 1500 lükmüş görürüz. En azından kişilerin portföyleri ve kıyaslamaları daha sağlıklı olur. Tabii, bir Antresin, Beast Masterin karşısına Allaround olmaz. Sıkletinde olmalı kıyaslamalar. Teferruat derken, teferruatın ve bu teferruatta kullanılan malzemelerin kalitesinden bahsetmiştim. Bu teferruatları kabul etmeseydik, benimsemeseydik, ne Airbag, ne ABS, ne ASR, ne Avangarde, vs.vs.vs.vs. olmazdı hayatımızda. Ve 56 model Chevroletleri, yada H.Muratları kullanıyor olurduk; halahazırda. Kağıt üzerinde süper olan M-16, sahaya çıkınca langır lungur bir alet olan Ak-47 karşısında hep kaybeder. Dersin de; Gerçi, makina & makinalı terimleri ve amaçları yaklaşık olarak birbirine benziyor ama, o makinalılara da girme istersen. O tarafta karışmasın. Daha öncelerinde STEN ler vardı. Bilmem bilirmisin ? Kullanmışlığın var mı ? Ben onları da kullandım, bunları da, mavzer dediğimiz Kırıkkaleleri de. Hatta G3 lerin ilk orijinalerini de. Ve G3 - A3, G3 - A4 diye de ayrışırlardı aralarında; spin gibi, surf gibi. Bak incele istersen ? Sizin tezinizin tam tersini söylüyor konunun uzmanları. Her zaman olduğu gibi. http://forum.shiftdelete.net/konu-disi/201320-kalasnikof-m16-ve-g3-testi.html Burada paylaşacak ve göreceğiz yakın zamanda, kısmet olursa. Eh artık, umarım sizde 1-2 ürünü en küçük pimine kadar parçalar, görüntüler ve arasında sağlıklı kıyaslama yaparız. Yeni başlayan arkadaşlarda, en azından bir ameliyatın safhalarını ve iç organları görmüş olurlar. İyi olmaz mı ? Tabii, parça arttırmaca yok. O zaman malzemeden çalmış oluruz.
Tica kağıt üzerinde gayet güzel duruyor; ancak bilya sayısının fazlalığı huylandırdı beni... Konu üzerine konuşacak olursak oradaki makinaların sadece bir-iki tanesini biliyorum ve denedim; bu durumda tüm bunların arasından seçim yapmak pek gerçekçi olmaz... Zor bir soru olmuş...
Kağıt üzerinde her şey, M16 daha iyi dedirtir. Ama Vietnam'da bu aletler bidliğin çuvallar, millet namlusuna prezervatif geçirip, bozulmasın diye kullanmaya çalışır. Şuradan olayın aslını okumak mümkün olacaktır: http://books.google.com.tr/books/about/AK_47.html?id=YSje9jkjuAkC&redir_esc=y M16, görünüşüte süperdir, ama vietnamda resmen çuvallr, bakımı zordur, toz topraktan çok etkilenir hemen bozulur. Sonuçta, kazanan AK47 olur.
Okumak ayrı şey, okuyup da kullanmak, kullanmayı bilmek ayrı. Tabii bu, kullanıcıdan kullanıcıya değişir. Biz okuyor ve okuduğumuzuda icra ediyoruz. Siz sadece okuyor ve okuduğunuzla yetiniyorsunuz. Link dedik pas geçmişsin, makinaları söküp ameliyat dedik, iç organlar dedik, hepsini pas geçmişsin. Burada esas önemli olan konular varken, ben ne yapayım elin Vietnam'lısını, yüreği ve cesareti olmayan askeri ?
O liste içinde dikkatimi çeken makinalar şunlar; - Okuma Raw 55 - 4.5:1 - 11 rulman - 492 gram - 0.35mm/260m - 296 TL - Mitchell Armada Pro 6500 - 5.4:1 - 10 rulman - 495 gram - 0.35mm/200m - 296 TL - Ryobi Applause 6000 - 5.0:1 - 5 rulman - 580 gram - 0.33mm/250m - 194 TL - Okuma Distance Surf Pro 60 - 4.5:1 - 9 rulman - 570 gram - 0.30mm/310m - 204 TL - Spro Incognito 965 - 4.3:1 - 9 rulman - 555 gram - 0.25mm/260m - 162 TL belirttiğiniz gibi Tica kağıt üzerinde güzel duruyor ama tecrübeler ne gösteriyor acaba? Not: Shimano Biomaster 8000 SW PG için 730TL'den daha iyi fiyat alabileceğim Türkiye/İstanbul'da bir yer biliyormusunuz? (bundan 1 tane almaya karar verdim)
Teknik olarak burası mekanik meraklıları paylaşım sitesi olmadığı için, pek ehemmiyet vermiyorum aletin iç organlarına filan. Benim için yaptığı iş önemli. Ama senelerdir bir sürü mekanik işle uğraşmış, yapmış, tamir etmiş vs. biri olarak diyebilirim ki, ki dedim de zaten, bir işi ne kadar az parçayla yapıyorsanız, o kadar iyidir, sağlamdır. Bu arada bizde okuduk evet, velakin mektebinde okuduk. Aramızdaki farkta bu zaten.
Teknik olarak burası mekanik meraklıları paylaşım sitesi olmadığı için, pek ehemmiyet vermiyorum aletin iç organlarına filan. Benim için yaptığı iş önemli. Ama senelerdir bir sürü mekanik işle uğraşmış, yapmış, tamir etmiş vs. biri olarak diyebilirim ki, ki dedim de zaten, bir işi ne kadar az parçayla yapıyorsanız, o kadar iyidir, sağlamdır. Bu arada bizde okuduk evet, velakin mektebinde okuduk. Aramızdaki farkta bu zaten. :clap2: :clap2: :clap2: :clap2: Niye ki ? Burada, konuyla ilgili her şey paylaşılır. Nice ilgisiz paylaşımlar yapılmışken. '' Pas '' dedin yani. Bende, restimi göreceğini sanmıştım. Mektebinde iyi okumalar. Bak, bu seferde istediğimiz 200 liralık ve 1500 liralık linkleri pas geçmişsin. Demek ki, o okuduğun mektep pek iyi değil. Sadece okuyorsun. İcraat yok. İcraat olmayınca da ......................
Ben sizlere bırak rest çekmeyi, masaya bile oturamam ki Selim bey. Gerçi Dnt.Şf. olarak Casino dönemlerimde olmuştur; Bursa'da ki icraatlarımız arasında.
